(...) bu soru üzerine anladım ki, ben adamın radyoda neler söylediğinin farkında bile değilim. Tek cümlesini bile anlamamışım da yine de ağlıyorum. Saçma geliyor insana, değil mi? Ama gerçek bu. Neden böyle oluyor, neden ağlıyorum diye sonra çok düşündüm. Ben adamın sözlerine, sözlerinin anlamına değil, sesine ağlıyordum. Sesinin etkisi beni ağlatıyordu. Daha doğrusu, sesinin titreşimleri, tıpkı soğanın acı, yakıcı buğusu gibi, gözyaşartıcıydı.
Sayfa 126Kitabı okudu
"Sonuçta Einstein'ın mucize yıl 1905'te en çok tartışmaya yol açan çalışması Planck'in başlattığı çalışmaları geliştirerek kuantum kuramını, yani ışığın parçacık özelliği kuramını yaratması oldu. Göreceğimiz gibi kuantum kuramı bizi görelilikten çok daha derin sulara çekiyor, aslında öyle derin ki sonunda Einstein o sularda kendi de yüzmemeye karar verdi. Ama Einstein'in 1905'teki çalışmalarının çağdaşlarının çoğuna göre en tartışmaya açık kısmı, bizim bakış açımızdan saçma görünebilir: Atomların "varolup olmadığı" sorusu. Böyle bir soru ne demekti."
Tübitak Yayınları - III. Bölüm - Kuantumun Garip Hikâyesi
Reklam
"Bu çok saçma, kendimi Zeno'nun oku gibi hissediyorum, oraya hiçbir zaman ulaşamıyorum. Davranışlarım çok garip görünüyor olabilir ama bu şartlar altında elimden başka ne gelir ki?"
"Söylenmiş olan şeylerin hikmeti onu söyleyen kişideydi.."
Kalp mi? Evet kalp demişti. Kalbin ne işe yaradığını hatırladım içimden; insanın başına kan pompalayan bir organ. Ama böylesine kararlı, zeki haliyle bu adamın kalbin fiziksel bir organ olarak bütün kâinatı içine aldığı gibi saçma bir şeyi ima ettiğini nasıl düşünebilirdim? O halde başka bir kalpten bahsediyor olmalıydı. Ama sadece bir kalbimiz var. Yoksa bu kalp fiziki bir organ olmaktan öte beyin gibi çok ince ve hassas bir şey mi? Kurgusal programlama konusunda iyi değildim, dolayısıyla bu konuyu düşünmekten vazgeçtim, zira düşünmeye çalıştıkça daha çok bocalıyordum. Söylenmiş olan şeylerin hikmeti onu söyleyen kişideydi.
tamam, çok ismim var ama acelem yok, elbette kurduğum bütün içini böcekler basmış cümlelerin saçma yanlışlarına da alışırım.
Üzerler ':)
"Tahmin edebileceğin gibi gayet iyiyim,hatta uzatmayayım, yüreğimi derinden etkileyen biriyle tanıştım.Ben aslında - ne bileyim!Neler olup bittiğini, dünyanın en sevgiye layık varlığıyla nasıl tanıştığımı sana tek tek anlatmak zor olacak.Çok neşeliyim,mutluyum, bu yüzden anlatırken bir tarihçi gibi sırf olayları aktarmakla kalamam.Bir melek!-Saçma! Herkes sevdiği için böyle der, değil mi? Ama sana onun nasıl ve niçin kusursuz olduğunu anlatabilecek durumda da değilim aslında.Bütün duyularım ona tutsak artık."
Sayfa 30
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.