Sabahtan önceki o belirsiz vakitte
Bitmek bilmez gecenin sonuna yakın
Bitmeyenin o nükseden bitiminde
Alaz alaz diliyle o zifiri güvercin
Yuvasına doğru dalıp gittikten sonra ufukta
Solmuş yapraklar hışır hışır öterken
Başkaca çıt çıkmayan asfaltın üzerinde
Dumanların yükseldiği üç mahalle arasında
Birine rastladım yürüyen, dura kalka
Birinin iyi dilekleri, birinin yazmayı hatırlaması, birinin, hiç rahat
olmadığınızı fark etmesi.
Tabakta kan kırmızısı bir biftek, tebeşir ve odun ateşi kokan okuldan kaçarken
elinizin altındaki çit.
Yukarıda kazlar, aşağıda yoncalar; nefes nefese kaldığınızda duyduğunuz
kendi nefesinizin sesi.
Gözümdeki yaşların yıldızları bulandırması, omzumda kızağı dayadığım yerin
acıması, eldivenli parmakla buğulu pencereye sevgilimin adını yazmak.
Ayakkabı bağlamak, bir paketin üzerine düğüm atmak, dudaklarımda
dudaklar, elimde bir el; günün sonu, günün başlangıcı, önümde her zaman bir
gün olacağı hissi.
Hoşça kalın, artık hepinize veda etmeliyim.
"Bak" dedi, kalbini göstererek, "Şurama, tam da şurama bir şey oturdu. Geçit vermiyor, nefes aldırtmıyor. Buram buram can yarası kokuyor. SEN oturdu buraya, kocaman bir SEN!"
Gece'nin gözleri dolu doluydu. Tek kelam edemiyordu. Oysa Suskun olan o değildi. Çığlık çığlığa dert yanıyordu Suskun gözlerinden yaşlar boşanarak.
"Neredeydin haaa? Bunca yıl, bunca zaman NEREDEYDİN? Benim bağrım dağlandı, seni söküp atacağım diye. Başardım mı peki? Dön bir bak çevrene. Başarmışa benziyor muyum? Kimse anlamıyor. Herkes tek kelam edeyim diye gözümün taa içine bakıyor. SUSMA! Diyorlar bana. Adımı bile unuttum ben, sesimi aldın benden. Bir tek sana bütün seslenişlerim, hırçınlığım. Kimisi "delirdi" diyor benim için. Kimisi "Ruhu çekildi" diyor. Peki sen? Sen neden hiç bir şey demedin bunca yıl? Susmasanaaa..."
Susuyordu Gece. Verecek cevabı mı yoktu? Konuşacak kadar gücü mü kalmamıştı? Bildiği bir tek şey vardı. Geç kalmıştı.
"Suskun" dedi koridordan gelen bir ses. Girebilir miyim? Çıt çıkmadı. O telaşla daldı ikinci soruyu sormadan odaya doktor. "Neyin var? Hıçkırık seslerini duydum. Işığı açmamı ister misin?"
Az önce çığlık çığlığa sorular yağdıran Suskundan bir tek şakaklarını sırırlsıklam eden yaşlar vardı. Her zamanki gibi yine gökyüzüne döndürdü yüzünü, yıldızlara daldı geçmişe yolculuğa çıkar gibi....
Hatta umudunu kaybeden bir çoçuk vardı bilir misiniz marie
Marie çok mutlu bir ailesi vardır doktor babası ve terzi annesi geçimi güzel hergün farklı kıyafetler giyen arkadasları tarafından kıskanılan sarışın ela gözlü bir çoçuktur bir gün annesi tüberküloz hastalığına yalanmiş tir babası yani adreh zerkonov sevgili eşini sadra zerkonovu yani
Ölü doğmuş bir yasak aşk hikâyesi. Okurken sıkıldığımı söyleyemem, ilk psikolojik roman olmanın hakkını fazlasıyla vermiş, edebi bir tatmin ile okudum diyebilirim. Karakterlerin iç dünyaları, gelgitli ruh halleri, hissettikleri saadet ve elemin derinlemesine incelenip yansıtılması okurken gerçekten zevk veriyor. Gel gör ki ben bu kitaptan daha
Babası bir papaz olan ve 1816 yılında dünyaya gözlerini açan Charlotte Brontë, 3 kız kardeşin en büyüğü. Annesini küçük yaşta hastalıktan kaybediyor. Beş kardeşin bakımını teyzeleri üstleniyor. Ardından 3 kız kardeşiyle aynı okula başlayan Charlotte okulun sağlıksız koşulları yüzünden Elizabeth ve Maria'yi kaybediyor. Daha sonra bu okuldan ayrılıp
Fransa bir zaman İstanbul'a sefir olarak eski Dâhiliye Nâzırı «Mösyö Konstans»'ı göndermişti. Bu adam, gâyet zeki ve ince bir diplomattı. Sefirler meclisinin hiç bir netice vermeyen toplantılarından bir gün sinirlenmiş ve İspanya sefirine :
“Mösyö dö Marki, müsaâde ederseniz meclisin kararlarını tebliğ etmek üzere bu sefer saraya ben gideyim!..”
"Veda" şiar haline gelmişti - sürekli, radikal ve istisnasız. Benim yaşadığım dünya çözülüyor, yok oluyor, görünmez hale geliyordu, her gün, büyük bir doğallıkla ve çıt çıkarmadan.
Kapkaranlık Ormanda öyle kötü bir kitap ki bunu nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum. Hani bizde tam istediğimiz şekilde karşılığı olmayan bir kelime var ya “cringe”, bu kitap tam olarak böyle. Kimin adına utanç duyacağınızı şaşıracaksınız. (Ayrıca yorum SPOİLER içeriyor olacak, üzgünüm ama başka nasıl bu kitabın ne kadar kötü olduğunu anlatabilirim