çevirenin önsözü,
Amacınızın ne olduğunu bilmezseniz, başardığınızı nasıl anlayacaksınız?
İnkılap Kitabevi
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
Doğru bir düşünce 'yeni' olamaz, çünkü 'doğru'luk insan zekasının ürettiği bir şey değildir. 'Doğru' bizden bağımsız olarak vardır ve bize düşen de sadece onu kavramaktır. Oysa Descartes için doğru bizim bulduğumuz, bizim çabamızla varlık kazanan bir şeydi. Hakikate doğrudan giden yolu arayanlar, aritmetik ve geometrinin kanıtlarına eşit bir kesinliğe sahip olamadıkları herhangi bir şey için canlarını sıkmamalıydılar. Dikkatimizi sadece 'zihni kuvvetlerimizin, emin ve şüphesiz bilgisi için yeterli göründüğü nesnelere yöneltmeliydik.
Sayfa 9 - KÜRE YAYINLARI - 2015 - Beşinci Basım Haziran 2020Kitabı okudu
Reklam
Çevirenin Önsözü:
Niçin Sanat Tarihi değil de, Sanatın Öyküsü.? Elbette bir karşıtlık yok burada. Tersine, tarih ve öykü kavramları, ancak bunca eksiksiz bir bireşimde birbirlerini böylesi bir uyumla tamamlayabilirlerdi. Bu kitap, yalnızca bir yapıtlar çizelgesi, tarihler sıralaması, betimlemeler yığını olmadığı için bir öykü'dür. Öyküce anlatılan her şey ise, kökünü sağlam bir araştırmaya, özenli ve ayrıntılı bir çözümlemeye dayandırdığı için, gerçek anlamda bir tarih'tir. Bu iki öğeyi yoğurup, örgensel bir bütün halinde sunabilmek, kolay elde edilir bir sonuç değildir. Bu yüzden, elinizdeki bu Sanatın Öyküsü, yazarın büyük bir alçak gönüllülükle ileri sürdüğü gibi yalnızca gençler için, sanata yeni ilgi duyup meraklarına doyurucu yanıtlar arayan kimseler için yazılmış vazgeçilmez bir başlangıç kitabı değildir. Uzmanlar da bu kitapta, örnek bir sunuş ve anlatım biçimi bulacaklardır. Sanatın Öyküsü, alışageldiğimiz sanat tarihi kitaplarının, hele de ülkemizdekilerin, tümünün dışına çıkıyor. Bu kitabı okumak, gereksiz ayrıntıların öğrenilmesi için bir ''katlanma'' değildir. Tersine, ayrıntıların, genel bir dünya ve beğeni görüşü içinde, anlaşılır bir dil ve anlatım biçimiyle verildiğinde nasıl çekici olduğunu kanıtlamaktadır. * Bedrettin Cömert (Sayfa: IX)
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
Kapitalizm, bu yönelişin eseri. Yahut, bu düşünce kapitalizmin eseri! Tavuk/yumurta misali, el ele geliştiler. Bu 'modern' duruma itiraz edenler genellikle şair ve romancılar oldu. Araziye uyanlarsa genellikle ilahiyatçı ve iktisatçılar. İlahiyatçılar durumu tam anlayamadıklarından, iktisatçılar ise çok iyi anlamış olduklarından!
Sayfa 9 - KÜRE YAYINLARI - 2015 - Beşinci Basım Haziran 2020Kitabı okudu
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
Eserin elinizdeki çevirisini okurken karşılaşacağınız bir güçlük konusunda sizleri önceden uyarmam gerek. Yazarın üslubu, daha çok Fransız ya da Alman yazarların İngilizceye çevrilen eserlerinde karşılaştığımız türe benziyor. Cümleler bazen adeta on ayrı cümleyi iki nokta arasında birleştiriyor ve ihtiva ediyormuşçasına çok uzun ve sanki İngilizce değil de bir başka dilin yapısına uyarlanmışlar gibi (muhtemelen uzun yıllar Arap topraldarında yaşamanm bir etkişidir). Bu yüzden, eseri çevirirken çok zorlandığımı belirtmeliyim. Eserin orijinaline sadık kalmak adına keyfi müdahalelerde bulunmadım ve inisiyatif kullanmadım. Dolayısıyla uzun cümleler sizler adına yorucu olacak ve azami dikkat sarf etmenizi gerektirecek. Elimden geldiği kadar sizlere eserin doğru çevirisini sunduğuma kani olsam da kimi hatalarımın, kusurlarımın olması muhtemeldir. Bunun için şimdiden affınıza sığınıyor ancak gördüğünüz eksiklikler, hatalar konusunda şahsımı uyarmanızı ve "şöyle olsa daha iyi olurdu" kabilinden tavsiyelerinizi bekliyorum
İNSAN YAYINLARIKitabı okuyacak
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
Yetmişli yıllarda cihad akımını ikinci kez örgütleyen Muhammed Abdusselam Ferac Atıyye oldu. 1979'da kurulan cemaat daha önce ayrı ayrı çalışan üç cemaatı bir araya getirdi. Birleşen üç cemaatın ilki Muhammed Abdusselam ve Abbud ez-Zümer'in Cemaatı ikincisi Filistinli olup Ürdün pasaportu taşıyan Salim er-Rahal'in cemaatı, üçüncüsü Nacih İbrahim, Kerem Zühdi, Fuad ed-Devalibi isimlerinin etkin olduğu, Yukarı Mısır (Said) bölgesinde faaliyet gösteren cemaat. Bu üç cemaat Muhammed Abdusselam Ferac önderliğinde birleşti. Cemaatın bir şura meclisi ve ona bağlı üç kurulu bulunuyordu. Birinci kurul yine Muhammed Abdusselam başkanlığında davet, cemaata yeni adam kazandırma, cemaat üyelerini siyasi konularda ve genel kültür konularında eğitme işini yürütüyordu. İkinci kurul askeri kanadı temsil ediyordu. Hakim düzeni değiştirmek için planlar yapıp, bilgi toplamak işini üstlenmişti. Abbud ez-Zümer bu kurulun başkanıydı. Üçüncü kurul ekonomiyle ilgileniyordu. Yardım ve "ganimet" kaynaklarının değerlendirilmesi görevini üstlenmişti. Sedat suikastını planlayıp uygulayan cemaat işte bu cemaattır.
Reklam
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.