Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki de Hümanizm’i, mükemmel teorilerin acı sonuçlara yol açtığı yüzyılların başlangıcı olarak tanımlamak mümkündür. Yine Hümanizmin dâhisi Erasmus von Rotterdam Deliliğe Övgü adlı başyapıtında, güç istenci, entelektüel bilgi ve benzeri dünyevi tutkularla kirlenmemiş bir insan karakteri üzerinde durmaktaydı. Oysa bugün ulaşılan sonuçlar
Sayfa 159Kitabı okudu
"Hürriyet ve Eşitlik!.."
-"İnsanlar hür doğarlar, eşit haklara sahiptirler: hiçbir hülya bana bu kadar çocuksu, bu kadar anlamdan yoksun gelmemiştir. Çoğunlukla karmakarışık bir hayal dünyaları olan ve gerçekle gerçek olmayanı karıştıran bu insanların dürüstlükleri ve iyi niyetleri hususunda en ufak bir şüphe duyabil-mem mümkün olsaydı, bu şatafatlı ve aldatıcı iddiayı soğuk ve yersiz bir alay kabul ederdim. Yeni doğan bir çocuğun hürriyetinden nasıl bahsedilebilir? En bahtsız köle çocuktan daha şanslı. Çocuk hareketsiz bir et yığını, ihtiyaçlarına zincirli, yararsız olmaya mahkum, tek hakkı, bütün insanlarla ortak tek hakkı, ne yazık ki inlemek ve ağlamaktan ibaret. Hürriyet istediği gibi hareket etmesidir insanın, serbest olmasıdır. Hürriyet yetenektir, güçtür, bağımsızlıktır. Hürriyet amaçlarını gerçekleştirmek için hem bir seçim hem de bir imkandır. Eşitliğe gelince, eşitlik daha da hayal. Bir kere kaderimiz doğumumuzdan çok daha önce saptanıyor. İlk Günah'ın felsefi bir anlamı var. Ölüler yaşayanların peşini bırakmıyor, iki kuşak önce yaşamış bir anneannenin zeka kıtlığı silinmez bir iz bırakabiliyor bizde de. Sonra coğrafya... Başka medeniyetlerin birkaç yüzyıldan beri aşmış olduğu bir medeniyet merhalesine zincirli kalmış milletler var: coğrafî bir kader bu da. İnsan tek başına kendisini şekillendiren bir bütün değil. Ve dünya insan zekasının fetihlerine rağmen, el ele tutuşup hep birlikte şarkılar söyleyebileceğimiz bir cennet olmaktan daha çok uzak..."
Reklam
Eşitliğe gelince, eşitlik daha da hayal. Bir kere kaderimiz doğumumuzdan çok daha önce saptanıyor. İlk Günan’ın felsefi bir anlamı var. Ölüler yaşayanların peşini bırakmıyor, iki kuşak önce yaşamış bir anneannenin zekâ kıtlığı silinmez bir iz bırakabiliyor bizde de. Sonra coğrafya... Başka medeniyetlerin birkaç yüzyıldan beri aşmış olduğu bir medeniyet merhalesine zincirli kalmış milletler var: coğrafî bir kader bu da. İnsan tek başına kendisini şekillendiren bir bütün değil. Ve dünya insan zekâsının fetihlerine rağmen, el ele tutuşup hep birlikte şarkılar söyleyebileceğimiz bir cennet olmaktan daha çok uzak. Duvarlar var insanların arasında ve daha uzun zaman da var olacak. Hatta bana öyle geliyor ki, bu hayalî eşitlik, sosyal adalet rüyaları gerçekleşse bile daha uzun zaman kendini bekletecektir. Evet, insan zekâsı ve bilim tabiat kuvvetlerini kontrol edebilir, hürriyetimizin sınırlarını genişletebilir, bütün insanlara asgari bir refah düzeyi sağlayabilir. Ama ya beynimiz?
