Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
391 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Gerçekten de içindeki çoğu anlatılan hikayeye aşina olmama rağmen zevkle ve keyifle okudum.Çabucak bitti. Hayata dair, sevgiye dair ve en önemlisi de umuda dair konularıyla sıcacık hikayeleri okurken içiniz tıpkı sıcacık iyi demlenmiş bir çay gibi ısınıyor... Sevinçlerini Sakın Erteleme Her Yemekten Sonra Şükret Biri Seni Kucakladığında İlk Bırakan Sen Olma..."
Menekşe Kokulu Hikayeler
Menekşe Kokulu HikayelerEnder Haluk Derince · Yakamoz Yayınları · 20143,150 okunma
Sabahları Sokakların Sessizliğinde Park'ta Çay ve Kitap :) 07.30
Reklam
270 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
sadece harika diyorum. Çay sonuna doğru kahve ve peşinden bir sigara bir baktım eser bitmiş
Kertik: Bir Soysuza Yazılan Roman
Kertik: Bir Soysuza Yazılan RomanAli Bayram · Zinde Reklam ve Yayıncılık · 2013100 okunma
·
Puan vermedi
betimlemeler gayet güzel yapılmış..Yekta Kopan'ın güçlü kalemi ve şaşırtıcı sonu..okunası bir kitap..
Aile Çay Bahçesi
Aile Çay BahçesiYekta Kopan · Can Yayınları · 20182,096 okunma
Ne güzel cahildik, Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek
Benim şiirlerim çay kokar, Düşlerim sade sen, Demlikte nefesin, bardakta gamzen… Sızılarım diner, uyur dertlerim, Çayı sen demlersen. Gelirsen çayımı seninle bölüşürüm, Gelmezsen ömür billah üşürüm…
Reklam
Hayatınının Yarısını Kitap Okumakla Geçirenlerin Çok İyi Bildiği 17 Şey 1. Kitap okumak sizin için hiç bir zaman boş zaman aktivitesi olmamıştır. Tam tersi kitap okumaktan artan zamanı boş zaman olarak görürsünüz. 2. Kitap okumak için özel bir yere ihtiyaç duymazsanız. Metroda, otobüste, sokakta, vapurda her yerde kitap okuyabilirsiniz. 3.
Sabahtır Alkışlar gecenin Sıcak damları sükûn yapılarıyla Aydınlatır bir ucundan Kahvaltı sofrasında çay tasını Düzgün uysal Işıklı bir de ağız Gizlice götürür hücreyi bütüne Ve akla her gelen telgraf telinde Öpüşür iki güvercin İncelmiş ve yumuşamış gagalarıyla Bu geçen mızrak Kalın kararlı Atanın değer biçilmez atıyla Kuşkusuz yolunda gerek Mızrak geçer ışığı Geçer geceyi dolduran karanlığı da
halksız şehirler değil kris, şehirsiz halklar çok halklar, çok şehirsizler, çok moral bozucu son günlerde çok kelimesini çok kullanıyorum her yıl yeni modelleri çıkıyor melankolinin içimden bir ses gelmiyor, hayır bazen geliyor içimden bir ses, sesin dışarıdan geldiğini söylüyor -iki saray odası alana bir saray odası bedava o montu almam iyi
’Yani, palto için gerekli olan paranın ilk yarısı elindeydi, ama diğer yarıyı nereden bulacaktı? Bir kırk ruble daha nereden bulabilirdi ki? Akakiy Akakiyeviç, düşündü… düşündü… ve sonunda günlük harcamalarını kısmak zorunda olduğuna karar verdi; en azından bir sene boyunca bunu yapması şarttı. Akşamları çay içmeyi bırakacak, mum da yakmayacaktı; eğer çalışması gerekiyorsa, ev sahibesinin odasına gidecek ve işini onun mumunun ışığında görecekti. Dışarı çıktığında ağırlığını ayaklarına vermeden, nerdeyse parmaklarının ucunda basarak yürüyecek ve elinden geldiği kadar adımlarını, düzgün kaldırım taşlarına denk getirmeye çalışacaktı, böylece ayakkabılarının tabanları hemen