Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her kimin kim hemdemi gül yüzlü bir cânan olur Hânesi cennet gibi dâim bahâristan olur (Her kim ki gül yüzlü bir segiliyle oturup kalkar; evi cennet misali bir bahar yurdu olur.)
Çıkınca karşıma Cânân'ımın yeşil yurdu, Gözüm karardı, atıldım harim-i câzibine..
Mehmet AkifKitabı okudu
Reklam
Alp Arslan ve Malazgirt Savaşı
Tuğrul Bey, 1055 yılında Bağdat'ta Selçuklu hakimiyetini tesis ettiği zaman kendisine halife tarafından tevcih edilen, "Doğu'nun ve Batının Sultanı" unvanı sadece Selçuklular'ın İslam dünyasının liderliğini ele aldığının değil, aynı zamanda bundan sonraki dönemlerde, temsil ettikleri gücü daha da pekiştirmek ve alanını genişletmek adına Şii dünyasının artık en kudretli yegâne gücü olarak hakimiyet süren Fatımi ülkesine dönük politikalar geliştireceğini de göstermekteydi. Tuğrul Bey'in vefatından sonra yerine geçen yeğeni Alp Arslan amcasının benimsediği bu potikayı devam ettirdi. Alp Arslan'ın, Bizans İmparatoru Romanos Diogenes ile yaptığı ve neticesinde Anadolu'nun Türk yurdu haline gelmesine neden olacak Malazgirt Savaşı, önceden planlanan bir savaş değildi. Alp Arslan'ın bu savaş öncesindeki asıl niyeti Mısır'a gidip, Şii Fatımiler ile savaşmaktı. Ancak onun hareketini haber alan Bizans İmparatoru Diogenes'in, Selçuklu ülkesine yürümesi rüzgarı farklı bir yöne çevirmiş, Alp Arslan hızlı bir şekilde geriye dönerek kendi ülkesini savunmak zorunda kalmıştı. Fatımi devleti ortadan kaldırılmasa da onun hedeflerini büyük ölçüde oğlu Melikşah gerçekleştirdi. Haşim Şahin
Sayfa 53 - Kronik KitapKitabı okudu
"Alp Arslan'ın, Bizans İmparatoru Romanos Diogenes ile yaptığı ve neticesinde Anadolu'nun Türk yurdu haline gelmesine neden olacak Malazgirt Savaşı, önceden planlanan bir savaş değildi. Alp Arslan'ın bu savaş öncesindeki asıl niyeti Mısır'a gidip, Şii Fatimiler ile savaşmaktı."
Sayfa 54 - Kronik KitapKitabı okudu
"Türklerin en eski yurdu Hakasya mıdır?" "Bence öyle... Hakasya, Altay ve Sayan Dağlarının arasında, bugün Orta Sibirya'nın güneyinde yer alan bölgenin ismidir. Şu anki verilere göre en eski yurdumuz Hakasya'dır."
Sayfa 16 - Kronik KitapKitabı okudu
Cansu Canan: Türklerin en eski yurdu Hakasya mıdır?
Taşağıl: Bence öyle ... Hakasya, Altay ve Sayan Dağlarının arasında, bugün Orca Sibirya'nın güneyinde yer alan bölgenin ismidir. Şu anki verilere göre en eski yurdumuz Hakasya'dır. Bu, belki ileride yeni bulgularla değişebilir. Ama şu anda öyle. Özellikle 1950'lerde Çek araştırmacıların kazılarına göre bu sonuç çıkıyor. Ben de o bölgeye gittim. Orada ağaçtan yapılmış evler görmüştüm. Anlatılan şu; o dönemde Sibirya'da yaşayan Türkler ağaçtan evlerde yaşıyorlardı. Ben de aynı kanıdayım. Sonrasında iç kesimlere doğru göç eden Türkler bu sefer keçe evlerde yaşamaya başlıyorlar. Bugün halen o bölgede ağaç evler vardır. Şuan için eldeki bilgiler ışığında ilk yurdumuz Hakasya'dır diyebiliriz. Bu arada Hakasya demişken: Mesela Türk kültürünün en önemli motiflerinden birisi demir ve demiri işlemedir. Bunun en eski örneklerini Hakasya'daki Minusinsk Müzesi'nde görüyoruz. Minusinsk Müzesi, 1870'li yıllarda kurulmuştur. Oradaki eşyalar, Türklerin ilk yıllarında bile demiri işlemede ne kadar ileri gittiklerini gösteriyor. Kemer tokalarından savaş aletlerine, süs eşyalarından mutfak eşyalarına kadar pek çok eser sergileniyor orada. Ustalık işi eserler.
Sayfa 17 - KronikKitabı okudu
Reklam
Canan Yurdu
Ey sevdiğimin sevimli yurdu, Hâlin bana şimdi pek dokundu!
Kimden sorayım ki nerde dilber? Makber gibi samt içinde her yer. Cânan! Cânan!... dedim, arandım... «Bir aks-i nidâ» dedikçe, yandım! Ya Rab, niye hem sağır, hem ebkem, Dağlar, dereler, bütün şu âlem? Ey sevdiğimin sevimli yurdu, Hâlin bana şimdi pek dokundu! Aç sîneni; yâd-ı nükhetinden Bir şemmeye kâilim bugün ben.
Sayfa 94
Canan Yurdu Şiirinden
Geldim bu garip yurda, medhûş Feryâdımı yok mu eyleyen gûş? Yâ Rab, bu nasıl cihan-ı hâmûş Bir 'yok!' Diyecek sadâ da yokmuş!...
Leyla
'Barındırmaz mısın koynunda, ey toprak? ' derim, 'yer pek'; Döner, imdâdı gökten beklerim, heyhât, 'gök yüksek'. Bunaldım kendi kendimden, zamân ıssız, mekân ıssız; Ne vahşetlerde bir yoldaş, ne zulmetlerde tek yıldız! Cihet yok: Sermedî bir seddi var karşında yeldânın; Düşer, hüsrâna, kalkar, ye'se çarpar
Reklam
Atatürk, devletimizin kurucu kahramanıdır… İlla bir 'İngiliz ajanı' aranacaksa, İngiliz politikalarına ayak uydurarak ülkenin kurtulacağını düşünen ve nihayetinde İngiliz gemileri ile yurdu terk edenler de aramak lazımdır.
Sayfa 236 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.