Mükemmel bir şiirin mutlaka bir amaç olması gerektiği aklıma geldi. İnsanlığı en çok hüzne boğan evrensel acı ne olabilir diye sordum kendime. Cevabım "ölüm" oldu.
insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
Her yazarın bir tarzı vardır. Bu tarz, yazdığı eserlerde bir imza gibi kendini belli eder.
Agatha Christie'in tarzı ise gayet yerinde bir tarzdır: Başta herkesin katil olabileceğine dair işaretler ver ve okuyucunun emin olmasına izin verme, daha sonra olabilecek en şaşırtıcı sonu okuyucunun önüne koy ve onu şoka uğrat. Bu tarzın en başarılı olduğu eser hangisi diye sorarsanız
On Kişiydiler derim ben. Peki ya en başarısız olduğu eser? Maalesef cevabım
Ölüm Oyunu olurdu. Spoiler vermemek için ayrıntıya girmeyeceğim ama biz okuyucuları şaşırtmak için konulan şeyler yapmacık duruyordu ve yazarın diğer kitaplarındaki gibi "Aa evet şuradan belliymiş nasıl fark etmemişim," dedirtemiyor. Ani ve yapay sürprizlerle sizi şaşırtmaya çalışan ama şaşırtmak yerine bunaltan bir kitap olmuş.
Öyle bi kitap ki tek konu üzerinden inceleyemeyeceğim sanırım. Beni etkileyen cümleler üzerinden gideyim.
Altı çizilmedik cümle bırakmadığım kitapları seviyorum…
Geniş zamanlı bi kitap. İlişkilerin üzerine düşündürürken hooop seni birden çocukluğuna götürüyo ve orayı düşünüyosun. Ya da cinsellikten konuşurken birden konu anne-baba ilişkisine
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
Bu sene en çok okuduğum yıllardan biriydi. Neden eskisi kadar okuyamıyorum sorusuna, depresyondasın cevabını aldığım ve tedavi sürecinde okumaya olan tutkuma tekrar tekrar sarıldığım bu yılı öyle çok sevdim ki…🫂
Sıralama olmaksızın en birçok sevdiklerim:
-İskenderiye Dörtlüsü
-Yarınki Yüzün Üçlemesi
-Beyaz Kalp (ve Marias’ın diğer
Kendimin farklı versiyonlarını yaşamak ister miydim, diye sordum kendime. Şuan için cevabım "Hayır" oldu. Bu düşünce beni korkuttu sanırım yani hissettiğim şeyi tam açıklayamadığımı düşünüyorum. Bu kitapta benim için esas önemli ders değiştirmek istediğimiz hayatın şuan içinde olduğumuz hayat olmasıydı. Keşke dediğimiz hiçbir hayatta bir fark oluşturmayız. Şunu yapmasaydım dediklerimiz yapılıp gittiler. Önemli olan bundan sonra olanlar. Zaman geriye aksın diye bağırıp bir şeyleri değiştirmek imkânsızsa keşkeler bizim için kelime dahi olmamalı. Böyle diyorum çünkü kelimelere göre şekil alıyoruz ve hayatımızı yönetiyoruz. Bu kitapta Nora bunu defalarca yaşadı. Söyledikleri her zaman istedikleri değildi. O zaman neden onları söylemeye devam etti. Bugün biz neden istemediğimiz şeyleri söylemeye devam edelim ki? Yeni kitaplar yeni kararlar bundan böyle yaşamak istemediğim şeyleri söylemeyeceğim. Bunu her yaptığımda beni daha güzel şeylerin beklediğini umut edeceğim. Her verdiğimiz kararla kendimizi, gerçek kendimizi, kök kendimizi oluşturuyoruz. Başka bir İkra'nın hayatındaki İkra ben olan değil. O kişi başka kararlar aldıysa başka kişidir. Ben kendi hayatımda kendi kararlarımla ve duygularımla varım. Gece Yarısı Kütüphanesi için hiçbir zaman geç kalmayacaksınız. Çünkü ölüm herkesin yakasında.
Mükemmel bir şiirin mutlaka bir amacı olması gerektiği aklıma geldi. "İnsanlığı en çok hüzne boğan evrensel acı ne olabilir?" diye sordum kendime. Cevabım: "Ölüm" oldu.
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise