Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatih DOĞANCI

"Badema, böyle bir çift arasında hürmet-i mütekabile nasıl cari olabilir? O ilk zaaf ve mağlubiyet dakikasının hatırası, ikide bir onları utandırmaz mı? Kadın, erkeğin ne kadar nefsine mağlup, erkek kadının ne kadar mukavemetsiz, ne kadar haysiyetsiz olduğunu düşündükçe bu ondan o bundan akıbet nefrete başlamaz mı?
Sayfa 42 - İletişim Yayınları , 47.BaskıKitabı okudu
Reklam
"...Mensup oldukları milletin itikatlarını, gazalarını, hezimetlerini, elem ve neşatını terennüm eden o büyük halk ve millet şairleri benim için daima mübarektirler. Şair denilen mahluk biraz evliya ile kahraman arasında bir şey olmalıdır; Garb 'ın ve Şark 'ın eski şairleri böyleydi. Onun içindir ki hala hepimize tükenmez birer membadırlar. Son devrelerin ortaya çıkardığı cüceleri bir takım dolaşık yollardan sürüne sürüne bu membalara doğru gidiyorlar ve bize orada kah bir tas, kah bir avuç, kah bir katre su getiriyorlar. Bütün bu cüceler bizim nazarımızda bu getirdikleri suyun miktarı derecesinde aziz ve kıymetlidirler."
Sayfa 180 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sevmek
"Bir yaprak, bir avuç tohum...İlk önce bunlarla başlayın.Sevmek nedir biraz öğrenin.Önce bir yaprağı, yağmurun yağışını sevin,sonra da o bir tek yaprağın size neler öğrettiğini, yağmurun içinizde neler yarattığını duyup anlayabilecek bir insanı sevin.Kolay bir iş değil, biliyorum.Belki bir ömür boyunca sürer. Benim de öyle oldu ya zaten, ama gene de istediğime erişemedim, sadece istediğimin ne kadar gerçek olduğunu biliyorum: tabiatın bir hayatlar bütünü olduğu gibi, sevmenin de bir sevmeler bütünü olduğunu anladım."
Sayfa 51 - Sel YayıncılıkKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ağladığıma utanıyordum ama öylesine uzun bir mahpusluk süresinden sonra bir kuş cıvıltısı bir erkeğin gururundan, insanın yalnızlığından daha güçlü gelir.
Sayfa 441Kitabı okudu
Hayat
"..hayat böyledir, oyuncular sahneye girip çıkar, er ya da geç ama her zaman yaptıkları, yapmaları uygun olan şey ezberlerindeki repliklerini tumturaklı bir sesle söylemek ve sahnenin dibindeki kapıdan çıkmaktır.."
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
"...tam on iki gün ve on iki geceyi galiçya dağlarında soğukla ve yağmurla ve buzla ve çamurla ve bıçak gibi keskin taşlarla ve çivi gibi fundalıklarla ve ara sıra kısacık dinlenme fırsatlarıyla ve yetmezmiş gibi dövüşlerle ve saldırılarla ve ulumalarla ve böğürtülerle geçiren, sütten kesilmemiş yavrusuyla kaybolmuş bir ineğin hikayesi, tam on iki gün ve on iki gece çevresini kurtlar sarmış, inek bu uzun mu uzun savaşta hem kendisini hem de yavrusunu savunmak zorunda kalmış ve her yanda dişler, açık çeneler, ani hamleler ve elbette ki boynuz darbeleri varmış, ölümün kıyısında yaşamanın ıstırabının yanı sıra, kendi canı ve kendini koruyamayacak kadar küçük bir yavrucak için savaşmak zorunda kalmış ve tüm bunlar yaşanırken, sırtları kambur, kulakları dimdik kurtlar sinsice yaklaşırken, o yavrucak annesinin memelerine uzanarak yavaş yavaş emiyormuş. Subhro derin bir soluk aldı ve devam etti, on iki günün sonunda inekle yavrusu bulunmuş ve kurtarılmış, zaferle köye dönmüşler ama hikaye burada bitmemiş, iki gün daha sürmüş, çünkü o artık cesur bir inekmiş, kendini savunmayı öğrenmiş, sonunda inek ölmüş, onu öldürmüşler, on iki gün boyunca yenilgiye uğrattığı kurtlar değil, onu kurtaran insanlar, belki de sahibi öldürmüş, dövüşmeyi öğrenen ineğin o daha önceki barışçıl, her şeye kafa sallayan hayvan olamayacağını anlamışlar."
