Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
. Dilimize dolanan ama idrakini bir türlü kavrayamadığımız şu sözler yok mu ‘dünya fâni’, ‘dünya yalan’. Bunu biliyoruz. Ölüm var! (Muhakkak) Oyalanıyoruz hâlâ yalanların, aldatmaların, haramların, do-yumsuzlukların çevresinde. Bir heves uğruna heba olan ömür gerçeği... Ne çok şey biliyoruzdur aslında. Nesil bilginin yağmur olup yağdığı aşikâr bir dönem. Üstü sulak arazi gibi görünüp içten kuruyan çölleşen toprak gibi. Islanmayı bile bilmiyoruz. Rahmeti dışında değil, içinde yağmura açmalısın ki yüreğinin uyduğunu dil kelam etsin. Yoksa dilin yalanından yürek kararmasın. Ne çok sevmeler sevilmeler... Yüreğine değmeden uçuşan aşk sözcükleri... Kelamların da hakkını verebilmek gerek. Yüreğine Allah dokunsun ki, O’nun rahmeti tecelli olsun ki, sözün öze karışsın. Gözler manada eksik kalınca, söylenenler kuru harf yığınları aslında... Örneklerin en güzeli Efendimiz (s.a.v.).
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Reklam
Elimden geldiğince yaşıyorum…
Hayat çok kısa aslında yarın ne olacak bilmiyoruz, seviyorsan bırakma, istemiyorsan arkana bile bakma, yapabiliyorsan yap!!! Çünkü günler hayatımızdan eksiliyor, asla umutla yaşamayacaksın, elinden geliyorsa yaşamak istediğin gibi yaşayacaksın… Hiç kimse için hiç bir şey değmiyor, belki saçma geliyor ama, ne zaman sağlığından ve kendinden bir şeylerin eksildiğini gördüğünde, ve boşa zaman kaybı olduğunu gördüğünde, ahhhh diye geçecek kalan ömrün…
Ne kadar cahiliz değil mi? yaşlanmaktan çok korkuyoruz ve engellemek için her şeyi yapıyoruz. Biriyle yaşlanmanın aslında büyük bir imtiyaz olduğunu bilmiyoruz. P.S. I Love You
68 syf.
7/10 puan verdi
Birhan Keskin bu eserinde derinlerde yatan imgeleri kazıyarak çıkarmak istediğini düşünüyorum. Kazının pek de kolay yapılmadığı şiirlerdeki tınıdan kendisini gösteriyor. Şiirleri okurken karşısındaki kişiye sesleniyor. Bu içten gelen sessiz çığlıkları anlamasını ve duymasını istiyor. "Biriken ne varsa sözler arkada kalmış, O çok sevdiğin
Soğuk Kazı
Soğuk KazıBirhan Keskin · Metis · 20142,153 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aklı Başında Her İnsan Biraz "Deli"dir
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır. Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz: – Giriş – Kitapla İlgili Düşüncelerim – Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi – Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi – Turin
Nietzsche Neden Delirdi?
Nietzsche Neden Delirdi?Ayşe Şirin Çakmakçı · Scala Yayıncılık · 20242 okunma
Reklam
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
336 syf.
