Spoiler içerir.
“Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir… Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini
Kapanış Konuşması
İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık
kapanış konuşması
İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık
72. kapanış konuşması
İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine
Ey gönlüm, seni küçük utançtan ve kuytular erdeminden arıttım, seni güneşin
önünde çıplak durmaya kandırdım.
Böyle Buyurdu Zerdüşt, "Büyük Özlem Üstüne"
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık olması en az altı
Mektuplar...
Yeni neslin çok da aşina olmadığı, eski devirlerde yaşayan insanların telgraftan sonra, gelen tek haberleşme kaynağı. Özellikle sevgiliye yazılan mektuplar...
Söze dökülmekte zorlanılan hislerin, yazıya dökülmesiyle daha bir anlam kazanır. Özellikle de kullanılan yazım dili, etkin bir yazım dili ise. Boşuna dememiş atalarımız, "
İyilik ve Kötülük değişen doğru ve yanlışlarımıza rağmen belirgin iki çizgidir. İyi; kendisine, çevresine, bağlı bulunduğu millete.. dünyaya güzel ve faydalı şeyler bırakabilmektir, bunu yaşayabilmek.. bir ömür. Ve kötülük bunun tam tersi.. Ve merak ediyorum kötülük bir seçim olmasına rağmen, gerçekten bir seçim mi? İnsanı bu yola iten, sadece
Ahmet Hamdi TANPINAR – Sahnenin Dışındakiler
Sabiha, Cemal, Süleyman Bey, Nasır Bey ve diğerleri... Yine çok güzel bir Tanpınar eseri. Milli mücadele yıllarının eseri.
1920'li yıllarda geçen bir eser. İstanbul, sahnenin içidir, Anadolu ise sahnenin dışı. İstanbul harika şekilde tasvir edilmiş ve okuyucularına aktarımı oldukça eşsizdir. Doğu-Batı değer analizinin en sağlam olduğu eserdir, Sahnenin Dışındakiler.
Cemal üniversite eğitimi için İstanbul'a gelir ve eserin kurgusal hikayesi başlar. Sabiha'ya aşıktır Cemal. Tarih kokar bu kitap, aşk kokar, dram ve yalnızlık kokar ve biraz da sahtelik...
Milli mücadele, ittihat ve terakki cemiyeti dönemleri, padişah yandaşlığı ve karşıtlığı... Ne aranıyorsa mevcut bu eşsiz eserde.
Sonu zor, acı ve kötü biten bir eser. Karamsarlığı dibine kadar yaşadım.
Tanpınar okumak kesinlikle bir ayrıcalık. Üstüne bir de bu eşsiz ve nadide külliyatı Ilker Toprak ve Özlem Arıbaş Akbaş ile okumak ayrıcalık üstü bir durum. Yeniden teşekkür etmek isterim bu külliyatı birlikte okuma fırsatı bulduğumuz için. Tanpınar külliyatını sizinle birlikte okumak büyük bir keyif ve bilgi birikimi sebebi...
Hâlâ Tanpınar okumadıysanız lütfen daha fazla geç kalmayın. Tavsiyemdir ki; “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kitabı ile başlayıp külliyatı sırayla okumalısınız. Bu külliyat eşsiz ve kesinlikle nadidedir...
Hayatımın en önemli kitabı olan "Ölü Kuşların Sessizliği"yle tanışmamdan hemen sonra başladı her şey. Büyük bir duygu devrimi gerçekleştirdi bu kitap benim sıkıcı ve monoton hayatımda. 'Ama ne yazık ki elimde değil bu kitap' diyerek biraz özlem biraz da hayıflanma içeren bir cümle bırakmak istiyorum buraya.. Ama ne derler bilirsiniz
Günaydın. Bazen ne kadar kolay vazgeçiyoruz bir şeylerden, birilerinden, gayemizden, vesiareden. Tuhaf... Paulo Coelho, "Hayallerin bedeli hep yüksek olmuştur." der. Bu bahsin tek doğrusu olmaz fakat, zorlu yollar ekseriyetle doğru yollardır sevgili okur. Var olun.
Gizem Olcay - Doğuruyorum, Doğuyorum
Masa Dergi, 10. Sayı
Büyük