Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz kendimizi bilmiyoruz, biz bilenler, biz kendimiz, kendimizi bilmiyoruz: İyi nedeni var bunun. Hiç aramadık kendimizi- nasıl olacak da bulacağız kendimizi günün birinde? Haklıydılar “ hazineniz neredeyse, yüreğiniz de oradadır” demekle; bizim hazinemiz bilgimizin arı kovanlarının durduğu yerdedir. Oraya doğru yol alıyoruz hep, doğuştan kanatlı hayvanlar ve tinin balözü toplayan arıları olarak; yürekten önemsediğimiz tek bir şey var aslında -“yuvaya bir şey getirmek.” Yaşamın diğer yanına, “yaşantı” denen yanına gelince- onun için hangimizin, en azından yetecek kadar ciddiyeti var? Ya da yeterli mi zamanı? Korkarım hiç tam anlamıyla “veremedik kendimizi” böyle şeylere: yüreğimiz orada değil, hatta kulağımız bile değil! Daha çok, kendi içine gömülmüş ve ilahi dalgınlıkta birinin, tüm gücüyle öğlenin on ikisini vuran çanın kulaklarında çınlayan sesiyle bir anda ayılıp, “Bu çalan neydi?” diye sorması gibi, bazen biz de sonradan kulaklarımızı ovuşturup, hepten şaşkın, hepten mahcup soruyoruz, “Neydi yaşadığımız?” dahası “Kimiz biz aslında?” diye; ve dediğim gibi sonradan sayıyoruz yaşantımızın, yaşamımızın, varoluşumuzun çınlayan on iki çan sesini -ah! yanlış da sayıyoruz üstelik… Zorunlu olarak yabancı kalıyoruz kendimize, anlamıyoruz kendimizi, yanılmak zorundayız kendimiz hakkında, “Kişi kendine en uzak olandır.” sözü geçerli bizler için sonsuza dek -kendimizi bilmeye gelince, “bilenler” değiliz biz…
Altın Buzağı
Musa üç tektanrılı dinin inananları için İbrahim'den bile daha uygun bir rol modelidir. İbrahim ilk resul olabilir ancak eğer Yahudiliğin ve ondan türeyen dinlerin fikri kurucusu olarak birisinden bahsedilecekse o kişi Musa'dır. Altın buzağı olayı bölümünde, Musa Tanrıyla sohbet etmek ve Tanrının oyduğu taş tabletleri almak için ücra
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Salgın kitaplarını, herkes salgına kurban gitmiş de sadece bir grup insan kalmış gibi, o insanların hikayesinin anlatılmasını çok seviyorum. Bu da zombi salgını ama tam olarak zombileri görüyoruz da diyemeyiz. Salgın başlıyor ve birden zaman atlar baş karakterimiz diğer karakterlerle birlikte okula girer. Okulda zombilerle etkileşime girmeden hayatta kaldıklarını görüyoruz aslında. Sıkıcı olabilir gibi gelmişti ama aslında gayet akıcı bir kitaptı. Tek sorun kitap birden bitti gibi. Havada kaldı sanki bir şeyler. Karakterleri de havada bıraktı gibi. Sadece bu karakterler üzerinden dönecek hikaye belli, bu kadar kısa tutmak yerine biraz daha tanısaydık keşke. Ve salgın var ama neden onu bile bilmiyoruz. Var olan zombi hikayeleriyle bağlantı mı kuracağız bilemedim yani. Gerçi seridir belki kitap, ikinci kitap diye bir şey görmesem de. Umarım vardır. Çok havada kaldı. Sevdim ama böyle havada bitmesini de istemiyorum. Yazımını da sevdim yazarın.
Bu Bir Tatbikat Değildir
Bu Bir Tatbikat DeğildirCourtney Summers · Yabancı Yayınları · 202319 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Uzun soluklu bir serinin giriş kitabı nasıl olmalı? Tam olarak böyle olmalı. Bi kaç eksik yanı vardı tabiki ama genel olarak çok güzeldi. Faythe çok tatlı bi karakterdi öncelikle, bazen aldığı kararlar, bazı durumlarda fevri davranmaları vs heer şey karakterin yaşına (19) ve yavaş yavaş güçlenecek olan bir karakter olmasına uygundu. Bizi ilk
Bir Varis Yükseliyor
Bir Varis YükseliyorChloe C. Peñaranda · Olimpos Yayınları · 09 okunma
Oluruna bıraksak her şey yoluna girecek aslında ama biz çırpınmaya devam ediyoruz bilmiyoruz ki çırpındıkça daha çok batacağımızı
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Odaklanma sorunumun zirve yaptığı şu dönemde bitirebildiğim ilk kitap oldu. Kitabın son derece ilgi çekici bir konusu var. Anlatım tarzıyla sizi sıkmıyor, ağır bir dili yok ve betimlemelerle sizi boğmuyor yazar. Özeti ayrıntılı anlatacağım. O nedenle spoiler içerecek yazım. Ana karakterimiz Charlie Gordon 32-33 yaşlarında zeka geriliği olan
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,9bin okunma
Reklam
485 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir hayli genç bir yazarın kitabı olduğu için son derece önyargıyla yaklaştığım bir kitaptı, ama hakkını yiyemem baya akıcı bir dille yazılmış. Yazarın bir sürü kitabı da varmış, neyse yaşımıza bağlı bilmiyoruz diyelim.. Gelelim konuya ; Gökçe talihsiz bir şekilde küçükken anne babasını kaybetmiş, anne gibi bildiği teyzesi ,eniştesi ve sümsük kuzeniyle yaşayan bir lise son sınıf öğrencisi. En yakın arkadaşları Yankı, Burcu (elime verseler boğarım),Erdem ,Alper ve Hakan .. Olaylar Gökçe nin üniversite sonuçlarını öğrendiği gece bir cinayete kurban gitmesiyle başlıyor. (Sene 2005) ve şuan 2015 arasında sürekli flash back yapılıyor. Yankı ve Erdem ölümünden 10 yıl sonra 2.bir cinayet daha işlenince katılın peşine düşüyorlar. Ve evet sonu tam ters köşe oldu benim için, katil gerçekten beklemediğim biri çıktı ve kızı pisi pisine öldürdüğü için sövüp saydım yani .. Kitapta kimseyi tam olarak sevemedim aslında herkesin tuhaf huyları var ,Yaptıklarının çoğu değişik ama belki de öyle şimdi bilemiyorum bana ters gelmiş olabilir .ama sonuçlarına bakılınca ters mış yani dedim .. Daha çok gençlik romanı gibi ama benim gibi kendini genç hissedenler de okuyabilir bence...
