Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennette sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiği, pısırık ruhların da duruma yas tuttuğunu gördükçe bıyık altından gülüyorlar. Şiir mi batacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Ne münasebet! Hayır. Şiir, sanat hâlâ yaşıyor; yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhuna egemen oluyorlar, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların mübarek etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk şimdi… Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!"
Sayfa 516Kitabı okudu
Entelektüel/aydın deyince, tarihte uzun müddet toplumun en eğitimli ve kültürlü insanları olan din adamlarını saymıyoruz, Saymıyoruz, çünkü onların derdi, dünyanın adaletsizliğiyle uğraşmak yerine, tanrıların gözüne girerek cennette yerlerini garantilemek.
Reklam
Bir başka konuk, özgün Kur’an’ın -Kitabın Anası- Yaratılış’tan önceye dayandığını ve cennette saklanıldığını anımsatarak yazının bir sanat türü sayılmasına öfkeyle karşı çıktı. Bir başkası, Kur’an, insan ya da hayvan kalıbına girebilen bir tözdür diyen Basralı Şahiz’den söz açtı, kutsal kitaba çifte yüz yakıştıranların düşünceleriyle uyumluydu bu görüş. En sonunda Farah temel öğretiyi açıkladı. Kur’an (dedi) tanrının niteliklerinden biridir, tıpkı O’nun dillerde gezen takvası gibi; bir kitaba geçirilmiş, dile getirilmiş, yürekte anılmıştır, o dil, o harfler, o yazı insan elinden çıkmadır ama Kur’an elegeçmezdir ve öncesiz-sonrasızdır.
…Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz.Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennette sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiğini, pısırık ruhların da duruma yas tuttuğunu gördükçe bıyık altından gülüyorlar. Şiir mi batacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Ne münasebet! Hayır. Şiir, sanat hâlâ yaşıyor; yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhuna egemen oluyorlar, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların mübarek etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk şimdi… Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!
Sayfa 516 - Can YayınlarıKitabı okudu
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Şiirin ölmediğini, sanat aşkının yok olmadığını biliyorum. Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennet’te sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiğini, pısırık ruhların da duruma yas tuttuğunu gördükçe bıyık altından gülüyorlar. Şiir mi batacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Ne münasebet!
Reklam
Şiirin ölmediğini, sanat aşkının kaybolmadığını biliyorum. Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. Bir gün gelecek şiir, sanat varlıklarını, özgürlüklerini, kuvvetlerini açıkça gösterecekler. Cennette sağ salim bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiğini, pısırık ruhların da durmadan yas tuttuğunu gördükçe gülüyorlar. Şiir mi kaybolacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Asla! Basitlik mi alacak onların yerini? Ne münasebet! Kıskançlıkla böyle düşünmeyin. Hayır. Şiir, sanat hala yaşıyor, yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhunu kuşatıyor, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların kutsal etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk... Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!
Sayfa 409Kitabı okudu
Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennette sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar.
"Birincisi, cennette değil; acaba Tanrı beni oraya gönderir mi diye üzülüyor. İkincisi, henüz dünyada olduğu için, acaba Tanrı onu hemen öbür dünyaya postalar mı diye korkuyor."
Şiirin ölmediğini, sanat aşkının yok olmadığını biliyorum. Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennette sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiğini, pısırık ruhların da duruma yas tuttuğunu gördükçe bıyık altından gülüyorlar. Şiir mi batacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Hayır. Şiir, sanat hala yaşıyor; yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhuna egemen oluyorlar, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların mübarek etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk şimdi... Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!
Reklam
Bir gün gelecek şiir, sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, kuvvetlerini belli edecekler. Cennette sağ salim bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar.
Sayfa 455Kitabı okudu
Mutlu mesut üçlü ilişki cennetinde patlak veren bela nedir öyleyse? Düşüş, Yasa ve Yasanın çiğnenip mutlu bir masum hafif meşrepliğe geçilmesini devreye sokan tek eşli evlilik midir bela, yoksa “cennetteki bela”, huzuru bozan ve Gildayı evliliğe kaçmaya zorlayan iki adamın rekabetçi kıskançlığı mıdır? O halde filmde varılan sonuç,“evlilik cehenneminde mutlu olmaktansa cennette biraz bela yeğdir” önermesi midir?
Sayfa 67 - Encoe. Ekim 2014Kitabı okudu
" Ortadoğu sanat geleneklerinin en eski motiflerinden biri hayat ağacıdır. Ur kral mezarlarında bulunmuş olan (bugün British Museum'da) ünlü, ağaca tırmanan geyik heykelindeki ağaç bir hayat ağacıdır. Mari'deki kazılarda bulunan fresklerde görülen hurma ağaçları hayat ağacını simgeler (bugün Louvre'da). Nimrud'da bulunan bir Fenike fildişi oymasındaki hayat ağacında Mezopotamya kökenli hurma ağacı ile Mısır lotusu bir araya getirilmiştir. Ağaç üzerinde bir güneş diskinin olduğu, Hitit örnekleri de bilinmektedir. Sasani imparatorlarının kaya mezarlarının girişlerindeki büyük palmetlerde hayat ağacı simgeleridir. Divriği'de hayat ağacı tasarımının temel öğesi olarak büyük yapraklar kullanılmıştır. Arapça'da ağaç sözcüğü­nün karşılığı olan 'şecer' (çoğulu eşcar), ağaç ve diğer saplı bitkileri de kapsar. Burada bir sap üzerindeki çift yapraklar ağacı simgelemektedir. İslam kültüründe ağaç, simgelerin simgesi olarak kabul edilir. Cennette var olduğu bildirilen palmiyeyi simgelediğini kabul edeceğimiz pal­metler üzerinde, herhalde ağaçlar altında var olan, küçük boyutlu bitkilere benzeyen yapraklar, tomurcuklar, genç filizlerden esinlenilen küçük, simgesel bahçeler vardır. "
Sayfa 52
Şiirin ölmediğini, sanat aşkının yok olmadığını biliyorum. Maddecilik şiiri ortadan kaldıramaz. Bir gün gelecek şiir ve sanat gene varlıklarını, özgürlüklerini, güçlerini duyuracaklar. Cennette sağlıklı bekleyen birer güçlü melek şimdi onlar. Yeryüzünde kirli ruhların üstün geldiğini, pısırık ruhların da duruma yas tuttuğunu gördükçe bıyık altından gülüyorlar. Şiir mi batacak? Sanat mı silinip kalkacak yeryüzünden? Hiçbir zaman! Basitlik mi alacak onların yerini? Hayır. Şiir, sanat hala yaşıyor; yalnız yaşamakla kalmayıp insan ruhuna egemen oluyorlar, insan ruhunu yüceltiyorlar. Onların mübarek etkisi her yerde yaygın olmasa hepimiz cehennemde olurduk şimdi... Kendi basitliğimizin, küçüklüğümüzün cehenneminde!
Sayfa 516Kitabı okudu
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.