"eskileri bir bütün içinde sanmak, eskiler kadar eski bir yanılgıdır.."
...sıkı ve sağlam adalelerin çelimsizlere yardım için; keskin aklın daha kör, daha mülayim, daha gürültüsüz ve yavaş akla hatta akılsıza arkadaşlık için verildiğini; çorbanın çorbasızlarla taksim edilmek için mis gibi koktuğunu öğreten, belki de öğretmeden öyle iyi, öyle mübarek anadan doğulduğunu hayal ettiren bir düşünceyle...
Tabiat, çoğunca dosttur. Düşman gibi gözüktüğü zaman bile insanoğluna kudretini ve kuvvetini tecrübe imkanları veren yüz vermez bir babadır; fırtınasında kayığını batırdığı zaman yüzmesini, rüzgarında kulübesinin damını uçurduğu zaman daha sağlamı, daha hünerliyi bulmayı öğretiyor; canavarıyla karşı karşıya bıraktığı zaman adale kuvvetini sınıyordur.
Aşk
İnsan dünyaya geldiği andan itibaren 'ben' demesini öğrenmiştir; ancak aşktır ki insana 'ben değil, sen' demesini öğretir; zira seven hiçbir ruh kendine varlık rengi veremez.
Sayfa 53 - Sufi Düşünür İnayet HanKitabı okudu
Reklam
"Yontu sanatından sanırım az çok anlayan bir genç, bir mezarın üzerine yaptırılmış olan mermer bir yontuya aşık olmuş. Bu yüzden çıldırmış ve zavallı deli, lahdin içinde bu güzel kadından ne kaldığını görmek için bir gün taşı kaldırmış.Budala!Bir de ne görsün..ne görmesi gerekiyorsa onu..Bir mumya!O zaman aklı başına gelmiş ve iskeleti kucaklayıp öperek "Seni böyle daha çok seviyorum" demiş. "Hiç olmazsa sen yaşamış olan bir şeysin; oysa ben hiçbir zaman bilinci olmayan bir taş parçasına gönül vermiştim." Therese: -Anlamıyorum, dedi. Laurent: -Ben de, diye yanıt verdi; ama belki de aşkta yontu, insanın kafasında canlandırdığı; mumya da, yüreğinde bulduğudur."
Sayfa 123Kitabı okudu
"Toplum, sanatçılardan esin ateşi ister; halkın zevki ve sanat coşkusu için dolup taşan bu ateş, eninde sonunda elbette kendilerini yakıp kavuracaktır. O zaman onlara acınır, başlarına gelen yıkımları, belaları haber aldıktan sonra akşam yuvasına dönen iyi bir kentsoylu, temiz yürekli, uysal karısına: - Biliyor musun, der, o güzel sesli kız yok mu, üzüntüden öldü. O güzel şeyler söyleyen ünlü şair de kendi canına kıydı. İkisine de yazık oldu kadınım...Bütün bu insanların sonları kötü oluyor. Mutlu olanlar, yine bizim gibi sıradan insanlar..."
Osmanlı
"Unutmamak gerekir ki devşirme çocukları Türk 'e vermekteki amaç, onları Türkleştirmekti. Bu da bize Osmanlılar açısından Türk kimliğinin yalnızca kan bağından geçen etnik bir kimlik olmayıp Türk doğmadan da Türk olunabildiğini düşündüklerini gösteriyor."
Savaş
"Muzaffer müttefikler kampından falan değilim, bütün namuslu insanlar gibi ben de yenik çıktım bu savaştan, kazanılmış savaş yoktur, bütün savaşlar yenik düşürür adamı.."
Sayfa 376Kitabı okudu
Kadın
"Asıl önemli olan, sosyal koşullar dostum. Onlarda kadınokrasi yürürlüktedir. Dünyaya bir daha gelişimde ne olmak isterim biliyor musunuz? İngiltere'de kedi, Hindistan'da öküz, İspanya'da rahip, Rusya 'da tiyatro oyuncusu, Polonya 'da albay, Amerika 'da kadın!"
Sayfa 247Kitabı okudu
196 öğeden 166 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.