Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
256 syf.
5/10 puan verdi
Sanırım doğu kültüründe okuduğum ilk kitaptı ve açıkçası "bana" saçma gelen çok fazla batıl inanç vardı. Çok odaklanamadım okurken bu yüzden hikayenin geçtiği zamanı pek anlayamadım. Yani Saddam diyor, kadınların araba kullanması için ayaklandıkları tarihten, savaşlardan bahsediyor sonra 1412 diyor. Nerede hayal nerede gerçek anlamak çok zor oldu benim için. Nihayetinde bitti. Aslında hikaye bir savaş dönemini anlatmak istemiş ve bunu bir intikam aşkı üzerinden benzetmelerle işlemek istemiş ama bence oturmamış. Sanki acemice ya da havada kalmış gibi. Bunun yanında yazar Arap kültürünü de eleştirmeyi araya sıkıştırmış. İtiş tepiş bir hikaye gibiydi. Her şeyden azar azar serpiştirilmiş. Yazarı daha önce hiç okumadım açıkçası araştırmadım da ama amacını daha uygun bir hikaye ile gerçekleştirebilirmiş bence ya da dediğim gibi, sanırım kültür farklı olunca ben garipsedim. Her neyse... Okuyup da beğenen varsa aşağıya eleştirimi gömüp sebebini açıklarsa çok sevinirim. Nereyi atlamışım, görmek isterim.
Münire
MünireYusuf El-Muhaymid · Pegasus Yayınları · 2012171 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
Kitap bence çok güzeldi. Hanzade Servi'nin kitaplarını okumayı seven bir insanım bu yüzden bu kitapta benim diğer kitapları gibi hoşuma gitti. Kitapta bir gizem var ve bunun yaşanarak ilerlemesi de çok güzel ve benim çok hoşuma gitti. Kitapta saçma gibi görünen ama aslında kitabı tam olarak eğlenceli kılan yerler de var bunlar Hanzade servinin usta bir yazar oldunu gösteriyor hayal gücü yeteneği çok geniş bir yazar bu da kitaplarından anlaşılıyor ama kitabın tek bir sorunu var karakter kadrosu çok geniş ve bu açıkçası biraz beni okurken zorladı ama yine o karakterin kim olduğunu çözmek bile çok eğlenceli eğer Hanzade servi seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim bu kitap başta olmak üzere bence ( umacı, kalamar pansiyon, havuç ağacı , hayalet tozu ) bunlarıda okumalısınız.
Yo - Yo
Yo - Yo
Hanzade Servi
Hanzade Servi
TAVSİYE
Umacı
Umacı
Kalamar Pansiyon
Kalamar Pansiyon
Havuç Ağacı
Havuç Ağacı
Hayalet Tozu
Hayalet Tozu
Yo - Yo
Yo - YoHanzade Servi · Tudem Yayınları · 2014193 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"Kendi uyuşuk algılarına seslenmiyor diye bir hayvana akılsız demek insanın kibrinin ve küstahlığının bir göstergesidir." . . . "İnsan hiçbir şeyin kaynağı olamaz, tek bir düşüncenin bile." diyor eser. Nasıl yani? Çağlar boyu süregelen tüm bu bilgiler nedir o zaman? Peki daha bu cümleyi oluştururken aklımda şekillenen
İnsan Nedir?
İnsan Nedir?Mark Twain · Can Yayınları · 202215bin okunma
249 syf.
·
Puan vermedi
Sosyalizmi en basit dille nasıl anlatsak böyle anlatırız. Taaaa lisedeki tarih hocam önermişti, yıl 2024 şimdi okuyabildim. Lisede olsaydım muhtemelen bu kitaba bayılırdım. Şimdi... bilemedim. Yani güzel evet. 22 yaşında bir birey olarak Moore'u da eleştirmemeliyim galiba. Kime ne be? Eleştiriyorum. Bu aralar tüm ideolojiler saçma
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,4bin okunma
496 syf.
