Hayatımın en zor günlerinden birini geçirdim bugün. Ama sokaktaki canların yaşadığı şeylerin yanında bizim zor günlerimiz ne ki!
Hiçbirimiz arabanın arkasına bağlanıp ciğerimiz patlayana kadar koşturulmadık mesela.
Hiçbirimiz ''aa birisi bize yemek koymuş'' umuduyla sevinip zehirlenmedik.
Hiçbirimiz kımıldamayalım diye kemerle
Bazı yazarlar vardır, 'yazmak' eylemi onların hayatıdır. Gerçek bir kitap yazmak için ciddi fedakarlıklar yaparlar. Ünlü yazarların popüler kitaplarını okumamış olsanız da mutlaka duymuşsunuzdur. Ama bazı kitaplar vardır ki, asla hak ettikleri yerde değillerdir. Mesela Dostoyevski deyince herkesin aklına elbette Suç ve Ceza gelir, ama Yeraltından
Bir yanılgının, binlerce yenilgiden daha keskin olduğunu gördüğünde eve dönmek isteyeceksin ama ev; kapı duvar olacak. Ve sen, bildiğin denizlerde yeniden boğulacaksın. Aşina yüzler el olacak, ve yalnızlığı şah damarında hissedeceksin. Sonra geçecek. Her şey geçer, bilirsin.
Ve sonra yolun tam ortasında ayaklarının dermanı kesilecek, dizlerinin
Şeytana pabucunu ters giydirenler...
Şeytanın pabucunu giyenler...
Şeytanlıktan ve her türlü kötülükten zevk alanlar...
Yüreğinde zerre vicdan ve merhamet bulunmayan nefsinin ve şeytanın köpeği olmuş insancıklar...
Şeytanlar adedince şeytanlaşmış insanlar...
“Zaman gösterdi ki; cennet ucuz değil, cehennem dâhi lüzumsuz değil !”
Ne düşüneceğimi bilemiyorum doğrusu. Öyle bir çıkmazda kaldım ki! Ne yaptın be sevgili Aslı. Ben ki sana karşı her zalım Aslı diyene kızar, seni savunurdum. Şimdi ise darmadağın ettin beni.Yapamıyorum. İçimde fırtınalar koparken bile nefret dolu sözler dökemiyorum ortalığa. Minik bir ruhun ne kadar acı çektiğini duyduğumda/ gördüğümde ruhumun en
20.yüzyılın psikolojik sürükleyici edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Açlık kitabı, Knut Hamsun'un acıklı ve zorlu hayatını bizlere sunan otobiyografik bir romandır. Kitabımızdaki başrol karakterimiz; eline geçen kuruşları kağıda, pula ve yazar olma yolundaki her şeye adamıştır. Kendi prensipleri vardır. Açlıktan ölse dahi emek
Cimrilik, cehennem ağacından bir daldır, yazık ki o cimri insan mezbaha köpeği gibidir. Cimri insan nasıl cennet yüzü görür? O, filin ayakları altına düşmüş sivrisinek gibidir.
Cehennem Atlası; zihinde görselleştirmeyi sağlayan çarpıcı anlatımı, rahatsız eden unsurlarla bezenmiş karanlık atmosferi, fantastik öğeleri ve ürkütücü konuları ile 6 öyküden oluşuyor. Cehennem temasını işleyen bu öykülerin birbirleri ile de bağlantıları bulunuyor. Ürpertici unsurların rahatsızlık uyandıran betimlemeler ve büyüleyici bir anlatım
Jaguar yayınlarından ne zaman Çin Edebiyatı klasiği bir kitap okusam, önceden mental olarak kendimi hazırlıyorum. Rahatsız edici gerçekleri, oldukça akıcı bir o kadar enteresan bir üslupla aktarıyorlar.
Kuraklığın hüküm sürdüğü bir coğrafyada, yerleşim yerlerini terkeden köylüler arkalarında 72 yaşında bir dedeyi bırakıyorlar. Yolda öleceğime köyümde ölürüm diyor ve kör köpeği ile cehennem gibi sıcakta yaşam mücadelesine başlıyor. Susuzluğu, açlığı bu kadar gerçekçi hissettiren pek az kitaba denk geldim. Dört litre suyu, içim kavrulmuşçasına bir günde bitirdim, teşekkürler
Yan Lianke
Güneş yüzünden kör olan köpeğiyle yaşadığı diyalogları kalbimi dağladı. Yiyecek birşey bulamayıp da tarlaya ekilmiş mısır tohumlarını tek tek aramaları hele.Yaşatmaya çalıştığı bir tanecik mısır filizi ile tekrar döneceğini düşündüğü köylülere tohum verebilme hevesiyle orada kalmaya devam etmesi de..
Birçok ders çıkarılası bir kitaptı, fakat bence bir yerde, bir fikirde veya birisi için direnmenin, inat etmenin artık anlamının kalmadığı bir zaman var. Bitmesi gerekeni bitirmek lazım, inat ancak kişiye zarar veren bir haslet. Bazen gitmeyi de bileceksin, o seni bağlayan tüm duyguları gerekirse kanırtarak koparacaksın.
Hayat kısa ve bizler biriciğiz ;)
Bu yayınevinden çıkan her kitap tavsiyemdir.
Güvercinler kana bulandı, Aksa mahzun
Müslümanlar nerededir? Ebabilleri mi bekler?
Kudüs gözyaşı döker, Aksa ağlar, Çocuklar mahzun
İslam alemi bu uykudan ne zaman uyanacaktır...
Bu ayıp iki milyar müslümana yeter!
Siyonist denen cehennem köpeği vurur.
Arap alemi susar, o körfez ki paraya tapar...
Çocuklar ölürken, abilerini yalamaya devam
bir yanılgının, binlerce yenilgiden daha keskin olduğunu gördüğünde eve dönmek isteyeceksin ama ev; kapı duvar olacak. ve sen, bildiğin denizlerde yeniden boğulacaksın. aşina yüzler el olacak, ve yalnızlığı şah damarında hissedeceksin. sonra geçecek. her şey geçer, bilirsin. ve sonra yolun tam ortasında ayaklarının dermanı kesilecek, dizlerinin
yanında ki katil ise seni dinleyen takip edenlere yuh olsun. Ve ateşin bol olsun Allah alsın o garibin hakkını Meymenetsiz cehennem köpeği harici herif..
*
Bölüm: 1
“İnsan varmış ya da yokmuş sistem varmış ya da yokmuş hepsinin canı cehenneme. Bir gün var bir gün yokuz, ölümün yerine yeni doğum, yeni sistemler var olduktan sonra, işleyiş değişmedikten, dünya pisliğe battıktan sonra neyin ne önemi var. Çoğunluğun itaat ettiği, azınlığın baskı gördüğü, güçlünün güçsüzü yok ettiği bu düzende var