Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Issızkılık V
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Issızkılık IV
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Reklam
Issızkılık III
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Issızkılık II
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
224 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
“ Sevildiğin yere çok gidip gelme , kesilir muhabbet itibar olmaz”
Aşık Sümmani
Aşık Sümmani
sözüyle başlmk istedim, kendimce incelememe..
Nurdan Gürbilek
Nurdan Gürbilek
, ara, ara olsada bu sekizinci, buluşmamız, keyıfli gecen tadı damakta kalan hem hal oluşumun sonuna., gelmiş bulunuyoruz ruhumu besleyen verimli bir okuma oldu yıne.. Kalemine sağlık olsun.
Nurdan Gürbilek
Nurdan Gürbilek
Yazarlar yapıtlarının dünyaya verilmiş benzersiz yanıtlar olmasını ister. Ama bir yapıtın neden benzersiz olduğunu görmek için ona bir başkasının ışığını düşürmek gerekir.. Başkaları ne söylerken o bize bunu söylemiştir? Aynı soruyu başkası nasıl, o nasıl yanıtlamıştır? Başkasının probleminin yerine kendi problemini geçirebilmiş midir? Benden Önce Bir Başkası bir yazarı bir başkasının ışığında okuyan denemelerden oluşuyor. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını Kafka'nın Dönüşüm'üyle, Kafka'nın Babama Mektup'unu Oğuz Atay'ın "Babama Mektup"uyla, Tanpınar'ın günlüklerini Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar'ıyla, Benjamin'in Pasajlar'ını Tanpınar'ın Beş Şehir'iyle birlikte okuyan ikili denemeler. Peyami Safa'nın "Şark Nedir?"ini Cemil Meriç'in Bu Ülke'siyle, Cemil Meriç'in Bu Ülke'sini Edward Said'in Şarkiyatçılık'ıyla birlikte ele alan, bir çapraz okuma perspektifiyle birbirine bağlanan karşılaştırmalı denemeler.
Benden Önce Bir Başkası
Benden Önce Bir Başkası
Deneme yi bırde
Nurdan Gürbilek
Nurdan Gürbilek
'ten okumk isterseniz BUYURUN
Benden Önce Bir Başkası
Benden Önce Bir BaşkasıNurdan Gürbilek · Metis Yayınları · 2016137 okunma
GALATASARAY LİSESİ Galatasaray Lisesi Türkiye’de kuruluş tarihi en eski olan okuldur. Temeli Fatih Sultan Mehmet’in oğlu II. Sultan Bayezit tarafından atılmıştı. Rivayet edilir ki: O zamanlar, Galata’nın arkasındaki sırtlar, yani Beyoğlu, muazzam bir ormanla kaplı bir kırlıktır. Avcıların gezip dolaştığı yerlerdendir. Bir kış günü Sultan Bayezit da oralarda avlanmağa çıkar. Bugünkü Boğazkesen Caddesi’nin geçtiği vadide tipiye tutulur. Sığınacak bir yer ararken gözüne bacasından duman tüten bir kulübe ilişir ve hemen oraya at sürüp kapısını çalar… Kapıyı beyaz sakallı, yüzü nurlu bir ihtiyar açar, “Buyurun padişahım!” der. Sultan Bayezit içeriye girer. Girer ama şaşırır kalır; kulübenin içi gül saksılarıyla doludur. Fidanların hepsinde taze taze güller açmıştır. Padişah ile münzevi derviş saatlerce sohbet ederler. Sultan Bayezit kalkacağı sırada: “Gül Baba! Benden ne istersin?” deyince münzevi de: “Padişahım, burada bir mektep yaptır. Bu mektepte okuyup yetişenleri de devlet hizmetinde kullan” cevabını vermiş. Saraya dönen Padişah hemen emir vermiş. Orada şu kadar bin dönümlük arazinin etrafına duvar çekilmiş. İçinde iki yüz çocuğun okuyabileceği üç koğuşlu bir okul yaptırmış. Okula bir camii, her koğuşa birer hamam, çocukların başındaki amirler için daireler yapılmış. Farsça, Arapça, okuma-yazma, musiki hocaları tayin edilmiş. Bu arada Gül Baba da bu yatılı okulun elifba hocası olmuş…
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Reklam
— Saklı bir hakikatin örtüsünü kaldıracağım gözlerinizin önünden... şimdi beni can kulağıyla dinleyin Albay! şu yaşadığımız dünyada aslolan tek hakikat nedir bilir misiniz? ben söyleyeyim: bu dünya var ya, paranoyak olmuş!... ya! bildiğin paranoyak! olmayan şeyleri var sanıyor, çizmiş işte kafayı! maalesef Albay, maalesef!... eh orduyu benden iyi bilirsiniz Albay, gezin bütün kışlaları teker teker, bir er bulamazsınız! niye, çünkü alayı general!... baştan sona arşınlayın demiryollarını, bir bekçi bulamazsınız! niye, çünkü alayı baş mühendis! alayı baş makasçı mühendis! alayı baş yüklükçü mühendis! — Öyle! öyle! aynen öyle! — Eh bakın tiyatroya... aynı bok tiyatroda, buyurun... bizim köylü güzeli, ömrü hayatı “yumurta tavuk”, bir gün atlar trene, gelir şehre, istikamet doğruca Elysee - des - Beaux - Arts pasajı, Brichantzky ’ den ayaküstü bir iki ders, oldu bitti tamam! şanmış, dansmış, diksiyonmuş, salla! koy götüne repertuarın!... abla bitirdi olayı!...
