Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yine de bir insanın gülümsemesinden farklıydı. Bir şey eksikti. Kanın ağırlığı mı desem, hayatın acısı mı desem bilemiyorum. Özsüz gibiydi, bir kuşun değil, bir kanadın hafifliği gibi. Gülümseyen boş beyaz bir sayfa gibi. Yani tepeden tırnağa sahte hissettiriyordu insana.
Sessiz Melankoli
Çünkü etrafına neşe saçan, umutsuzluktan yaratılmayan ve aşkın elleriyle düşlerin beşiğine konulmayan bir insan, hayan boyunca varoluş kitabında boş bir sayfa olarak kalacaktır.
Reklam
1993 yılında Abbotsford, Kanada'da bir banka, Tyler Dyrsmid adında yirmi üç yaşındaki bir borsacıyı işe aldı. Abbotsford büyük iş anlaşmalarının çoğunun gerçekleştiği Vancouver'ın gölgesine sıkışmış, nispeten küçük bir banliyöydü. Bankanın konumu ve Dyrsmid'in acemi olması göz önüne alındığında kimse ondan çok fazla şey beklemiyordu. Ancak basit bir gündelik alışkanlık sayesinde Dyrsmid çok hızlı ilerleme kaydetti. Dyrsmid her sabah güne masasının üstündeki iki kavanozla başlıyordu. Birinde 120 ataş vardı. Diğeri boştu. Her gün masasının başına geçer geçmez telefonda bir satış görüşmesi yapıyordu. Hemen ardından dolu kavanozdan boş kavanoza bir ataş aktarıyordu ve süreç tekrar başlıyordu. Bana, “Her sabah bir kavanozda 120 ataşla işe başlıyordum ve hepsini ikinci kavanoza aktarana kadar telefon görüşmeleri yapmaya devam ediyordum,” diye anlattı. On sekiz ay içinde Dyrsmid şirkete 5 milyon dolar getirir hale geldi. Yirmi dört yaşma geldiğinde yılda bugün 125.000 dolara denk olan 75.000 dolar kazanıyordu. Çok geçmeden başka bir şirkette altı haneli bir maaşla iş buldu. Ben bu teknikten Ataş Tekniği olarak bahsetmeyi seviyorum ama seneler içinde bunu farklı şekillerde kullanan pek çok okuyucuya tanık oldum. Bir kadın her gün kitabı için bir sayfa yazdığı zaman bir kutudan diğerine bir saç tokası aktarıyordu. Bir başka adam tamamladığı her şınav setinden sonra bir kaptan diğerine bir bilye aktarıyordu. İlerleme kaydetmek tatmin edicidir ve ataşları, saç tokalarım ya da bilyeleri başka yere aktarmak gibi görsel ölçüler ilerlemenizin bariz kanıtını oluşturur.
Sayfa 209 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Yine de bir insanın gülümsemesinden farklıydı. Bir şey eksikti. Kanın ağırlığı mı desem, hayatın acısı mı desem bilemiyorum. Özsüz gibiydi, bir kuşun değil, bir kanadın hafifliği gibi. Gülümseyen boş beyaz bir sayfa gibi. Yani tepeden tırnağa sahte hissettiriyordu insana.
İçine düştüğümüz bu âlem Biri boş iki sayfa, bir çift kalem..
Düze çıkmak istiyorsak dünya halkları ve dinleri birbirlerine ellerini uzatmalılar. Ama bunun işe yarayacağına hiç inanmadığımı da itiraf etmeliyim. Sanırım tren kaçtı. Şimdi hayatta olanların yok olması ve yerlerine yeni bir insanlığın gelmesi gerek. Boş bir sayfa açması lazım. İnsan ırkının saldırgan nitelikleri bir miktar azalmalı. Daha az yufka yürekli bir insanoğlu büyük resmi görebilme yeteneğine sahip yeni bir tür ortaya çıkmalı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Düze çıkmak istiyorsak, dünya halkları ve dinleri birbirlerine ellerini uzatmalılar. Ama bunun işe yarayacağına hiç inanmadığımı da itiraf etmeliyim. Sanırım tren kaçtı. Şimdi hayatta olanların yok olması ve yerlerine yeni bir insanlığın gelmesi gerek. Boş bir sayfa açılması lazım. İnsan ırkının saldırgan nitelikleri bir miktar azalmalı. Daha az yufka yürekli bir insanoğlu, büyük resmi görebilme yeteneğine sahip yeni bir tür ortaya çıkmalı.
Ne kadar çok Yahudi katletseniz de, disiplin ve düzen konusunda ne kadar ısrar etseniz de, etrafta, sizin yüce planınızı kirletecek bu insan artığından kalıyordu. Milan Kundera Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda şöyle der: “Ölümün iki yüzü vardır. Biri yok oluş; diğeri de geride kalan korkutucu varlık, yani ceset.” Ölüm hem varlığın yok oluşu, hem de onun artığıdır. Ölüm hem varlığın yok oluşu, hem de onun artığıdır. Olağanüstü bir şekilde anlamlı ama boş bir sayfa kadar da anlamsız...
Özsüz gibiydi, bir kuşun değil, bir kanadın hafifliği gibi. Gülümseyen boş beyaz bir sayfa gibi. Yani tependen tırnağa sahte hissettiriyordu insana.
Değişim duygusunun Bütün Osmanlı İmparatorluğu'nu kapladığını, çok yakın gelecekte değişimin kaçınılmaz olarak gerçekleşeceğini; " Şurası kesin ki, hareket eden bir parmak boş bir sayfa üzerine yeni bir başlık yazdı" ifadesiyle anlatıyordu. Bu kaçınılmaz değişimin ancak İttihat ve Terakki ile yaşanacağına inanıyor bu nedenle de İttihatçıların İngiltere'de desteklemesi için Lord Cromer'den yardımını istiyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Bu seferki gülümseme kırışıkları olan bir maymunun gülümsemesi değildi ama oldukça başarılı bir gülümsemeydi. Yine de bir insanın gülümsemesinden fark­lıydı. Bir şey eksikti. Kanın ağırlığı mı desem, hayatın acısı mı desem bilemiyorum. Özsüz gibiydi, bir kuşun değil, bir kanadın hafifliği gibi. Gülümseyen boş beyaz bir sayfa gibi. Yani tepeden tırnağa sahte hissettiriyordu insana.
Bu seferki gülümseme kırışıklıkları olan bir maymunun gülümsemesi değildi ama oldukça başarılı bir gülümsemeydi. Yine de bir insanın gülümsemesinden farklıydı. Bir şey eksikti. Kanın ağırlığı mı desem, hayatın acısı mı desem bilemiyorum. Özsüz gibiydi, bir kuşun değil, bir kanadın hafifliği gibi. Gülümseyen boş beyaz bir sayfa gibi. Yani tepeden tırnağa sahte hissettiriyordu insana.
"Bazı hikâyeler vardır ki nihayet bulsa da ardında boş sayfalar bırakır. Şimdi, yüreğe düşen nur ile arındırılmış bomboş bir sayfa gerek bize... Haydi, rastgele! Rastgele İnşaAllah..."
Sayfa 32 - Karina YayıneviKitabı okudu
Eğer insan yeniden doğmazsa yaşamı, varoluş kitabında boş bir sayfa olarak kalır
Sayfa 12
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.