Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
184 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta ki, Japon atasözlerinin bizim atasözlerimize benzemeleri beni çok şaşırttı. Sadece aynı manaya çıkan birkaç unsur farklıydı o kadar. Tabii şöyle bir atasözü de mevcuttu ki, cinlerim tepeme çıktı; "Kadının zekisi inek satmayı bile beceremez." (Kadınlar zeki değildir. Kadının en zekisi bile en basit işi yapmaktan acizdir.) Sayın Dr. Okan Haluk bey böyle bir atasözü her ne kadar onlarda varsa da sizin onca güzel atasözünün içine bunu da dahil etmeniz hiç hoş olmamıştır. Bilginize sunulur. Kitapta atasözleri sade, alt alta sıralanmış şekilde yazılmış. Bir nevi bizim "Deyimler ve atasözleri" sözlüğü gibi. Evet, kitap yerine sözlük demek daha uygun sanırsam. (ne çok 'atasözü' kelimesi kullandım yahu!)
Japon Atasözlerinden Seçmeler
Japon Atasözlerinden SeçmelerOkan Haluk Akbay · Literatürk Yayıncılık · 201517 okunma
440 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Tatlı Tehlike'yi ara vermeden Tatlı Şeytan'ın hemen ardından okudum. Seri kitapları arasında bir kopukluk yaşamadım yani... O yüzden midir çözemedim bana çok da ağır gelmedi kitap ama beklenileni vermediği kesin... Öncelikle ilk kitabın kaldığı yerden sonra ben deli gibi aksiyon, dövüş sahneleri, heyecan falan bekledim, hayallerim puff oldu söndü.
Tatlı Tehlike
Tatlı TehlikeWendy Higgins · GO! Kitap · 2015486 okunma
Reklam
365 syf.
8/10 puan verdi
Yazar bu kitabında 70'lerin Hollywood'unu çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermiş. Sırf ünlü olma umuduyla aktörlerle yatmaya çalışan genç kızları, sapkın yönetmenleri, kafayı yemiş hayranları ve daha nicesini çok iyi göstermiş yazar. Bu Hollywood'da ahlak falan kalmamış. Tüm pislik var arkadaş. Sırf bir kadın aktör çıplak sahnelerle ilgili madde koymadı diye sözleşmeye, filmde bu tarz sahnelerde oynatılmaya zorlanıyor. Tabi hoş sanat(!) için de soyunmayı reddedeni de pek çıkmıyor. Kitaptaki neredeyse tüm ilişkiler yapmacıklıktan ibaret. Hatta bir aktörün de bu yapmacıklıklar bir süre sonra canını sıkmaya başlıyor. Çünkü birlikte olduğu kızlar hiçbir zaman onu dinlemiyor. Bu aktör sayesinde bir filmde oynayabilir miyiz onun derdindeler. Yani güzel ama kafaları bomboş kadınlarla takılmak bir aktörün bile canına tak edebiliyor sonunda. Bu Hollywood saçmalıktan öte bir şey değil kısaca. Az edep yahu! En üzüldüğüm şey de bu boş beyinli insanların paraları götürürken dünyanın öbür tarafında insanların açlıktan ölmesi. Biraz da kitabın özelliklerinden bahsedeyim. Kitap akıcı ve yalın bir dille yazılmış. Okuturken insanı yormuyor. Bu yazarın okuduğum ikinci kitabı ve yazar ilk kitapta da benzer ünlülerden bahsediyordu. Yani sadece iki kitabını okuyarak bile yazarın kendini tekrar ettiğini anladım. Bu yazardan bir kitap okumak istiyorsanız ve de Hollywood'un nasıl bir yer olduğunu ayrıntılı bir şekilde görmek istiyorsanız bu kitap tam size göre, alın ve okuyun. Tabi kitabı bulabilirseniz. Sağolsun Akkılıç Kütüphanesine bu tarz zor bulunan kitapları kolaylıkla bulabiliyorum.
Günahkarlar
GünahkarlarJackie Collins · İnkılap Yayınevi · 199010 okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
(Hafif spoiler içerir. Meraklanmayın can alıcı noktaları söylemedim. Hatta bazı yerlerde üstü kapalı eleştirdim) Telefonumu yaptırmak için dışarı çıktım. Dükkan sahibinin bir saat sonra geleceğini öğrenince de yandaki kahveye geçip şu incelemeyi yazayım dedim. Şansıma kahvede ödül töreni mi ne varmış. İçeride yer bulamayınca mecbur soğukta
Ateş Yolu
Ateş YoluHayri Özdemir · Pera Kitap · 201568 okunma
Sahnenin devamında, topallayarak karımın babasının evine geliyordum. Babayı çok yaşlı ve gözleri görmeyen birisinin oynaması gerekiyordu. Prodüksiyon amiri, Bingöl'den bir dilenci getirmişti, seksen yaşında bir adam. Tek sözcük Türkçe bilmiyordu. Oysa senaryoda söyleyeceği sözler vardı. Ne yapacağımızı şaşırmıştık. Ben içeri girince, bana, "Hoş geldin Seyit," diyecekti. Çalışıyorduk, ama olmuyordu. Sonunda Şerif, adama, "Baba, ne istersen söyle, çaresi yok," dedi. Adam, uzun uzun Kürtçe bir şeyler söyledi, İkinci repliği, "Ne düşünüyorsun Seyit?" olacaktı. Gene uzun uzun konuştu. "Yahu baba, neler söylüyorsun sen?" Adam konuştu, konuştu, bir türlü susmadı. "Ne söylüyor, Türkçe'ye çevirin," dedim. Meğer adamcağız, sürekli aynı şeyleri yineleyerek, "Jandarmalar geldi, beni karakola götürdüler, jandarmalar geldi, beni karakola götürdüler, bana dayak attılar, bana dayak attılar..." deyip duruyormuş.
360 syf.
3/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitabı anlatacak tek kelimem yetersiz olur herhalde.  Normal şartlarda polisiye, gerilim ve korku türünü okumamayı tercih ediyorum, böyle hafif konular olursa okuyorum yalnızca. Fakat bana bile bu kadar saçma geldiyse eminim türün müptelaları epeyce sinir olacaktır. Yazarın okura verdiği gizem anlayışını şöyle açıklayabilirim belki: Sanki yazarın
Trendeki Kız
Trendeki KızPaula Hawkins · İthaki Yayınları · 202011,8bin okunma
Reklam
360 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Öncelikle belirtmek isterim ki ben gerçek bir Harry Potter fanıyım. 7 kitabı liseye başladığım ilk ay bir çırpıda bitirmiştim. Sadece 5. Kitabı 4 günde bitirdiğimi biliyorum. Uykusuz kalma pahasına sabahlara kadar okumuş ve başımın döneceğini, midemin bulanacağını bile bile her sabah serviste bu seriyi hunharca okumuş biri olarak Harry Potter’in
Harry Potter ve Lanetli Çocuk
Harry Potter ve Lanetli ÇocukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20169,7bin okunma
Milletvekili Olacak Vali Nutkundan Bellidir
Üç saattir, dört cip yoldaydı. Köy kahvesinin önünde cipler durdu. Vali, öndeki arabadan indi, ikinci arabadan mektupçu, defterdar, emniyet müdürü, candarma komutanı indiler. Tarım müdürü, sağlık müdürü, eğitim müdürü, lise müdürü, postane müdürü, tapu kadastro müdürü ve öbür müdürler de arkadaki arabadaydılar. Cipleri gören köylüler,
471 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.