·
Puan vermedi
Gerçek yaşamdan esinlenilen kitapları okurken belki okuduğumuz her şey bize daha fazla yola çıkma cesareti veriyor diye düşünüyorum. Her şey Leyla 'nın başının sol tarafındaki yoğun ağrının onu artık hastaneye düşürmesiyle başladı. Doktor Yusuf ile karşılaştığı o an ve hastalığını öğrenmesi gidişatı tamamen değiştirmişti. Beyninde tümör
Leyla'yı Bulmak
Leyla'yı BulmakSerpil Çoşan · İnkılap Kitabevi · 202326 okunma
Biz kendimizi bilmiyoruz, biz bilenler, biz kendimiz, kendimizi bilmiyoruz: İyi nedeni var bunun. Hiç aramadık kendimizi- nasıl olacak da bulacağız kendimizi günün birinde? Haklıydılar “ hazineniz neredeyse, yüreğiniz de oradadır” demekle; bizim hazinemiz bilgimizin arı kovanlarının durduğu yerdedir. Oraya doğru yol alıyoruz hep, doğuştan kanatlı hayvanlar ve tinin balözü toplayan arıları olarak; yürekten önemsediğimiz tek bir şey var aslında -“yuvaya bir şey getirmek.” Yaşamın diğer yanına, “yaşantı” denen yanına gelince- onun için hangimizin, en azından yetecek kadar ciddiyeti var? Ya da yeterli mi zamanı? Korkarım hiç tam anlamıyla “veremedik kendimizi” böyle şeylere: yüreğimiz orada değil, hatta kulağımız bile değil! Daha çok, kendi içine gömülmüş ve ilahi dalgınlıkta birinin, tüm gücüyle öğlenin on ikisini vuran çanın kulaklarında çınlayan sesiyle bir anda ayılıp, “Bu çalan neydi?” diye sorması gibi, bazen biz de sonradan kulaklarımızı ovuşturup, hepten şaşkın, hepten mahcup soruyoruz, “Neydi yaşadığımız?” dahası “Kimiz biz aslında?” diye; ve dediğim gibi sonradan sayıyoruz yaşantımızın, yaşamımızın, varoluşumuzun çınlayan on iki çan sesini -ah! yanlış da sayıyoruz üstelik… Zorunlu olarak yabancı kalıyoruz kendimize, anlamıyoruz kendimizi, yanılmak zorundayız kendimiz hakkında, “Kişi kendine en uzak olandır.” sözü geçerli bizler için sonsuza dek -kendimizi bilmeye gelince, “bilenler” değiliz biz…
Altın Buzağı
Musa üç tektanrılı dinin inananları için İbrahim'den bile daha uygun bir rol modelidir. İbrahim ilk resul olabilir ancak eğer Yahudiliğin ve ondan türeyen dinlerin fikri kurucusu olarak birisinden bahsedilecekse o kişi Musa'dır. Altın buzağı olayı bölümünde, Musa Tanrıyla sohbet etmek ve Tanrının oyduğu taş tabletleri almak için ücra
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Salgın kitaplarını, herkes salgına kurban gitmiş de sadece bir grup insan kalmış gibi, o insanların hikayesinin anlatılmasını çok seviyorum. Bu da zombi salgını ama tam olarak zombileri görüyoruz da diyemeyiz. Salgın başlıyor ve birden zaman atlar baş karakterimiz diğer karakterlerle birlikte okula girer. Okulda zombilerle etkileşime girmeden hayatta kaldıklarını görüyoruz aslında. Sıkıcı olabilir gibi gelmişti ama aslında gayet akıcı bir kitaptı. Tek sorun kitap birden bitti gibi. Havada kaldı sanki bir şeyler. Karakterleri de havada bıraktı gibi. Sadece bu karakterler üzerinden dönecek hikaye belli, bu kadar kısa tutmak yerine biraz daha tanısaydık keşke. Ve salgın var ama neden onu bile bilmiyoruz. Var olan zombi hikayeleriyle bağlantı mı kuracağız bilemedim yani. Gerçi seridir belki kitap, ikinci kitap diye bir şey görmesem de. Umarım vardır. Çok havada kaldı. Sevdim ama böyle havada bitmesini de istemiyorum. Yazımını da sevdim yazarın.
Bu Bir Tatbikat Değildir
Bu Bir Tatbikat DeğildirCourtney Summers · Yabancı Yayınları · 202319 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Uzun soluklu bir serinin giriş kitabı nasıl olmalı? Tam olarak böyle olmalı. Bi kaç eksik yanı vardı tabiki ama genel olarak çok güzeldi. Faythe çok tatlı bi karakterdi öncelikle, bazen aldığı kararlar, bazı durumlarda fevri davranmaları vs heer şey karakterin yaşına (19) ve yavaş yavaş güçlenecek olan bir karakter olmasına uygundu. Bizi ilk
Bir Varis Yükseliyor
Bir Varis YükseliyorChloe C. Peñaranda · Olimpos Yayınları · 04 okunma
Oluruna bıraksak her şey yoluna girecek aslında ama biz çırpınmaya devam ediyoruz bilmiyoruz ki çırpındıkça daha çok batacağımızı
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Odaklanma sorunumun zirve yaptığı şu dönemde bitirebildiğim ilk kitap oldu. Kitabın son derece ilgi çekici bir konusu var. Anlatım tarzıyla sizi sıkmıyor, ağır bir dili yok ve betimlemelerle sizi boğmuyor yazar. Özeti ayrıntılı anlatacağım. O nedenle spoiler içerecek yazım. Ana karakterimiz Charlie Gordon 32-33 yaşlarında zeka geriliği olan
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,8bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.