7/10 puan verdi
Fantastik konulu kitaplara bayılan birisi olarak bu kitabın konusunu çok beğenerek okudum ama kitapta konudan daha çok karakterlerin kendi arasında yaşadıkları ön plandaydı. Kendimi pek açıklayamasamda kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır diye düşünüyorum. Aytun karakteri gerçekten aşırı ilginçti yani nefret mi ediyorum yoksa seviyor muyum karar veremiyorum. Ayliz’i aşırı aşağıladığını düşünüyorum zaten çoğu kişide aynı şekilde yorum yapmış Aytun’un tehditleri bir zaman sonra gerçekten midemi bulandırmaya başladı böylesine toksik bir karakter olması aşırı gereksiz olmuş bence. Kitapta Ayliz ve Aytun’un saçma sapan toksik ilişkisi yerine konunun ana düşüncesi ele alınsaydı daha iyi olurdu böyle güzel bir konuyu toksik karakterlerle bozmak cidden üzücü olmuş. birde bahsetmeden geçemeyeceğim, Ian favori karakterim olabilir çok beyefendi ve nazik bir adam Ayliz kesinlikle ona bir şans vermeliydi :)
Ay Düğümü
Ay DüğümüGamze Çelik  · Ephesus Yayınları · 20201,489 okunma
83 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kitabı okurken bana hissettirdiklerinden birisi de geçici hayat için ne kadar boş telaşlara kapıldığımızdı. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi her şeye hırs yapıyoruz sizce öyle değil mi? İvan İlyiç'in Ölümü, son günlerinde, ölümle önce mücadele eden, daha sonra çaresizce kendisini ona bırakan bir adamın yaşadıklarını anlatır. Yüksek rütbeli bir yargıç olan İvan İlyiç, iyi bir hayat yaşadığını düşünür; ancak hasta yatağında ölümün yaklaştığını anladıkça, yavaş yavaş aslında ne kadar boş bir ömür sürmüş olduğunu fark eder. O güne kadar büyük anlam yüklediği ve uğruna büyük çaba verdiği serveti, şöhreti ve saygınlığı, ölüm döşeğinde bir anda gözüne boş ve saçma görünür. Tolstoy'un büyük bir samimiyetle anlattığı bu kısa ama etkileyici roman, insan doğası, hayatın anlamı ve ölümün gerçekliği gibi temel sorulara cevap arıyor. Bazı duyguları anlatmak için öyle çok uzun uzun şeyler yazmaya gerek olmadığını Tolstoy'un kaleminden çıkmış bu eserle çok iyi anlıyoruz.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,1bin okunma
Reklam
312 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Benden daha kötüsü varsa oda sensin
#KİTAPYORUMUM Hayatım boyunca bir romantik kitabı övecegim aklımın ucuna bile gelmezdi. Amaaa, evet yerden göğe kadar bu kitabı övmeye geldim bal peteklerim. Ben bu kitaptan razıyım be. Kitaptan bahsederken bir çok kişi ve kitabın arka yazısında Doktor Who( ne kadar izlememiş olduğum bir seri olsa da) , Marvel , Star Wars, Harry Potter ve
Benden Daha Kötüsü Varsa O da Sensin
Benden Daha Kötüsü Varsa O da SensinLily Anderson · Artemis Yayınları · 202339 okunma
440 syf.
8/10 puan verdi
serinin ilk kitabı gerçekten harikaydı. sonu baya şaşırtıcı bitmişti kendimi bulmacada gibi hissetmiştim. kafamda bin bir türlü soru işareti vardı o soru işaretlerinin hepsi bu kitapta çözüldü. aynı şekilde bu kitabı da gerçekten beğendim. beni çok şaşırtan karakterler oldu. her ne kadar toksik ve takıntı seviyesinde bir ilişkileri olsa da dylan için üzüldüm biraz. nasıl ki ansel dedektifle mutlu olduysa finalde dylanın da anseli atlatabildiğini görmeyi isterdim. finalde kesinlikle eksiklikler vardı. katil rastgele seçilmiş gibiydi. kitabın başından beri merakla katilin kim olduğunu çözmeye çalışıyoruz evet bariz belli olan birinin katil çıkmasını beklemiyordum ama bu kadar da bilinmeyen birini de beklemiyordum ben ya. devamını spoiler vererek anlatıyorum spoiler yemek istemeyen okumasın SPOİLER tüm kitap boyunca katili merak ediyoruz. 100 sayfa katil Austen adında saçma sapan bir psikopat çıkıyor. kitap boyunca adı geçmiyor ondan şüpheleneceğimiz bir durum olmadı. o yüzden pek bir şok yaşamadım ben. ayrıca katili öğreniyoruz sonra anseli kaçırıyor. 1 gün geçmeden dedektif anseli buluyor ve mutlu son yani sonu o kadar hızlı ilerlemiş ki ne oldu bitti anlamadım. ayrıca bu katil akıl hastası, kafası baya bildiğin gidik yani. ama sonda suçlarını itiraf ediyor?? bilemiyorum sonu daha farklı olsa 10 numara kitap olurdu benim için. yine de dediğim gibi kitap genel olarak baktığımda çok güzeldi okumanızı öneririm
