Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Julia'nun nefesi kesildi ve sözleri, kendi eline sürtünerek boşalır- ken çıkardığı haz çığlıkları arasında boğuldu. Saniyeler içerisinde Clay onun üzerindeydi. Fuları açmış, onun göz kapaklarının açılışını izliyordu. Gü- zel yeşil gözleri şehvetten bulanıktı. Daha önce hiçbir zaman onun gözlerinde şu anki gibi bir ateş görme- mişti. Julia
Sayfa 187
Reklam
Entarisi göğsünden çekilip yırtılmış, saçları­nın örgüleri çözülmüş ve dağılmış, sabah güneşinde ışıl ışıl parlıyor ve onun solgun yüzünü örtüyordu. Ama mağrurdu, başını dimdik tutuyordu, nefret dolu gözlerle ama umutsuz­ca bakıyordu kalabalığa... Saklayacak hiçbir şeyi yoktu ar­tık. Evet o, bir adamı sevmişti, hayatından fazla sevmişti! Yavrusu da işte böyle bir sevgiden doğmuştu!
Efe’nin birdenbire karnı ağrımaya başlamıştı. Ece, Efe’ye daha önce kendisinin de karnının ağrıdığını anlattı. Annesi ona sıcak bir çorba içirmişti, hiçbir şeyi kalmamıştı. Efe de annesinden çorba istedi. Fakat karnının ağrısı çorbayla geçecek gibi değildi.Efe hastaneye gitmeyi pek istemiyordu. Hastanelerin çok ama çok hasta insanların gitmesi
Geçmişte başkaları da onu sevmişti, tabii onların kısa ömürlü arzularını böyle ciddi bir kelimeyle nitelemek caizse, ama başkaları “budalalardı”; yapacak bir şeyleri olmayan gençler, daha iyi birini bulamayacak olan ihtiyarlar. Zaman zaman kendisi de “sevmişti”, ama ancak seks arzusunun, erkeğe duyulan arzunun sınırları dahilinde; onları, hak ettikleri gibi, bir iç çekişle reddetmişti.
Sayfa 220 - İletişimKitabı okuyor
126 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Onu bana ver diye tanrıya dua edemiyorum". Ne kadar derin ve ağır duygu yüklü bir cümle. Werther tam da böyle bir imkansıza gönül vermişti. Bile bile lades yapmıs, yüreğini ateşe atmisti.Nişanlı olduğunu bildiği halde Lotte'e aşık olmuştu.Gönlü ferman dinlememişti, duygularına ket vuramamıstı. Çünkü aşk engel tanımazdı ve bu aşk da ne yazık ki Werther'in sonunu getirdi. Çünkü çok büyük bir aşkla sevmişti Lotte'i.Okurken duygu seline kapılacağınız, su gibi akıp biten bir kitap. Benimde tavsiye üzerine okuduğum, iyiki okumuşum dediğim ve herkese okumalısınız diyebileceğim güzellikte bir kitap...
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,8bin okunma
Reklam
Öyle bi sevmişti ki beni herkese böyle sanmıştım.
Ortalık iyiden iyiye kararmıştı. Ben aşklar düşünerek bir yere oturduğumu, iki kadeh attığımı biliyorum. Sonra artık sarhoş olmuştum: Beni bir kız sevmişti, ben onu çıldırasıya sevmiştim. Böyle bir akşamüstü koluma girmişti. Tepebaşı’nın üstündeki kanepelere oturmuş Haliç’i seyrediyorduk: -Niçin şimdiye kadar bunu söylemedin? Birdenbire fena oldum. Sevilmeye alışık değilim…
Çok sevmişti onları. 'Hep benimle ilgilensinler istedim. Çünkü onların sevgisi olmazsa yaşayamam. Hayatı böyle düşünüyorum, hayat, yalnızca onların ilgi göstermesi. Hepsi benden başka bir şey düşünmesinler ve sardunyalar ben yokken onlar için de bir yangın olsun.'
Çok sevmişti bu aşk hikayesini. Aşkın böyle bir şey olduğunu düşünmüştü. Aşık olmak için sabırsızlanmıştı. Ama aşk için yıllarca beklemesi gerekti,uzun yıllarca.
Reklam
Güneş asfaltın üstünde parlıyordu. Kır çiçekleri yağmuru sevmişti. Bana çiçeklerin adlarını kim öğretecek Olric? Yeni şeyleri öğrenmek için çok vaktiniz olacak efendimiz. Ne kadar iyisin Olric. Benim bütün ihanetlerime göz yumuyorsun ve bana doğru yolu göstermiyorsun. Bir gün bu çiçekler o kadar büyüyecek ki bütün reklam demirlerini örtecek. Sarmaşıklar reklam levhalarına sarılacak ve tabiat medeniyeti yutacak. O zaman biz ne olacağız Olric? Biz her zaman yolda olacağız efendimiz. Ilerde bir ağaç topluluğu görüyorum Olric. Suyu görünce bir araya gelmişlerdir herhalde. Bir akarsu olmalı aralarında. Arabayı çimenlerin ortasında durdurdu. Sürekli akan çeşmenin yanına geldi. Selim, böyle çeşmelerde her tarafını ıslatırdı; suyu da içemezdi istediği kadar. Oysa, bazı insanlar vardır; en çamurlu yerlerden bile kolalı beyaz gömleklerini ve açık renk pantalonlarını kirletmeden çıkarlar. Böyle adamlar hayatta başarıya ulaşırlar Olric. Selim nereye tutunacağını bilemezdi. Bir eliyle çeşmenin duvarına dayanmaya çalışırken, öbür elini suya uzatır: dengesini bulamaz bir türlü. Ayakları çamura batar, dudak-ları suya yetişmez. Islanırız, gene kururuz; ne yapalım?
Sayfa 572Kitabı okudu
Gölge
Gölgene anlamlar yükledim. Ben seni seçtim. Sen canımı böyle yakarken ben canımı kurtarmayı seçmedim. Seninle kaldım. Işığıma güvenmediğim için senin gölgende çürüdüm. Aydınlığım olacak zannettiğim mumunda yanıp eridim. Karanlığında beklerken güvendeyim zannettim. Çünkü öylesini biliyordum. Babam da annemi böyle sevmişti.Acıtarak. Annem de beni böyle sevmişti.Acıyarak Ben de kendimi böyle sevmiştim.Acıma duymayarak. Başka türlüsünü bilmiyordum yani..
Sayfa 57 - DestekKitabı okudu
423 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.