Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk Risalesi Dirilmek yeniden Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın Bulutları yarması gibi gün ışığının Yağmurun ansızın boşanması Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması Erimesi gibi karların ve buzulların Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların Dirilmek yeniden Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi
Aşk Risalesi
Dirilmek yeniden Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın Bulutları yarması gibi gün ışığının Yağmurun ansızın boşanması Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması Erimesi gibi karların ve buzulların Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların Dirilmek yeniden Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi Kandan kinden
Sayfa 101 - 116 (İz Yayıncılık)Kitabı okudu
Reklam
Tasavvufta bazı kelimeler ve anlamları
*irade >kalpte ateşinden bir kor. * ıstılah > kalbe galip gelen şaşkınlığa yakın velvele. * efrâd> kalp nazarinda hariçte kalan * ufk-ı mübin > kalp makamının son noktası.
Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Çırpınış-I
... Gittikçe ağırlaşıyor hiçlik duygusu...
Sayfa 73 - Kırmızı Kedi
Müslüman için insan olmanın anlamı, Allah'ı tanıma imkânına bağımlıdır. Yani insan olmak belli bir kavrayış bölgesinin oluşmasıyla ilgili. Kartezyen anlayış insanı beden ve zihin olarak ikiye bölmüştür. Böylelikle kavrayışı "zihne" münhasır kılmak zorunluluğu ile karşı karşıya kalmış "batılı" insan. Zihin kendine "değer" ve "anlam" türetmeye başlamış böylece. İnsan dediğimiz mahlûk kendi anlamını bir yerlerde arayadurmuş hep. Bu arama faaliyeti içinde Allah'tan başka güçleri kural koyucu, boyun eğilmeye değer kabul ettiği durumlarda kâfir olmuş. Bazan kendi aklının, bazan bir sistemin işleyişinin, bazan "ilke"lerin kendine anlam kazandırdığını sanmış. Bu zan'larıyla ateşe düşmüş derhal. Vehimlerini terketmediği sürece, yanmamak için gösterdiği her çaba onu tehlikeye daha fazla yaklaştırmış, dinmeyen bir çırpınış içine düşmüş.
Zamanda İsraf
İnsan, kendi üzerinde ve kainat manzumesinde sergilenen ilahi kudret akışlarına gönül gözüyle nazar ettiğinde, kendini, dünya hayatını nasıl yaşaması gerektiği hususunda düşünmeye mecbur hisseder. İnsani hayatta en çok alakadar etmesi gereken en büyük gerçek de "ölüm" hadisesidir. O muhteşem veda anı insan için ne büyük bir ibret
Sayfa 145
Reklam
Aşk Risalesi
Dirilmek yeniden  Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın  Bulutları yarması gibi gün ışığının  Yağmurun ansızın boşanması  Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması  Erimesi gibi karların ve buzulların  Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların     Dirilmek yeniden  Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi  Kandan kinden
Sayfa 101 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Müslüman için insan olmanın anlamı, Allah'ı tanıma imkânına bağımlıdır. Yani insan olmak belli bir kavrayış bölgesinin oluşmasıyla ilgili. Kartezyen anlayış insanı beden ve zihin olarak ikiye bölmüştür. Böylelikle kavrayışı "zihne" münhasır kılmak zorunluluğu ile karşı karşıya kalmış "batılı" insan. Zihin kendine "değer" ve "anlam" türetmeye başlamış böylece. İnsan dediğimiz mahlûk kendi anlamını bir yerlerde arayadurmuş hep. Bu arama faaliyeti içinde Allah'tan başka güçleri kural koyucu, boyun eğilmeye değer kabul ettiği durumlarda kâfir olmuş. Bazan kendi aklının, bazan bir sistemin işleyişinin, bazan "ilke"lerin kendine anlam kazandırdığını sanmış. Bu zan'larıyla ateşe düşmüş derhal. Vehimlerini terketmediği sürece, yanmamak için gösterdiği her çaba onu tehlikeye daha fazla yaklaştırmış, dinmeyen bir çırpınış içine düşmüş. Oysa mümin kendi yetenek ve zekâsım kul olma bilinci seviyesinde kullanmakla "emin" bir bölgeye varmış, tatminsizliklerin ateşinden kendini uzak tutabilmiştir.
Gafilane bir hayat çocuklukta oyun, delikanlılıkta şehvet, erginlikte gaflet, ihtiyarlıkta elden gidenlere hasret ve binbir türlü çırpınış ve nedametten ibarettir.
Sayfa 193Kitabı okudu
Müslüman için insan olmanın anlamı, Allah'ı tanıma imkânına bağımlıdır. Yani insan olmak belli bir kavrayış bölgesinin oluşmasıyla ilgili. Kartezyen anlayış insanı beden ve zihin olarak ikiye bölmüştür. Böylelikle kavrayışı "zihne" münhasır kılmak zorunluluğu ile karşı karşıya kalmış "batılı" insan. Zihin kendine "değer" ve "anlam" türetmeye başlamış böylece. İnsan dediğimiz mahlûk kendi anlamını bir yerlerde arayadurmuş hep. Bu arama faaliyeti içinde Allah'tan başka güçleri kural koyucu, boyun eğilmeye değer kabul ettiği durumlarda kâfir olmuş. Bazan kendi aklının, bazan bir sistemin işleyişinin, bazan "ilke"lerin kendine anlam kazandırdığını sanmış. Bu zan'larıyla ateşe düşmüş derhal. Vehimlerini terketmediği sürece, yanmamak için gösterdiği her çaba onu tehlikeye daha fazla yaklaştırmış, dinmeyen bir çırpınış içine düşmüş. Oysa mümin kendi yetenek ve zekâsım kul olma bilinci seviyesinde kullanmakla "emin" bir bölgeye varmış, tatminsizliklerin ateşinden kendini uzak tutabilmiştir.
Reklam
Güzel bir kulluk hayâtı yaşarken dünyaya aldanarak ebedî saâdetini ebedî bir sefâletle değişme bedbahtlığına düşenlere dâir, asr-ı saâdetten bir misâl de Sâlebe’nin hâlidir. Sâlebe, önceleri mescidden ve Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sohbetlerinden ayrılmazken, mal-mülk sâhibi olup dünya sevgisi gönlünde yer edince, zamanla cemaati terk etmiş, farz olan zekatını bile vermekten imtinâ ederek hazîn bir âkıbete dûçâr olmuştur. Sonradan Allâh Rasûlü’nün sözünü tutmamaktan dolayı pişmân olmuşsa da faydasız bir çırpınış içinde can verirken kulaklarında Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in: “–Yâ Sâlebe, şükrünü edâ edebileceğin az mal, şükrünü edâ edemeyeceğin çok maldan hayırlıdır.” ifâdeleri çınlıyordu.
Sayfa 34 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
İnsan fıtratının tahlili bizi insan mahiyetine yerleştiren üç özelliğe taşımıştır. Hayvaniyet, beşeriyet ve insaniyet. Bu üç yönün şiddete ilişkin ayrıntılı tahlilinden önce insanın 'iç dünyası" olarak tanımladığımız bu yönlerin psiko-sosyal bir tahliline daha ihtiyaç vardır. Toplumun ve toplumsal faaliyetlerin tümünün temeli insandır.
Prof.Dr.Alparslan AçıkgençKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.