Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cehalet ürkütücü şekilde yayılıyor.
⬤ ╰┈➤ “Her gün daha çok şey bilen bir azınlık ve daha az şey bilen bir çoğunluk var. Cehalet ürkütücü şekilde yayılıyor. Zenginliğin yeniden dağıtımında çok büyük bir sorunumuz var. Sömürü şeytani boyutlara vardı.”
Sayfa 233 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Helak Olan Kâfirler
Allah'ı ve O'nun gönderdiği kitabı peygamberi inkâr eden ve onlara karşı olup düşmanlık eden insanlara kâfir denir. Bu kişilerin temel özellikleri şöyle sıralanır: a. Cehalet: Onlar gerçeği görmezden gelirler. İşlerine geleni bilir ama işlerine gelmeyene gözlerini, kulaklarını, beyinlerini ve kalplerini kapatırlar. Alıcıları tümüyle kapalıdır. Din, onların nefsani azgınlıklarını engellediği, hayatlarına bir denge, bir disiplin getirdiği ve her istediklerini yapmalarına müsaade etmediği için İslam'ı öğrenmek istemezler. b. Kötü fiiler: Bunlar sorumsuz insanlar oldukları için her şeyi yaparlar. Çünkü ilkesizdirler ya da keyfi olarak ilkelerini kendileri belirler. c. Nimetlerle/imkânlarla şımarmak ve kibirlenmek: Bunun sonunda müstekbir (zorba ve zalim) olurlar ve insanları sömürmeye başlarlar. d. Nimetler/imkânlar ellerinden alındığında feryat etmek: Onlar yaygaracıdır ve en küçük bir şeyde bağırırlar, çağırırlar, dünyayı ayağa kaldırırlar.. e. Gerçeği Dinlememek: İnsanın hayatını düzenleyen ve denge getiren yüce kitap Kur'ân okunduğunda dinlemezler ve Peygamber'e düşmanlık ederler. Onlar Cahiliye Dönemi'nde putlarına istediklerini söyletiyorlar ve putlar üzerinden istedikleri gibi bir din oluşturuyorlardı. Bu nedenle de kendileri/kafalacan/hayatları gibi bir peygamber ve kitap istediler; ancak İslam ile birlikte bu keyfilik, insanları kandırma,istismar ve sömürü sona ermiştir. (Bk. Mü'minûn, 23/63-77).
Reklam
Hepinize tatsız bir haberim var. Büyük bir mucize olmazsa 150 yıl sonra, bugün gezegenimizde yaşayanlar olarak hiçbirimiz yokuz. Birbirimizin hayatından geçip giderken zamanın bize ayrılan kısmında savrulup duruyoruz aynı şekilde. Dünya tarihi boyunca ekonomik krizler, hırsız politikacılar, savaşlar, faşistler, yobazlar, açlık, cehalet, sömürü hep olmuş ve olacak. "Eveeeet, arkadaşlar düze çıktık ve bozmadan devam ediyoruz." motivasyonuyla pürüzsüz bir akış hiç sağlanamamış. Hep bir hırgür!