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
“Cephedeki tüm babaları gördüm ben. Senin baban bundan böyle Cumhuriyet’tir çocuk.” Şerbetçi bir çocuk. Babası cephede şehit olmuş fakat hala babasının döneceğine dair sırtında kocaman dağdan bir umut taşıyan bir çocuk. Trenden inen her askere binbir umutla bakıp, babası eve dönerse annesi şaşkınlıktan bayılıp kalırsa düşüp bir yerini incitmesin diye kapının hemen önüne minder seren bir çocuk. Var mısınız onun gözünden yaşadıklarını okumaya? Ne babalar, ne eşler ne kardeşler yitip gitti bu vatan uğruna. Bir çocuğun gözünden o döneme ait bir şeyler mi okumak istiyorsunuz, e buyurun madem. Cumhuriyet’in İlk Sabahı tam aradığınız kitap. İlber Hoca’nın kıymetli tarihi bilgilerinden de tırtıklayabilirsiniz kenarından köşesinden. Sevmedim diyen taşa döner benden söylemesi :) Bir çocuk kitabı gibi görünse de çok dersler çıkarılacak bir kitap bu. Teşekkürler Şermin Yaşar, teşekkürler İlber hocam. Sizi yerim :) Hemen bir yerlerden bulup buluşturup bu kitabı okuyun, okutun. Sevgiler #alıntı “Umudun ne olduğunu o komşudan daha iyi biliyordum ben. Şehre gelen her gazinin peşinden belki babamdır diye koşuyordum ama o bizim eve gelmiyor, hep başka eve gidiyordu.” Cumhuriyet’in İlk Sabahı, Şermin Yaşar&İlber Ortaylı
Cumhuriyet'in İlk Sabahı
Cumhuriyet'in İlk Sabahıİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20231,649 okunma
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Reklam
Genç kalmanın sırrı
70, 80 ve 90 yaşlarında üç kardeş varmış. Üçü de, 60 yaşında üçüzler gibi görünüyormuş. 70 yaşındakine genç kalmanın sırrını sormuşlar. O da, 80 yaşındaki abisine sorulmasını söylemiş. Benden on yaş büyük olduğu halde, benim gibi 60 yaşında görünüyor demiş. 80 yaşındakine gitmişler, o da 90 yaşındaki abisini göstermiş, benden büyük olduğu halde o
3.cilt
498. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün –veya bir gece- evinden dışarı çıkmıştı. Baktı ki, Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhümâ oradalar. Onlara: – “Bu saatte sizi evinizden dışarı çıkaran sebep nedir?” diye sordu. Onlar: – Açlık, yâ Resûlallah, dediler!Peygamberimiz: – "Gücü ve
Fazla bunalımlısın :/
Buyurun nefret edin benden, lanetleyin ve gördüğünüzde yolunuzu değiştirin. .
Sayfa 128
İmam-ı Kuşeyri buyuruyor ki: Bir Mevla'nın dostu hacca gitti, dönüşünde Diyarbakır'a uğradı. Diyarbakır'daki caminin müezzini dedi ki: Efendi hazretleri buyurun kürsüye çıkın da dedi veya minbere çıkın da dedi birkaç kelime söyleyin insanlar istifade etsin, zatı alinizin ilminden. İyi dedi. Çıktı ondan sonra konuştu, konuştu. Yani millette bir his yok, bir heyecan yok. Millet kimi uyur, kimi ondan sonra tavanlara bakıyor. Kimisi Leyla'yı düşünüyor, kimisi kasayı düşünüyor vesaire millette bir hal yok. Geldi dedi ki ona: Efendi hazretleri bu insanlar dinlemiyor seni dedi, yani bitir vaazı demek gibi bir şey ifham etmek istedi, anlatmak istedi. Dedi ki: Ya! Öyle mi dedi, öyle mi dedi. Demek benim vaazımı dinlemiyorlar. Ondan sonra kendileri haklı, biz haksızız öyle mi dedi peki. Peki, öyleyse dedi, tamam dedi. Bu sefer camideki kandillere hitaben konuştu. Vaaza başlarken: "Eyy cemaat, ey Allah'ın dostları!" falan diyerek başlamıştı. Peki, şimdi ise camideki kandillere hitaben: "Kandilleeer!" der demez bütün kandiller patır patır aşağı düştü. Kusur benden değil, diyor. Kusur, kusur onlardandır, diyor. Bunları gör. Bunları gör. Bunları duy. Bunları beynine yaz demiyorum, bunları beynimize kazıyalım, kazıyalım. Allah göstermesin bir daha bunlar gelmeyebilir.
412 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.