Şafak Türküsü
1
beni burada arama anne
kapıda adımı sorma
saçlarına yıldız düşmüş
koparma anne
ağlama
kaç zamandır yüzüm tıraşlı
gözlerim şafak bekledim
“MUHACİR SANCILARI…”
Küçük Heidi' nin neden ayakkabıları yoktu?
Alp Dağları’nda büyükbabasıyla yaşayan Heidi herkesin yardımına koşan bir çocuktu. Çizgi filmde ise bu karakteri hep çıplak ayaklı olarak izledik.
Peki Heidi’nin neden ayakkabısı yoktu, yaratıcısı Heidi karakteri için nereden esinlenmişti?
Verdingkinder…
Bu kelime “çıplak ayaklı çocuklar” anlamına geliyor, bir başka deyişle köle çocuklar.Köle çocuklar İsviçre tarihinin en kara lekesi. Heidi’nin hikayesi de bu çocuklara dayanıyor.
18. yüzyılın sonunda İsviçre’de boşanan çiftlerin, devlete borcu olan ailelerin çocukları ya da ailesini kaybetmiş, suç işlemiş çocuklar devlet veya kilise tarafından başka ailelerin yanına yerleştiriliyordu.
Çocuklar çiftliklere kiralık olarak veriliyor ya da çocuk pazarında ev ve çiftlik işlerinde çalıştırılmak üzere satılıyorlardı.
Çocuklar ahırda yatıyor, ağır işlerde çalıştırılıyor, düzgün beslenemiyor ve diğer çocuklardan ayırt edilmeleri için ayakkabı giyemiyorlardı, işte bu nedenle çıplak ayaklıydı köle çocuklar.
Bu insanlık suçu bir şekilde İsviçre’de benimsendi ve o dönemlerde kimse buna ses çıkarmadı.
İsviçre’nin utancı olan bu kölelik sistemi ise ne yazık ki 1981 yılında yani yakın geçmişte tamamen yasaklanabildi.
Kaynak: bundle.app/tINZlVkO
HEİDİ, NEDEN ÇIPLAK AYAKLI?
Bir çoğumuzun özellikle de çocukluğunu 80’ler ve 90’lar da yaşayanların severek takip ettiği çizgi film kahramanı Alp Dağlarının sevimli kızı Heidi’yi hepiniz bilirsiniz.
Peki Heidi yaz kış neden hep çıplak ayakla dolaşıyordu? Hiç düşündünüz mü? İlk akla gelen, Heidi’nin özgür ruhundan dolayı ayakkabı giymeyi kendisinin
Şafak Türküsü
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne
Ağlama
Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
"Çoktan da çok seviyorum" dedi kadın
Seni düşündükçe,
panayırlar kuruluyor göğsümün tam ortasına, fesleğenler açıyor ruhumun kırık dökük saksılarında, mesela, çıplak ayaklı çocuklar koşuyor fikrimin arka sokaklarında.
Sevdası bol türküler birikiyor dudak kenarlarıma.
Ve ömrümü ömrüne ilikliyesim geliyor,
Bıkmadan,
Defalarca.
Yadigar Yeliz Yaman
"Göklerin egemenliği çocuklar gibi olanlarındır."
ne kadar gerçek bir paragraf
Mevsimlerin en merhametlisidir kış. Evin mevsimi; sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın. Uzun çayların, derinlemesine yemeklerin, etraflıca içmelerin mevsimi... Karşılaşmaların değil buluşmaların... Sıcak olan her şeye doğru neşeyle yönelmenin, böylece hep beraber ılımanın... Yollarda çıplak ayaklı çocuklar görüp en yakın dükkândan ona ayakkabı almanın mevsimi. Sokağın ucundaki yaşlı kadına, utandırmadan nasıl odun parası vereceğini, bu Allahın belası sistemin neden bir türlü değişmediğini, “küçük burjuva duyarlılıklarıyla” yaşamanın çamursu halini uzun uzun düşünmenin mevsimi...
Sayfa 156Kitabı okudu
Çıplak ayaklı çocuklar, ayakkabı boyuyordu.
Çıplak ayaklı çocuklar, ayakkabı boyuyordu.