Sayfa 20
Doğru kişilerin acı çekmesi üzerine
Hakikat şudur ki, elbette, hepimiz organik olarak Tanrı’yla, Doğa’yla ve yoldaşımız diğer insanlarla bağlantılıyız. Eğer her insan sürekli ve bilinçli olarak kendi ilahı, doğal ve toplumsal çevresiyle uygun bir ilişki içinde olsaydı, sadece Yaratılışın kaçınılmaz kıldığı kadar acı mevcut olacaktı. Fakat gerçekte insanların çoğu, kronik bir biçimde Tanrı, Doğa ve diğer insanların en azından bir bölümüyle uygun olmayan ilişkiler içindedir. Bu yanlış ilişkilerin sonuçları toplumsal seviyede savaşlar, devrimler, sömürü ve kargaşa; doğal seviyede yerine başkası konulamaz kaynakların israfı ve tüketilmesi; biyolojik seviyede dejeneratif hastalıklar ve ırkların menşeinin bozulması; ahlâkî seviyede kibir dolu bir saygısızlık; manevi seviyede İlahî Gerçeklik karşısında körlük ve insanın nedeni ve amacı karşısında tam bir cehalet olarak tezahür eder. Böylesi şartlar altında, doğru kişilerin ve masumların acı çekmemesi sıra dışı olurdu - pisboğaz bir damağın ve tıkabasa dolu bir midenin günahları yüzünden masum böbreklerin ve doğru çalışan bir kalbin acı çekmemesi kadar sıra dışı; eklemeliyiz ki bu günahlar, organlara, ait oldukları obur bireyin iradesi tarafından dayatılmıştır, ki bu bireyin kendisi de, çağdaşı ve öncülü olan diğer bireylerin, kargaşanın uçsuz bucaksız ve dayanıklı bir enkarnasyonuna dönüştürdükleri, üyelerine acı çektiren ve kendi cehaletiyle kötücüllüğünü onlara bulaştıran bir topluma aittir.
Sayfa 338Kitabı okudu
İftar çadırları..
Bir zamandır özellikle büyük şehirlerde kurulmakta olan iftar çadırları, birçok kimsenin iftar etmesine imkân sağladığı için yerinde ve doğru bir faaliyet olsa gerektir. Ancak burada hazırlanan menülerin sağlıklı olduğunu düşünmek güç. Petrokimya kaplarda sunulan sıcak yemekler, yiyenlere ne denli şifa olur acaba? Yiyeceklerin içerisindeki yağlar
Sayfa 109
ATATÜRK'ÜN SESİNİ DUYAR GİBİ OLUYORUM
Cumhuriyet kurulalı 68, Atatürk öleli 53 yıl oldu. Şöyle bir göz atalım geriye, bunca zaman içinde neler yapıldı şu güzelim yurdumuza, şu mert, yiğit halkımıza. Açlık, işsizlik, sefalet, cehalet, adaletsizlik ortadan kaldırılabildi mi? Hayır! Bütün Türk yurttaşları insan gibi yaşıyabilecekleri bir gelire kavuşturuldu mu? Hayır! Herkesin geleceği
Reklam
Müslümanları yıkmak için alınan kararlardan bir tanesi...
Mümkün mertebe, Müslümanları cehalet ve uykuda tutmak. Her türlü İslam eğitim merkezlerinin kurulmasına mani olmak. Her ne suretle olursa olsun, basın ve yayını önlemek. Lüzum görüldüğünde, umumi kütüphaneleri ateşe vererek, Müslümanları bilgi hazinelerinden uzaklaştırmak. Köylerdeki dini medreselere talebenin gidişini ve oralarda eğitim görmesini engellemek.
Sayfa 73 - BEYAN Yayınları 21. BaskıKitabı okudu
"Bir yerde fakirlik, yoksulluk,açlık varsa, orada özgürlüğün değeri yok denecek kadar azdır. "Bırakınız ne yaparsa yapsın, nasıl kazanırsa kazansın" anlayışı, hak ve özgürlük değil, sömürü düzenidir. Egemen güçlerin geri kalmış ülkelere ihraç ettiği, anarşi şeklindeki bir özgürlük anlayışıdır. Onun için şöyle bir açılım yapabiliriz. Cehalet ve cahilce davranmak özgürlük olamaz."
Sayfa 226 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Dünya siyasi tarihinde, Osmanlı Devleti gibi dış habasetler, dahili gafletler ve cehalet sonucunda öylesine sömürülmüş bir başka devlet gösteremezsiniz. Gerçekten yoktur. Ama hem sömürü kapısını alabildiğine açan hem de kahramanlık hikayeleri ile avunan başka bir milleti de arz kabuğu üzerinde zor bulursunuz."
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.