Umut Kandilleri
Parçalanmış kayalar gibi gece Tutsak Ve güzel düşlerden uzak Hangi kapıyı çalsak bu saatte Kanayan bir yara çıkar karşımıza Bir sinsi tuzak Aşklar ter içinde sanki Sevdalar çatlamış bir toprak
Bazı adam vardır, yüzünde sırf hınç,kin okur. Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık... Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar. Bir de bu adama, Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocuklar, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. Bu adam hikayeci Sait Faiktir.
Sayfa 203 - Yapı kredi yayınları, Sait Faikle Görüşme
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“MUHACİR SANCILARI…”
Muhacir Sancılar
Muhacir Sancılar
16 ayrı göç hikayesi; Her biri bir anlam, her biri bir yaşanmışlık, Diyar diyar gezen bir yolcu, Her birinde başka coğrafyaya ayak bassanız da, Gidilen yollar farklı olsa da, Varılan makamlar, çekilen acılar hep aynı.. Yazar
Şener İşleyen
Şener İşleyen
’i bir kitap fuarında görüp, tavsiyesi üzerine birbirinden bağımsız, dörtlü bir kitap setini almıştım.
Muhacir Sancılar
Muhacir SancılarŞener İşleyen · AZ Kitap · 202053 okunma
İnce Minare -li'nin kapısı önünde Kur'an'm iki sûresini o kadar sanatlı bir gerdanlık yapan taş işçiliğine şaşırırken, yanı başımdan geçen çıplak ayaklı çocuklar, onları ıslıkla çaldılar. Onun içindir ki şimdi bu türküleri radyoda dinlerken veya vakit vakit hafızanın sırrına erilmez dönüşüyle hiç farkında olmadan kendi kendime mırıldanırken içimde Konya birdenbire canlanır, kendimi o yollarda, o alçak tavanlı bağ evlerinde, o cami veya medreselerin kapısı önünde veya içinde bulurum, gece ise başımın üstündeki yıldızlı gökyüzü birdenbire değişir.
Şafak Türküsü
1 beni burada arama anne kapıda adımı sorma saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama kaç zamandır yüzüm tıraşlı gözlerim şafak bekledim
Mustafa Necati, "ihtiyarlardan, çocuklardan başka, erkekleri az olan beş haneli köylerden beş yüz evlilerine kadar Anadolu'nun birçok yerlerini" görmüş, rastladığı kağnı kollarını da canlandırmıştır: "Uzun ve gölgesiz yollardan mkita'sız (kesintisiz, sürekli) bir akışla harp meydanlarına inen mübarek kafilelere her zaman rasgeldim; levha hiç değişmezdi; Zayıf öküzlerin çektikleri cephane yüklü arabalar ve bunların başlarında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar ve hatta çocuklar... Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim. Yalnız Cephe'de dövüşenler değil, bunlar da takdise layık birer kahramandı" diyor.
Sayfa 92 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
138 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.