aşınmayacaktı. Çamaşırlarını da yıkamaya daha seyrek gönderecek, böylece onların da hemen yıpranmasını engelleyecekti. Eve döner dönmez eskimesinler diye derhal giysilerini çıkaracak, sadece umarsızca geçip giden zamanın bile merhamet ettiği eski pamuklu gecelik entarisiyle oturacaktı. Doğrusu ya, başlarda bu sıkıntılara alışmak Akakiy Akakiyeviç’e oldukça zor geldi, ama bir süre sonra teker teker hepsine alıştı ve işler rayına girdi; hatta akşamları aç açına uyumak bile onu rahatsız etmemeye başladı. Evet, belki karnı doymuyordu, ama tüm düşüncelerinde yer eden ‘gelecekte sahip olacağı paltoyla ilgili hayaller’, ruhunu yeterince besliyordu. Sanki yaşamında eksik olan bir şeyin yarattığı boşluk doldurulmuştu; sanki evlenmişti; sanki yanında, yaşamakta olduğu anı paylaşan biri vardı, artık yalnız başına değildi…’’
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
bu yekta kopan'ın ilk okuduğum kitabıydı ve cok beğendim ve diğer kitaplarını da bir an önce okumak istiyorum. ayrıca kitabı okurken bir an acaba hakan Günday mı okuyorum diye konuştum kendi kendime çünkü dili,benzetmeleri aynı hatta aynı karamsarlık aynı hayata bakış falan filan belki de bu sırf bu kitap için geçerlidir bilemem ama arkadaşlara tavsiyemdir okuyun,bakalım sonunda siz ne tepki vereceksiniz ama benim tepkim son sayfaya uzun bir süre boş boş bakmak oldu.............
Aile Çay Bahçesi
Aile Çay BahçesiYekta Kopan · Can Yayınları · 20182,096 okunma
Ağzının tadı yoksa öküz oturmuş gibi hissediyorsan sırtına bir çay demle Doldur üç bardak Biri sağlığına biri varlığına biri yandığına olsun
"Oysa yağmurda ıslanmanın verdiği huzur hiçbir şeyde yoktur. İnsan olmaktan utanmadığın tek andır, ağaçlar gibi, çiçekler gibi, köpekler, kuşlar, kediler, bildiğin bilmediğin bütün hayvanlar gibi ıslandığın an. Doğanın bir parçası olduğunu hissedersin. Manzaraya dışarıdan bakan kibirli insanlardan uzakta, o manzaranın bir parçası olursun. Irkının kendini beğenmişliğini unutur, bir böcek kadar özgür, sunarsın kendini doğaya. Yalan yoktur o anda. Aldatma yoktur. İki kuruşluk hesap için bin kazık atan dostlar, uçkurunun derdine düşmüş babalar, hayatını altüst eden kardeşler yoktur. Yağmur damlaları vardır sadece. Bir de sen."
Sayfa 63 - Can YayınlarıKitabı okudu
144 syf.
7/10 puan verdi
Öyküleriyle tanıdığımız usta kalem, bu kez bir romanla karşımızda. Mutsuz bir ailenin hikayesine konuk oluyoruz, anlatıcımız Müzeyyen’le. Müzeyyen kırgın, bu yüzden hırçın bi’ kadın. Romanı okudukça onun neden böyle olduğunu anlıyoruz. Ama bir de madalyonun diğer yüzü var ki yazar bizi şaşırtmayı başarıyor bu noktada. Roman bölümleri adlandırılmış. Birkaç bölüm olanlar anlattıktan sonra“Çıkan Bölümün Özeti” başlıklı bölümler var ki çarpıcı olmuş. Hayatından çıkan iki önemli kişinin ardından yazılmış bu bölümler. Ve tabii bir de “ Kalan kısmın özeti” bölümü var. İnsanın kendisiyle yüzleşmekten korkmaması gerektiğinin; konuşulmadan hiçbir sorunun çözülemeyeceğinin zaman zaman sembollerle (özellikle “Kırmızı Salyangoz” bölümü çok güzeldi bence) anlatıldığı güzel bir roman.
Aile Çay Bahçesi
Aile Çay BahçesiYekta Kopan · Can Yayınları · 20182,096 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.