Sobe
SobeN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20222,928 okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
41 günde okudu
Mektuba "Hayal edilemeyecek kadar mutluydum." Diyerek başlayan bir adam. Makar Devuşkin, sevgili dostuyla tüm hayatı boyunca unutamadığı bir mektuplaşma serüvenine giren iki sadık dost. Her anlarını ayrıntılı bir biçimde birbirlerine anlatan, mektuplarını yazarken heyecan içinde sanki birbirleriyle konuşuyormuş gibi içindekilerini döken iki sadık dost, böyle devam eden bir dostlukta elbetteki sonunda alışkanlık haline gelecek ve birbirlerinden kopamayacaklarını bile bile sürdürecek olmanın gururunu yaşayan Varvara ve Makar Devuşkin bir süre boyunca böyle devam ederler. Aralarında ki dostluk ne denli ilerideydi tahmin edemedim ama ihtiyar bir adamın ve genç bir kızın konuşmaları tam bir dostluk konuşmasıydı. birbirlerine hitap edişleri aşırı hoşuma gitti Devuşki'nin Varvarayı Anacığım diye sevmesi Varvara'nın aynı şekilde sürekli en sadık dostum demesi çok hoş bir sohbet gibiydi. Mektuplaşma değil de dip dibe oturup konuşulan bir sohbet gibi ilerledim. Arada biraz sıkıcı tarafları vardı tabii, anlamadığım bir kaç yerde oldu elbetteki ama hep böyle değil midir seni kendine bağlayan biraz saçma, biraz karmaşık ve çokça anlamsızdır... Sonu beni gene şaşırtmadı artık okuya okuya alıştım yazarların nasıl romanlarını bitirmek istediklerini. Onların asıl amaçları okuyucuyu meraklandırmak başarıyorlarda meraklı bir şekilde okuyup bitirdim. Bu arada Ordu'ya yolculuk yaparken bitirdim bu kitabı belki de o yüzden biraz da keyif verdi. Yolculukta kitap okumaya bayılıyorum. Tam bir yol arkadaşı oluyorlar banaaa (Keyifli okumalar dilerim.)
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 201861,9bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Nefis ayrıntılar
Bu kısacık ama ayrıntılarla enfes bir şekilde zenginleştirilmiş kitabı çok severek okudum. Kitabın ana sorusu şu; kan bağı mı yoksa sevgi bağı mı? Ben kan bağına inanmam, biri ile kan bağım olduğu için onu sevmek zorunda olduğum fikrini saçma bulurum. Bu kitap da bunun en güzel örneklerinden birini sunuyor. Kitabı okurken her an kötü bir şey olmasını beklediğimi fark ettim. Bunun iki sebebi olabilir; romanı ya da öyküyü mutlu bir hayatın değil mutsuz bir hayatın oluşturacağını sanmam ya da sürekli korkunç şeylere maruz kalan bir toplumun ferdi olduğum için hep felaket bekliyor olmam. Bu kitap mutlu bir şeylerin öyküsünün yazılabileceğinin de bir örneği. Belki de Keegan, bizi sürekli kötü bir şey olacağı beklentisi ile diken üstünde tutmaya çalışmış ve sonunda da şaşırtmayı amaçlamıştır. Eğer buysa amacı cidden başarmış. Okurken Faulkner okuyor gibi hissettim, Keegan’ın etkilendiği yazarlara bakayım dedim, bulamadım bir şey ama merak etmediğim başka bir şey buldum. Kitabın filmi varmış. Kitabı bitirir bitirmez filmi de izledim. Filmin adı The Quiet Girl (Sessiz Kız). Yine bir önyargıyla başladım izlemeye ( ne çok önyargım varmış yahu) aslında önyargı değil de daha önceki tecrübeler diyelim çünkü bugüne kadar okuduğum hiçbir kitabın filmini beğenmedim. Ama bu film beni yanılttı, çünkü gerçekten iyi bir filmdi. Kitabı da filmi de tavsiye ediyorum.
