Eğitim ve öğretim gören insanların her biri, örneğin doktor, hakim, subay, mühendis, avukat, memur, öğretmen.. Halkı için ışık saçan birer fener olmalıydı. Her bir fener de ister dar bir sokağa, ister bir meydanlığa ya da kasabanın dışına konulmuş olsun, mutlaka bulunduğu yeri aydınlatmalıydı. Böyle olmalıydı ama olmadı...
- Padişaha ne götüreceğini buldum, dedi. Sen ona bir testi su götür. + Bir testi su hediye olur muydu? Adam, bunu duyunca gülmeye başladı. Ama daha sonra bu fikre aklı yattı: - Olabilir dedi karısına. Bizim buraların suyu güzeldir. Padişahın oturduğu yer koca bir şehir olmalı. Böyle güzel suyu var mı bakalım? + O köyün suları gerçekten de dillere destandı. HEM PADİŞAH DEDİĞİN ALÇAKGÖNÜLLÜ OLMALIYDI. GETİRİLEN BİR HEDİYEYİ KÜÇÜMSEMEK BÖYLE BİRİNE YAKIŞMAZDI.
Sayfa 40 - Rûmî yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğitim ve öğretim gören insanların her biri, örneğin doktor, hâkim, subay, mühendis, avukat, memur, öğretmen., halkı için ışık saçan birer fener olmalıydı. Her bir fener de, ister dar bir sokağa, ister bir meydanlığa ya da kasabanın dışına konulmuş olsun, mutlaka bulunduğu yeri aydınlatmalıydı.Böyle olmalıydı ama olmadı..."
"Bizim suçumuz onların suçunun çok çok üstündedir. Belki on kat daha fazladır. Bir defa şuna bakınız: Biz her nasılsa özel bir eğitim gördük. Bunun sayesinde birtakım haklara sahip olduk, büyük makamlara ve memuriyetlere geçtik. Fakat ondan sonra ne yaptık? Ne yapacağız? Uyuduk: Evet, sadece uyuduk! Eğitim ve öğretim gören insanların her biri, örneğin doktor, hakim, subay, mühendis, avukat, memur, öğretmen... Halkı için ışık saçan birer fener olmalıydı. Böyle olmalıydı ama olmadı..."
... Doktorluğu boş verip avukat olmalıydı. Şu pis avukatın yerinde kendisi olsa, Cevdet'in davasını hemencik kabul ediverirdi. Parası olmadığı için avukat tutamayanlara yazık değil miydi? "Ben avukat olmalıyım ki," dedi. Kosti de onun gibi düşünüyordu. Ne demek istediğini anlamıştı. "Ben de." "Ama doktor da olmak lazım! Öyle sefil, öyle perişan hastalar var ki değil doktor, ilaç, ekmek parası bulamıyorlar. Ne düşünüyorum biliyor musun? İnsan hem doktor hem de avukat olmalı!" Kosti ekledi: "Hem hakim, hem kasap, hem bakkal..." "Yahut da büyük bir tenor ya da kemancı!" "O niye?" "İnsan hem avukat, hem doktor, hem kasap, hem fırıncı olmadan da insanlara yardım edebilir. O zaman çok kazanır, dolu parası olur." Hasan saçmaladıklarını anlamıştı: "Boş ver, böyle bir şey olmaz. En iyisi, ne açlar ne de suçlular olmalı. Kimse kimseye muhtaç olmamalı!"
Sayfa 205
Erling Fall ancak evine döndükten sonra, yüzyılın sonunda Paris'te karanlık bir kış akşamında böyle bir yazgıyla karşılaşmasına neyin yol açtığını doğru dürüst düşünme yürekliliğini gösterebildi ve kafasından geçenlerin verdiği gerginlikle, aklı başında sayılan biri olarak, önceden belirlenmiş yollardan geçerek sürdürmek ve bitirmek istediği
Reklam
190 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.