Toplum hayatında insanlar için esas olan, işini iyi yapmaktır. Burnunuz havada olmasın; kimseyi devirmekle, kimsenin yerine geçmeye çalışmakla uğraşmayın; işinize bakın. Bu önemli bir kültürdür. Kimileri bu kültüre isim takmaya uğraşır, mesela "protestan kültürü" derler; halt ederler! "Tasavvuf kültürü” diyen de çıkar. Maalesef temenniden ibarettir. O çevrelerde de her türlü insanın ne örnekleri vardır! Bunlar illa bir yere, bir kalıba oturtulacak konular değildir ama sizlerin bu hususların farkında olması önemlidir.
Eğer ölüm herkes için olağan ve meşru bir sondan ibaretse insanların ölmelerine engel olmak niye? Bir tüccarın ya da memurun fazladan beş, on yıl yaşamasının kime ne faydası var? Tıbbın gayesini, ilaçların acıları hafifletmesi olarak görürseniz kaçınılmaz olarak ortaya şu soru çıkar: Acıları hafifletmenin amacı nedir? İlk olarak, acıların insanı kusursuzluğa götürdüğü söylenir. İkinci olarak ise, eğer insanoğlu acılarını haplarla ve damlalarla hafifletebileceğini öğrenirse, bugüne kadar onları hem her türlü kötülükten koruyan hem de onlara mutluluk bahşeden dini ve felsefeyi tümüyle terk edebilir.
Allah (c.c), Hz. Davud (a.s)'a
"Sen beni sevdiğini sanıyorsun. Eğer beni gerçekten seviyorsan kalbinden dünya sevgisini çıkar, çünkü benim sevgim ile dünya sevgisi aynı kalpte bir araya gelemez.
Bir zamanlar kendimi
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metredir benim yokluğum?
Benden daha çok var sanmıştım.
Benim yokluğumdan dünyaya
Bir elbise çıkar sanmıştım.
Açıkçası kitabın adını ilk duyduğumda feminizm ile sosyalizm arasında nasıl bir bağlantı olabilir ki diye düşünmüştüm lakin sayfalar ilerledikçe esasında bu bağlantının önemini açık bir şekilde anladım ve gerçekten hiç o yönden düşünmemiştim dediğim pek çok yer oldu. Lakin kitabın esasını incelemeye geçmeden önce kitaba adını veren bu iki
1950 Kuşağı'nın ilk kadın öncüsü Nezihe Meriç'in yaşamdaki yürüyüşü 85 yıl sürdü. Arkasında bıraktığı büyük edebi mirasın yürüyüşü ise geleceğe doğru uzanıp gidecek. Yola öyküyle çıkmıştı, sonrasında edebiyatın çeşitli dallarında çok sayıda eser verdi; öyküyü de bırakmadı.
Alacaceren hakkında neler yazacağımı düşündüm bir süre,