Emanet Çocuk
Emanet ÇocukClaire Keegan · Jaguar Kitap · 20212,380 okunma
Reklam
382 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Hayri Irdal ve Halit Ayarcı
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
'dan okuduğum ilk kitap. Ana karakterimiz Hayri Irdal, dayısının ona yaş gününde saat hediye etmesiyle saatlere karşı ilgi duymaya başlar. Sonrasında yaşlı bir saatçinin yanında çırak olarak işe başlar. Burada saatlerle ilgili çok fazla şey öğrenir. 1. Dünya Savaşı’nda askere gider sonra tekrar İstanbul’a döner.Abdüsselam Efendi’nin kızı Zehra’yla evlenir ancak Zehra ölür. İspiritizma Cemiyeti’ne gidip gelir. Orada ikinci karısı olacak olan Pakize Hanım’la tanışarak evlenir.Bir gün bir arkadaşı onunla Halit Ayarcı’yı tanıştırır ve bu tanışma Hayri İrdal’ın hayatında bir dönüm noktası olur. Halit Ayarcı, Hayri İrdal’ın parasızlığına çözüm olsun diye Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı bir kurum oluşturur ve başına da Hayri İrdal’ı getirir. Ben hayatımda bu kadar üçkağıtçı bir karakter tanımadım. Halit Ayarcı önüne çıkan fırsatları asla kaçırmadan fırsata çevirmekten usta birisidir. Hayri İrdal ile birlikte o meşhur
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
'nü kurarlar. Uzun bir süre be Enstitu çok fazla ilgi görür. Ama kitabı okurken Halit Ayarcı'nın devletin imkanlarını nasıl sonuna kadar hakkıymış gibi kullandığını okumak... Hiçbir vasfı olmayan bir kurumu nasıl da çok önemliymiş gibi göstermesi... Halit Ayarcı en saçma uğraşı bile süsleyerek satan bir tiptir. Yani reklam yapmasını çok iyi bilir .Pazarlama ve ikna kabiliyeti çok iyidir. Farklı ve okuduğum en zon kitaplardan diyebilirim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Burdan yayinevine tum hakaretlerimi yolluyorum
Selamlar. Oncelikle muhtemelen spoiler da olacak bu incelemede cunku spoilersiz yazinca rahat hissedemiyorum. Sanki eksik ve yanlis anlatmis gibi hissediyorum. O yuzden spoilerli olacagi icin kitabi zaten okumus olan kisilere gore yorum yapicam konuyu anlatmadan. İlk olarak deginmek istedigim sey yayinevi yuzunden sevmedigim seyler. Bu yayinevi
Zalim Prens
Zalim PrensHolly Black · DEX · 20181,434 okunma
384 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Kısaca bir konusundan bahsedecek olursam. Vivian sonradan görme (kendisi değil tabi) bir ailenin kızı. Vivian'ın babası Dante'ye bir konuda şantaj yaparak kızıyla evlenmeye zorluyor ve çiftimiz anlaşmalı/zorunlu bir evlilik arifesine giriyorlar, hatta nişanlanıyorlar. Sonradan duygularını keşfetmelerini ve gerçeklerin ortaya çıkma sürecini okuyoruz. Yorumuma gelecek olursak da klasik bir Ana Huang kitabıydı. Çok bir şey beklemeden okumak gerekiyor. Gerçi Çarpık Yalanlar'da baya merak etmiştim bu çifti ama okurken pek merak uyandıracak bir şey yoktu. Her şey en başından belliydi. Yine klişe bir konusu ve ilerleyişi vardı. Şaşırtıcı öğeleri yoktu. Vivian'i baya sevdim; güçlü oluşu, kendi ayakları üzerinde duruşu, Dante'ye sürekli laf sokması vs. bunları okumak baya eğlenceliydi. Dante'yi de bir yere kadar sevdim de çok saçma sapan kararları vardı. Ve yazarın Dante'nin duygularını çok iyi geçirebildiğini düşünmüyorum. Zaten kitaplarında genelde hep bir yerde bir olmamışlık oluyor maalesef. Hatalar yapan karakterleri severim herkes kusursuz olamaz ama bunun nasıl işlendiği ya da geliştiği çok önemli. Dante güzel sürünse de hatadan sonraki farkındalığı fazla ani oldu gibi hissettim. Çiftin birlikte olduğu sahneleri okumak eğlenceliydi aslında ama tam beklediğimi de bulamadım. Vivian'ın arkadaş ortamını sevdim. Kai ve Isabella'nın arasında bir şeyler olacağı sinyalini de verdi bu kitapta, o yüzden ikinci kitabı daha çok merak ediyorum. Isabella konusunda şüpheliyim ama Kai'yi baya merak ediyorum. Umarım onu daha çok severim.
Öfke Kralı
Öfke KralıAna Huang · Martı Yayınları · 0437 okunma
560 syf.
6/10 puan verdi
Yüksek olan beklentimi daha da yükseltmemek ve sürprizini kaçırmamak için kitap hakkında yorum okumamıştım. Hataymış. Aslında kitap güzel başlamıştı. Kız mantıklı davranıyordu, olgun düşünceleri vardı, güzel arkadaşları vardı, anlatılan mekanlar fena değildi. Güzeldi yani. Sonra bir anda kız salaklaştı. En basit cümlelerden bile bir çıkarım
Çırpınan Kanatlar Evi
Çırpınan Kanatlar EviOlivia Wildenstein · Olimpos Yayınları · 2023275 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
Ruhun ve bedenin arasındaki bağlantının koptuğunu mu düşünüyorsun. Koca bir boşlukta mısın ? O zaman bu kitabı mutlaka okumalısın . Yazar,hayatın rutin döngüleri arasında sıkışıp kalmış, ruhu boğulmak üzere olan insanın dramını kendine has  tarzıyla anlattığı "PALYAÇONUN LİSTESİ"çok sağlam , güçlü bir kurguyla kaleme almış. Bize hiçte
Palyaçonun Listesi
Palyaçonun ListesiEmre Timur · Az Kitap · 2018295 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.