Sabahtan önceki o belirsiz vakitte
Bitmek bilmez gecenin sonuna yakın
Bitmeyenin o nükseden bitiminde
Alaz alaz diliyle o zifiri güvercin
Yuvasına doğru dalıp gittikten sonra ufukta
Solmuş yapraklar hışır hışır öterken
Başkaca çıt çıkmayan asfaltın üzerinde
Dumanların yükseldiği üç mahalle arasında
Birine rastladım yürüyen, dura kalka
Birinin iyi dilekleri, birinin yazmayı hatırlaması, birinin, hiç rahat
olmadığınızı fark etmesi.
Tabakta kan kırmızısı bir biftek, tebeşir ve odun ateşi kokan okuldan kaçarken
elinizin altındaki çit.
Yukarıda kazlar, aşağıda yoncalar; nefes nefese kaldığınızda duyduğunuz
kendi nefesinizin sesi.
Gözümdeki yaşların yıldızları bulandırması, omzumda kızağı dayadığım yerin
acıması, eldivenli parmakla buğulu pencereye sevgilimin adını yazmak.
Ayakkabı bağlamak, bir paketin üzerine düğüm atmak, dudaklarımda
dudaklar, elimde bir el; günün sonu, günün başlangıcı, önümde her zaman bir
gün olacağı hissi.
Hoşça kalın, artık hepinize veda etmeliyim.
Fransa bir zaman İstanbul'a sefir olarak eski Dâhiliye Nâzırı «Mösyö Konstans»'ı göndermişti. Bu adam, gâyet zeki ve ince bir diplomattı. Sefirler meclisinin hiç bir netice vermeyen toplantılarından bir gün sinirlenmiş ve İspanya sefirine :
“Mösyö dö Marki, müsaâde ederseniz meclisin kararlarını tebliğ etmek üzere bu sefer saraya ben gideyim!..”
"Veda" şiar haline gelmişti - sürekli, radikal ve istisnasız. Benim yaşadığım dünya çözülüyor, yok oluyor, görünmez hale geliyordu, her gün, büyük bir doğallıkla ve çıt çıkarmadan.
"Dolmabahçe Sarayı’nda katafalkı ziyaret ederken, Halet ile benim arkamda yürüyen Şefika’nın usul usul ağladığını duyuyordum. Cenazeyi, aile dostu bir avukatın Karaköy’ de caddeye bakan bürosundan seyrettik. Büro Yüksekkaldırım’in tam altındaydı.
Top arabası görününce, ansızın, şiddetli bir dolu yağıyormuşcasma, ”çıt çıt çıt” sesleri geldi oradan. Meğer eskiden basamaklı olan Yüksekkaldırım’da toplanan Yahudiler, dinlerinin yas geleneğine uyarak, giysilerinin düğmelerini aynı anda koparmışlar yere atmışlardı. Düşen düğmelerdi o dolu sesini çıkaran."
Sayfa 166 - Yapı Kredi Yayınları, 88.BaskıKitabı okudu