Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
448 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kuşatma ve Fırtına'yı ilk kitap bittiğinden beri okumak istiyordum. Fakat biraz hayal kırıklığına uğradım. İlk kitaba göre çok durgundu. Aslında sadece ilk 50 sayfa ve son 50 sayfa biraz heyecanlıydı, devamı bayağı durgundu. Ama tabi kitabı yine de sevdim ve hemen önümüzdeki ay 3. kitabı okuyup seriyi bitireceğim. Son kitabın daha heyecenlı olduğu kesin.. vee spoiler vermek istemem ama çok süper şeyler olacak heyecan dolu. Açıkçası ben ilk kitabın başlarıunda Karanlıklar Efendisini çok sevmişti. Böyle şeyler yapmamalıydı. 7 puan vermemin sebebi 50-180 sayfaları arasının biraz durgun olmasıydı. Ama kitabı kesinlikle okuyun derim. Alina çok tatlı bir karakter kitap boyunca ona gıcık olup yaptığı şeyleri çok saçma buldum. Hala da fikrim pek değişmiş sayılmaz. Bu kitapta yeni bir karakter katıldı Nikolai.. Favori karakterim tabi ki Nikolai oldu. Kuşatma ve Fırtına'yı başlarlar da okurken sıkılsam da 100 sayfa sonra falan aksiyon arttı ve kitap bana seriyi tekrar sevdirmeyi başardı. Bir de şu Alina ne istediğine karar verip ipleri eline alsaydı veya en azından çaba gösterseydi, bu kitap çok daha güzel olurdu...
Kuşatma ve Fırtına
Kuşatma ve FırtınaLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20144,539 okunma
Buda bir ağacın altında meditasyon yapıyordu. Bu bir dolunay gecesiydi ve şehirden birkaç genç, felekten bir gece çalabilmek için ormana gelmişlerdi. Yanlarında bol bol şarap ve çok güzel bir fahişe getirmişlerdi. Buda’nın meditasyon yapmakta olduğu ağacın hemen yakınında yiyip içmeye, dans edip kadını soymaya başladılar. Hepsi sarhoş olduğu için
Reklam
“Yağmur ve Fransızca” şiirin hikayesini şöyle anlatır Haydar Ergülen : 19 Mayıs Ortaokulu’na 1968 yılında başladım.Büyüyünce ‘edebiyatçı’ olmak istediğim için de yabancı dil olarak Fransızca’yı seçtim. Benim gibi isteyerek Fransızca’yı seçen bir sınıf arkadaşımla kısa sürede iyice yakınlaştık.Adı Şahin’di arkadaşımın sağ gözü görmüyordu,takma göz
Böyle yüce bir kadın bulup da sevmek ve sonra sevilmek çok mutlu olmak lazım gelen yaşam arasında, bu kadar mutlu olsak bile, yalnız sayılması bir hafta sürercek hastalıklar ve felaketlerin olası kurbanı olmak, böyle tesirinin esiri bulunmak ona pek acı geliyordu. Buraya gelince "ben aksine, o kadar bile mutlu olmadım, yalnızca sevdim." Diyordu. O yalnızca sevmişti, aşk sözcüğünün belirsizce hissolunan en büyük anlamına kadar sevmiş, ölümlere kadar sevmişti. Ancak onu istemenin bile bir cinayet olduğunu görerek yaşamda sevdikleri tarafından sevilenler de olduğunu düşünerek ah diyordu. Sonra, öyle sevip sevilenler için bütün o felaketler gelecekti değil mi? Ah onların ne kadar ölümlü, elimizden kaçmak, soluvermek, bir gün hazin son nefes ile sönüvermek için, nasıl yalnızca bunlar için yaratılmış olduklarını ne kadar acı görüyordu. Mutlu olsak bile yaşam, yanlızca yok eden yaşam, yanlızca yiyen, yıkan öldürüp ezen yaşam egemen oluyordu.
Ahmed Arif Ölümyıldönümü
Ruhun şad olsun Ahmed Arif ( 2 Haziran 1991 ) ( Asıl adım Ahmed Önal, Ahmed Arif olarak bilinirim. Yaşamım boyunca hakkı aradım; ezilenin ve güçsüzün yanında durdum.) Leylim Leylim ile varlığından haberdar olmuştum ilk kez Arif'in. Bende derin izler ve hüzün bırakan okuduğum mektuplardaki muhteşem ve ölümsüz bir aşk hikayesiydi. Karşılıksız, çıkarsız, riyasız bir aşktı Leyla Erbil'e Ahmed Arif'in hissettikleri. Adam gibi "ADAM"dı, yürekten sevmişti kadınını yücelterek sevmişti. Benliğinde, her bir hücresinde, iliklerinde hissetmişti aşkını, sevdasını. Sözlerinde, o muhteşem dizelerinde doyasıya dile getirmişti yüreğinden dökülenleri. Böyle aşklar kaldı mı ki günümüzde? Sanmıyorum, kalsa da okyanusun derinliklerindeki bir inci tanesi kadar enderdir diyebiliyorum özetle. "Ruh eşi" tanımıyla eşleştirdiğim ve varlıkta kavuşamayan, ruhları arafta kalan bu iki özel insanın aşkına mektuplarda bile olsa şahit olmak çok güzeldi. Çok ama çok özel ruhlardı çünkü. "Ve biz, milyarlarca, aşkın, yalanın, alçaklığın, kahramanlığın; kapıları, kapakları, kuş uçurmaz uzaklıkları ve ayrılıklarıyla, kahrolası yasaklarıyla, bu acayip kaos karanlığında, biz ikimiz! İki müthiş hasret, iki parça can. ~Leylim Leylim~ "Gözlerinden, burnunun üst dudağına düşen fark edilmez incecik gölgesinden öperim canım. Öperim ömrüm. Yaşşa! " ~Leylim Leylim~
GÜZEL DEDE
Evet, yıllar böyle geçti. Bir yürekte iki yâr, iki güzel kadın taşıyordu Güzel Dede. İkisi de aynıydı onun gözünde. Çünkü ikisini de çok sevmişti.
Sayfa 18 - Alter Yayınları
Reklam
Winter dokuz yaşındayken, bir kraliçenin bir muhafızla evlenmesinin normal olmadığını anlamaya başlamıştı. Böyle bir eşleşme tuhaf, hatta utanç verici olduğunu fark etmişti. Fakat o gece üvey annesinin haykırışlarını duyduğunda, Levana'nın neden babasını seçtiğini anlamıştı. Onu sevmişti. Dedikodulara, dik dik bakışlara, kaş çatışlara rağmen, onu sevmişti.
Sayfa 185 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
Yüzük Parmağında hüzünlü bir yüzüğün büyüsünü taşıyordu adam. Kaldırım taşlarında yürüyordu kalbinin. Ve yürümek fayda etmiyordu şubat soğuğunda geceleri. Biliyordu adam. Yüreğindeki sevdaya rağmen direniyordu ölüme. Korkuyordu... Her geçen gün içerlerinde büyüyen zehir bitiriyordu adamı. Korkuyordu evet. Ama ölmekten değil, Geri de
637 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir günah bir hayata mal olacak cinsten. Peki tövbe kapısı açık mı? Bu günahın affı var mı? Menzilimiz af, yolumuz çetin. Affın yolu "yeniden doğmak"tan mı geçmekte? Var mısınız DİRİLİŞ'e? "İçimde uyanan bir kurt var" diyordu, öncesinde zevklerinin peşinde koşan, gününü gün eden, varlıklı, toprak sahibi, soylu
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
423 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.