Her insan kendi hissesine düşen bir, iki kişilik saadet payı için kavga etmeli. Hiç olmazsa bu kavgayı yapmalı ki, asıl hakikat dünyasını bulsun. Bu kavgada kazanmamalı ki, Hanya'yı Konya'yı anlasın. Bu kavgada zaten kazanmak da yoktur a. Çünkü belki ortada galip vardır ama, mağlup olan yoktur ki... Kadın da, erkek de böyle, bir kavganın sonunda soluğu ya nikâh dairesinde alır, yahut da serbest bir birleşmeyle yeni bir hayata adım atarlar. Ondan sonra uzun süren sulhun içinde çocuklara mekteplerinin taksiti, hanımın mantosu... Biz mağlup olduk. Mektep taksitinden, hanımın mantosundan kurtulduk. Sevgilim bir akşamüstü basıp gitti.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yüz
Biliyor musun sen bir şiirde bir satırsın ilk sözcük Beyaz bir gül beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar Bir yaprak bir yaprak ne kadar yapraksa o kadar Ne kadar suysa bir su o kadar Ben en yakın yüzüm yüzüne
Sayfa 62 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Altta yatan bencilliğe bak
"Erkek çocuğun ileride kendi ailesinin geçimini sağlayabilmek için iyi bir eğitim alması gerektiğine ve bunun bütün ailenin ba­şarısı ve saadeti anlamına geleceğine inanılan yıllardı ve kız çocuklara düşen de çalışarak erkek kardeşlerine canı gönül­den maddi destek sağlamak."
Sayfa 27 - A7 Kitap
-SON-
Çocukları gerçekleri yadsıyarak tozpembe bir dünyada yetiştirmek isteyebiliriz. Çocukluğunu mutlu yaşasın, sonra nasılsa hayatın zorluklarıyla karşılaşacak da diyebiliriz. Ama asıl çocukluğun zor bir süreç olduğunu ve yetişkin yaşamımızdaki sorunların büyük bir çoğunluğunun çocukluk travmalarımızdan kaynaklandığını unutmamız anlamına gelir bu. Güçlükleri yadsıyamayız ancak çocuklara bu zorluklarla baş etmeyi ve toplumsal yapının ne tür mekanizmalarla işlediğini öğretebiliriz ya da diyelim ki kendi öğrenme stillerini geliştirmeleri için motivasyon kazandırabiliriz. Masal hayatta iyi ya da kötü, her şeyin anlatılabileceği en özgür zemindir; ruhumuzun ve zihnimizin oyunlarını ondan daha iyi yaşatabilen bir başka tür daha yoktur. Öyleyse, çocukların hayatın, ruhun ve zihnin sınırlarını masalın kurnazlıklarıyla birlikte öğrenmeleri onları özgür ve zenginleşmiş bireyler haline getirecektir. Çocukların gökten düşen üç elmalarla değil, kendi elma ağaçlarını –aşılarını da kendileri seçerek– yetiştirebilecekleri bir dünya dileğiyle…
Savaşın üçüncü ve dördüncü yılları bize hem büyük sevinçler, hem büyük acılar getirdi. Ordumuz düşmanı adım adım gerilettiği, topraklarımızdan sürüp çıkardığı için yüreğimize bir bayram sevinci, sefer sevinci doluyordu. Öte yandan, günlük hayatımızda karşılaştığımız güçlükler dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Yoksa bizimkiler de mi İsveçten ithal?
Bütün diğer halklarda olduğu gibi, İsveç’ in zengin ve soylu ailelerinde de kötü çocuklara, tembel, yaramaz, aptal, ayyaş ve ahlakı bozulmuş gençlere rastlanabilirdi. Bütün okullardan kovulan bu gençleri hiçbir kamu ve özel kurum işe almak istemiyordu. Kendi başlarına bir işi becerebilecek yetenekleri yoktu, çalışmak istemiyor, günlerini
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
189 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.