Dilara Keskin
Dilara Keskin
Ölüler Konuşamaz
Ölüler KonuşamazDilara Keskin · Ephesus Yayınları · 20226,2bin okunma
189 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Yerdeniz serisine 2. kitabı okuyarak başlamıştım. Her kitabın kendi içinde bir konusu var ve 2. kitaptan başlamak kafamı karıştırmamıştı. Atuan Mezarları'nda yan karakter olarak göreceğimiz Ged bu kitapta ana karakter. Seriye tersten başladığım için tuhaf bir kıyas olacak ama ikinci kitabı daha çok sevdiğimi hatırlıyorum. Atuan
Yerdeniz Büyücüsü
Yerdeniz BüyücüsüUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20217,3bin okunma
İnsanız ya? Farklıyız her birimiz herşeyden, herkesten çok farklıyız. Yuvarlak bir dünyanın üstünde yaşıyoruz. Hepimiz aynı yerdeyiz sanıyoruz ama bilmiyoruz ki aslında hiç birimiz burda değiliz. Hepimizin ruhu farklı dolayısıyla hepimiz farklı yerlerdeyiz. Belki de bilmediğimiz ve hiç tahmin edemediğimiz yerlerdeyiz. -bunu fark edemeyenler için-
282 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Farklı statüde ki insanların bir araya topandığı bir plato.. İmzası atılmış geri dönüşü olmayan bir anlaşma.. Ve gerçekleşmesi gereken bir final.. KAFA KARIŞIKLIĞI BENİM MEZAR TAŞIM OLACAK. ‘Yemişveren Felaketi’, ismindeki geometriyi, zıtlığı, gerginliği ve umudu hemen her sayfasında veren bir roman. Hikâye, röportajcı Fazıl Gencer’in, ülkenin
Yemişveren Felaketi
Yemişveren FelaketiCan Mehmet Uyanık · Gri Yayınevi · 20249 okunma
Reklam
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
#NataliaGinzburg ‘dan okuduğum ikinci kitap #İşteBöyleOldu kitabını biraz kıyaslama yapmadan geçemeyeceğim. Kente Giden Yol kitabında olduğu gibi içi kararmış ve göz göre göre kendine yazık eden bir kadın kahramanımız var. Aynı zamanda Kırmızı Pazartesi kitabında olduğu gibi kitabın sonu başından belli. “Alnının tam ortasına ateş ettim.” diyor ve
İşte Böyle Oldu
İşte Böyle OlduNatalia Ginzburg · Can Yayınları · 2022816 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
Geştalt psikoloji, algı ve algısal örgütlenmeyi konu alan bir psikoloji teorisidir. Temelinde duyular aracılığıyla edinilen bilginin yorumlanması için kullanılan ilkeleri ortaya koymak vardır. Şimdiye kadar davranışlarımızda ve duyularımızda sık sık kullandığımız şeyler aslında. Sadece bunun psikolojideki yerini bilmiyoruz. Yaşadığımız çoğu olumsuz duygunun üstesinden gelmek için herkes kendine göre bir yöntem belirler. Kimisi durumu kabullenir ve yoluna devam eder, kimisi asla altından kalkamaz, kimisi olmamış sayar, kimisiyse içine atar, hapseder. Bunlardan en çok yaptığımız sanırım içimize atarak duygularımızı bastırmak. İşte bu yapabileceğimiz en yanlış şey. Çünkü ömrümüz boyunca o içimize attığımız şey taptaze bir şekilde orada duruyor ve bize açılan başka yollardan gitmemize engel oluyor. Terapistler geştalt psikoloji uygulamasında bu duyguları açığa çıkararak onları serbest bırakmamızı sağlıyor ve böylece önümüzde uzanan farklı yollardan gidebilmemize yardımcı oluyor.. • Maalesef çoğumuz geçmişte yaşadıklarımızdan bir türlü kurtulamıyoruz. Bu geçmişe çocukluğumuzda dahil. Büyüklerimiz tarafından bastırılan duygularımız ömür boyu peşimizden geliyor. Ve biz bunların üzerine yaşamımız boyunca hep yenilerini ekliyoruz.. Geçmişimizi kabul edip, yaşadıklarımızı onayladığımızda ya da kabullendiğimizde bu eşikten geçip aydıklık bir yola çıkabiliyoruz. Hayatımıza uyarlayabileceğimiz güzel bilgiler için mutlaka okuyun. Keyifli okumalar
Her İnsan Kendini Tamamlamak İster
Her İnsan Kendini Tamamlamak İsterFritz S. Perls · Destek Yayınları · 202334 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.