Kaan Murat Yanık diliyle, anlatımıyla, üslûbuyla okurken hem hayran bırakıyor hem de başka zamana, başka diyarlara götürüyor. Kendimce yaşayıp giderken ne zaman, nasıl çarpıldığımı , kimde kaldığımı anlatmam güç. Hiç beklemediğin bir an, sanki tüm boşluklar bir kişiyle doluveriyor. Diyorlar ki; ayrılık olmazsa aşk olmazmış... Benden gittiğinde canımdan kopardığın parçalar mı ilden ile savrulmama, bilincimin bulanmasına sebep oldu, hemen ardından aldığım ölüm haberin mi? Bilmiyorum. Son kez gösterdiklerinde kalbinin üzerindeki örümcek ağı gitmiyor gözümün önünden. Yoksa hep oradaydı da sen bile farkında değil miydin? Adım Bünyamin...Yazarım...İster kendimden kaçtığımı söyleyin, ister kaderinin bağlı oldukları çağırdı o diyardan bu diyara deyin, farketmez... Kitap yazmak isteğiyle Kars’a gelen Bünyamin, Kars’ta tanıştığı Besti nine…. Sonrasında Hindistan’dan Osmanlı’ya gelen Gülbadem ve Zencefil’in hikayesi… Biri zıpır bir ilimkâr diğeri delibozuk bir papağan… İkisi de birbirine yaren… Masalımsı bir hikaye… Çok güzeldi Acizane tavsiyemdir..