...
işte o zaman Gazi Mustafa Kemal Paşa parladı.
Türk genci inkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten fazla inanmıştır. Rejimi ve inkılapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük kıpırtı ve hareket duydu mu Bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, adliyesi vardır... demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. elle, taşla sopa ve silahla...
Nesi varsa onunla eserini koruyacaktır.
Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, Polis henüz inkılap ve Cumhuriyetinin polisi değildir diye düşünecek, fakat asla yılmayacaktır.
Mahkeme, onu, mahkum edecektir. Yine düşünecek: Demek adliyeyi de ıslah etmek rejime göre düzenlemek gerekli.
Onu hapse atacaklar! Kanun yolunda itirazlarını yapmakla beraber, bana, İsmet Paşa'ya Meclis'e telgrafları yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını istemeyecek...
Diyecek ki Ben kendi kanaatimin gereğini yaptım. Müdahale hareketinde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim görevimdir.