"Diğer bir deyişle, biz eğer kendimiz olarak yaşayabiliyorsak yaşadığımız coğrafya vatan ve bunun üzerini örten gökyüzü de bizim gök kubbemiz olur."
Sayfa 25 - Sufi kitapKitabı okudu
Oysa "civilisation" yani "medeniyet", Avrupa'nin kendi kendini övmek icin ortaya attigi bir kavramdir. Bu anlayisa göre; Bati medenidir, uygardir, insanidir, geri kalan her kültür ve cografya geridir, barbardir, gayri insanidir.
Coğrafya Bilinci
Coğrafya bilinci olmadan, kendilik, tarih ve medeniyet bilinci de olmaz.
Sayfa 118 - Mostar
Reklam
'Liseleri ziyaret etmekten çok hoşlanırdı. Derslere girer, öğrenci sıralarına oturup öğretmenleri dinlerdi. Öğrencilere müfettiş gibi sorular sorardı. 1930 yılında Galatasaray Lisesi'ne geldi. Tesadüfen o gün orta son sınıf öğrencilerinin tarih-coğrafya sınavı yapılıyordu. Sınav salonuna girdi, öğrencileri tek tek ayağa kaldırarak şu soruları sordu. •Attila'nın Romalılarla harbi sırasında Afrika'dan İspanya'ya geçen ilk Arap ordusu kaç kişiydi? Bunların içinde kaç Türk bulunuyordu? Bu ordu nereye ayak bastı? Hangi istikametr doğru gitti? İlk olarak hangi şehri zaptetti? •Sevr ve Lozan antlaşmalarını mukayese ediniz. ...... •Türkiye'de 1914'ten sonra yapılan şimendifer hatları? .... •Eski medeniyet ne demektir? •Etilerle Mısırlılar arasındaki muharebeyi anlatınız. .... •Anadolu'daki Türk medeniyetleri nelerdir? •Eti, Sümer ve Mısır medeniyetlerinden hangisi eskidir? •Bizdeki reisicumhur seçimiyle Almanya'daki reisicumhur seçimi arasındaki farklar nelerdir? 1930 yılı Türkiye'sinde ortaokul öğrencileri işte bu kadar ağır soruları bile cevaplayabilecek donanıma sahipti. Okuma yazma bile bilmeyen ulus, Mustafa Kemal'in vizyonuyla sadece yedi yıl içinde böylesine çıta yükseltmişti. '
Sayfa 302 - Kırmızı KediKitabı okudu
TARİHİN BARISMAZ DÜSMANLARI
Komünizm, artık bütün dünya ve bilhassa bizim için iktisâdi bir fikir veya toplumsal bir düzen olmaktan çıkmıstır. Komünizm bugün, yalnız moskofçuluk demektir. (O tarihlerde (1950) henüz maoculuk vs. yoktu) Fransız ve İtalyan komünist partileri seflerinden Filiğin komünist liderine kadar hepsinin, kendi vatanları aleyhinde en utanmaz ve
İslam medeniyetinin siyasal üstünlüğünü ve büyük kültür eserleri meydana getirmedeki parlaklığını kaybetmesinde, kara ve deniz ticaret yollarının, medeniyetin kurulu olduğu coğrafya dışına kaymasının büyük rolü olmuştur.
Sayfa 60
‪Ölüler yaşayanların peşini bırakmıyor, iki kuşak önce yaşamış bir anneannenin zekâ kıtlığı silinmez bir iz bırakabiliyor bizde de. Sonra coğrafya... Başka medeniyetlerin birkaç yüzyıldan beri aşmış olduğu bir medeniyet merhalesine zincirli kalmış milletler var: Coğrafi bir kader bu da. İnsan tek başına kendisini şekillendiren bir bütün değil. Ve dünya insan zekasının fetihlerine rağmen, el ele tutuşup hep birlikte şarkılar söyleyebileceğimiz bir cennet olmaktan daha çok uzak. Duvarlar var insanların arasında ve daha uzun zaman da var olacak.
163 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.