Nazım Hikmet Ran , büyük şair.Çeşitli takma isimler kullandı hayatı boyunca.1902 de doğdu. 1914 te daha 12 yaşındayken şiirle tanıştı. Mevlevi bir şair olan dedesi Nazım Paşa nın izinden gitti. İlk şiirini 1918 de yazdı.Serbest şiir ve basamak şiirler denedi.Bu konuda da gördüğüm kadarıyla gayette başarılı oldu.1925 te Komünistlerin tutuklanmasından dolayı
Herkesin sevdiği bir yemek vardır.
Ama her gün o yemeği yiyemezsiniz değil mi? Yerseniz sıkılır, keyif almazsınız.
Nazım Hikmet Ran
Mavi Gözlü Dev!
Öyle farklı biçimlerde yazmış ve içerikte öyle konulara değinmiş ki asla sıkılmıyorsunuz okurken...
Bütün eserleri...
Bir hayatın panoraması adeta.
Öyle güzel ki Nâzım Hikmet'e şahit olmak!
Yer yer
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Kubbeli, çınarlı mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...
(Cem Karaca bunu feci bir şekilde güzel yorumluyor)
Bu kitap okuduğum dördüncü veya beşinci şiir kitabı olabilir. Şiir kitabı okumayı aslında pek tercih etmezdim çünkü okurken sıkılırdım. Bir iki tane iyi şiir varsa kitabın geri kalan kısmı tamamen rezalet olurdu. Ama
Nazım Hikmet Ran 'ın bu kitabından sonra anladım ki aslında benim tercih ettiğim şiir kitapları bana göre değilmiş yanlış tercih de
Çalkantılı hayatıyla yazdığı şiirler taban tabana paralellik gösteren değerli şairimizin etraftan sıkça duyduğum ve her duyduğumda ruh halime göre değişik duygular yaşadığım şiirlerinin yer aldığı bir kitabını daha okumuş olmanın haklı sevincini taşımaktayım.
Mutluluk, sürgün, ayrılık acısı, sevinç, memleket hasreti, savaşlar ve ölümün kol
Merhabalar Efendim....!!
Kahveleri Hazırlayın...!
{Ç News} Kitap Fuarı Özel Yayını Başlıyor...!
Kocaeli kitap Fuarı ve Ben adlı Yazıma Hoş Geldiniz :)
Uzun ama çoook uzun bir yazı oldu baştan belirteyim. Normalde bu kadar uzun olmayacaktı. Ne ara uzadı bende bilmiyorum.. :)
Fuar'a iki defa gittim. İlkin de 2 saat, ikincisin de 4 saat
Uzun soluklu bir okuma serüveniydi. İstedim ki yavaş yavaş, sindirerek ilerleyeyim. Her gün bir iki şiir okumaktı planım, ama bunu her zaman uygulayamadım. Kimi zaman çok okudum, kimi zaman da kitaba elimi süremediğim günler oldu. Bunun yanında başka kitaplar da geldi geçti. Bana göre şiir, düz yazı okumaktan çok daha zor. Ama Nazım Hikmet'i hep
"Dışarda
bir bayrak gibi dalgalanırken adı,
içerde O
ihtiyarladı.."
Benerci için yazılan bu satırları Nazım kendi için de yazmıştır. Dışarıda, hem ülkesinde hem dünyada ünü artarken o yıllarca demir parmaklıkların ardında bekledi. Beklerken umudun adı, devrimin savaşçısı, aşkın da temsilcisi oldu. Nazım Hikmet'in tüm eserlerini okuma
Hayal meyal hatırlarım. Tünellerden geçip kuytu bir yerlere amcamın bir ahbabını ziyarete gitmişiz. Taş duvarlarla kaplı kasvetli boğuk bir odadaydık. Odada dikkatimi çeken tek şey duvarda asılı bir fotoğraftı. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Ben nasıl dikkatli bakmışsam artık "o adam benim babamdır tanıyor musun?" dedi birisi. Korkup
Cem Karaca, bir zamanlar Nazım Hikmet'in bir şiirini okumuştu.Nedense aklımın bir köşesinde bu parçanın girişindeki o eşsiz davudi sesinin yankıları kalmış.
"Çok yorgunum, beni bekleme kaptan..."
...
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl,
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.