YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/bsTzvrg-Pi4
Tolstoy'un bir başka gereksiz abartılan kitabından hepinize merhabalar... Tolstoy için çok yakın bir zamanda okuma rehberi hazırlamış olacağım ama ondan önce bu kitap hakkındaki
Camus ve Sartre’ın isimleri çoğunlukla birlikte anılır. İkisi de Edebiyat dalında Nobel kazanmıştır. Sartre daha yaşlı olmasına rağmen, Camus daha erken erişmiştir bu ödüle. Edebiyat denilince Camus’yu kıyas götürmeyecek şekilde farklı bir yere koyarım ben. Benim nazarımda Camus, birkaç gömlek üstündür Sartre’dan.
“Yabancı” bizim ülkemizde de
1) Mutlu olabileceğin, onunla hiperaktif çoçuklar gibi eğlenebileceğiniz, toplum ne der? Gericiliğinden uzak biriyle evlenmişsindir umarım.
2) iyi, neşeli, vicdanlı olmanın grekliliklerini kavrata bilen bir babasındır umarım. "İyi bir eğitim ailede başların" sorumluluğunu üstlenip bunun şartlarını yerine getirmişsindir, yoksa geçmişteki ben seni bulur vicdan azabından öldürürüm.
3) Denizi olan bir şehire taşındın değil mi bunak?
4) Yüzmeyi öğrenmiş, yamaç paraşütü yapmış, ilk kitabını çıkarmış, İstanbul'u gözlerin kapalı dinlemişsindir zaten.
5) Tek bir ideolojin olan; vicdanlı bir birey olmak anlayışından zerre sapmamış ol. Unutma hiçbir ideoloji uğruna ölmeye ve öldürmeye değmez.
6) Özgür olup, topluma ve onun dayattıklarına sırt çevirip kendi kararlarını sadece kendine danışarak almamışsan, onların sığ düşünce kalıntılarından beslenip ona göre bir hayat kurmuşsan kendine çabuk terk et bu evreni. Anladın mı moruk?
“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf
SUS
OTUR
DİNLE
GEZME
GİYME
Bir yazar 1861 yılında, sürgünde hapis olarak geçirdiği senelerin ardından bir kitap yazıyor; bense yazıldıktan 160 sene sonra bu eseri okuyup diyorum ki ''sen nasıl bir psikoloji içindesin, sen gerçek bir hastasın Dostoyevski''
Değerli arkadaşlar, kitabı gece 02.30'da bitirdim ve uyumak için yattığımda yarım saat kitabı düşündüğümü fark ettim ,
- İnsanın huzuru ve memnuniyeti dışarda değil içerdedir.
+ Nasıl yani?
- Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışardan, düşünen bir insan ise kendinde bulur.
İnsan ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayat harcar; fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek bir şeyi kalmayacağını bilmektedir...
Apollo 11 astronotlari Ay'a seyahat etmeden önceki aylarda ABD'nin batısında Ay' a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok Kızılderili topluluğa ev sahipliği yapıyordu. Bir yerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır:
Birgün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderili ile karşılaşırlar. Adam orada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay'a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır,sonra astronotlarin kendisine bir iyilik yapmasını ister.
Astronotlar "Ne istiyorsunuz" diye sorar.
Yaşlı adam, "Kabilemdeki insanlar Ay'da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim."
Astronotlar "Mesaj nedir?" diye sorar.
Adam kendi dilinde bişeyler mırıldanir ve sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler.
Astronotlar "Bu ne demek?" diye sorar.
Adam "bunu size söyleyemem. Sadece kabilem ile ay ruhlarının bileceği bir sır," der.
Üsse geri döndükten sonra astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulur ve ondan mesajı tecrübe etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalar ile gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotlarin dikkatle ezberledikleri sözlerin "Bu adamların size söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınizi çalmaya geldiler." olduğunu söyler.
Tarihte bütün filozoflar yaşamın anlamını farklı bir davranış biçiminde
bulmuşlardır. Mesela, bir Buda yaşamın anlamını kişinin kendi isteklerini
dizginlemesinde bulurken Darwin ise üreme mücadelesinde bulmaktadır.
Spinoza, yaşamın anlamını panteizmde bulurken herhangi bir dindar düşü-
nür, sahip olduğu iradeyi, kendisinden öte bir varlığa