Aman tanrım koşun koşun size aşiret dizisi tadında bir mafya kitabı buldum .. CORA ablamız bizim dizilerden çok etkilenmiş bence ya adama gerdek kanı sahnesi nasıl yazdın abla ? Bizim için çok tanıdık da mafya ya nasıl bağdaştırdın??? Okurken bizim watty hikayeleri aklıma geldi . Konu zaten klişe zorla evlendirilme hikayesi . Yahu mafya hikayeleri neden bu kadar zorlama neden bu adamlar uçkurlarından başka bir şey aksiyon yapmıyorlar. Yine köleleştirilmiş bir kadın karakter yazılmış nefret ettim neden böle aptal karakterler yazıyorsunuz Kadın yazarlar ….
Geceleri yatağa uzanır ama uyuyamazdım. Nefret edecek bir sürü şey gelirdi aklıma, ama sonunda yine kendimden nefret ederdim. Geceleri çok düşünmekten gündüzleri başım ağrırdı.
Siyasal alanda “Antikomünizm” bayrağı ile dolaşanları şöyle bir araştırın, bunların bir çoğu, sosyalist ülkelerle “Ticaret” yapan yurttaşlarımızdır.
Anlaşılan, komünizm ticareti ile komünistlerle ticaret birlikte yürütülmektedir.
Siyasal alanda “Antikomünizm” bayrağı ile dolaşanları şöyle bir araştırın, bunların bir çoğu, sosyalist ülkelerle “Ticaret” yapan yurttaşlarımızdır.
Anlaşılan, komünizm ticareti ile komünistlerle ticaret birlikte yürütülmektedir.
Zübük, 1961 yılında Aziz Nesinin yazdığı 1980 yılında sinemaya uyarlanan toplum eleştirisini çok güzel şekilde işlemiş güncelliğini hala
koruyan bir başyapıttır desek abartmış olmayız. TDK sözlüklerinde kayıtlı olmayan "Zübük" kelimesi Aziz Nesin'in kullandığına göre "Kendi çıkarları için her yolu mübah sayan, namussuz,
İlk Fakir Baykurt deneyimimdi fakat Çehov,Marquez gibi yazarların anlatım dillerine daha aşina olduğumdan mı bilmem anlatımı çok basit geldi. Tanıdık bir hikaye aslında, bu konular üzerine dönem söyleşileri ve kitapları bol bol okuyup dinlemişizdir lakin bir türlü kitabın içine giremedim. Sosyokültürel anlamda biraz sarsa da olayların üzerinden çok hızlı geçmesi duyguları harekete geçirmek için yetersizdi. Hikaye güzel ama anlatımı çok yalındı ,beklentilerimin altında kaldı maalesef.
Ya çağır kimsesiz kalan sürünü
Ya çobansız bırakma Allah’ım
Bir kere daha bu acı, ne kadar da tanıdık
Halbuki biz seninle kanayan yaramıza bir nebze ferahlık bulmuştuk, şimdi vakit geldi sen sevgiline kavuştun bizlerden himmetini bırakma ki yetim kalmayalım
Biz sana ve size layık olamadık siz bizleri yalnız bırakmayın şeyhim
Biz seni çok sevdik şeyhim sende bizi şefaatinden ayırma..
Sonunda bitirdim.
Öncelikle benim için kitaptaki evreni başlarda anlamak çok zordu. Saçma şekilde dolandırılmıştı ama bir süre sonra tamamen hakim oldum.
Yazarın dili çok yavaş geldi bana. Sürüklenmem için bir 200 sayfa falan geçmesi gerekti.
Konusu çok güzeldi. Sonu tahmin edilebilir de olsa okurken yeri geldi güldüm yeri geldi üzüldüm(ağlamış bile olabilirim.) Larkrya-evet çok garip ve okuması zor bir isim- çok garip bir kişiliğe sahip. Pek çok yönden ben gibi ama pek çok yönden de değil.
#spoilerlikisim
Aslında kalan iki kitabı okumayı düşünmüyorum. Konu burada bitti nasıl olsa ve gerçekten yazıma katlanmak çok zor. Diğer kitapların karakterlerini de bu kitapta tanıdık zaten.
Dolion ve Larkyra'nın Buğu'nun önünde yaptığı konuşma çok acıklı gibiydi. Ancak bu zamana kadar Larkyra ile annesinin ölümü hakkında hiç konuşmamış olabilirler. Niya ve Alōs'u çoktan shipledim ama kötü karakter olması beni bayıyor. Zimri'yi başta 2. erkek karakter olur diye düşünmüştüm ama yazarın böyle bir şeye bulaşmamış olması içimi rahatlattı. Hayzar'ın balkondan düşmesiyle bir oh çektim. Ayrıca şu kum düşümü muhabbeti beni sıktı. Nerede ay, nerede yıl, nerede hafta, nerede dakika olduğunu anlayamıyorum.
Kitabı genel olarak sevdim.
SONUÇ: Tek sevemediğim kısım yazarın ağır anlatımıydı. Konusu, karakterleri vs. sevdim. Fav karakterim ne kadar gıcık biri olsa da Niya.
BEN MERYEM
Ben Meryem kitabının yorumuyla sizlerleyim. Meryem'in hayatı belki sizlere tanıdık gelebilir. "Neden mi?" böyle diyorum. Gelin de Meryem'den bahsedeyim; sırf kız çocuğu olarak dünyaya geldi diye babası yüzüne hiç bakmadı ve utanç duydu. Sırf annesi erkek çocuk doğuramadı diye dışlandı ve anne sevgisinden mahrum
Sadık Hidayet'in tüm kitaplarını tavsiye ederim , Türk yazar okuyormuş gibi geldi bana , kültürlerimiz çok yakın biribirine , olay örgüleri ve kahramanları çok tanıdık geliyor , varoluşçulardan etkilendiği ile ilgili yorumlar var
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20002,736 okunma
Merhabalar,
Bugün bir ayrılık kitabından bahsedeceğiz. Kitap ana karakterimizin büyük aşkından ayrılmasıyla başlıyor. Ondan sonra bir kadının ayrılık acısını yazarak atma sürecini izliyoruz. Bu akış bana o kadar tanıdık ki. Ben de zamanında atlatmak için böyle mektuplar yazmıştım. Tek fark ben bu kadar fazla yazmadım ama benim mektuplarımda bile o büyük unutmanın adım adım izleri görünebiliyor. O yüzden çok tanıdık ve çok gerçek geldi bana anlatılanlar. Büyük aşkını unutma çabasının gelgitlerini. Bi çok özleyip bi seni dövesim var Osman modunu. En sonunda da artık ben huzura kavuştum tüm yaşananlar için teşekkür ederim diyebilmeyi yazmış yazar. Büyük bir ayrılığın altından nasıl kalkılır anlatmış. Tavsiye de ederim yazarak bazı duyguları anlayıp atlatmayı. Başarılı bir regülasyon yöntemi oluyor.
Edebi anlamda başarılı mı gerçekten bilemedim. Okuyan herkes çok övmüş. Basit anlatımlı kolay okunabilen bir kitap ama buna edebi kalite denir mi emin olamıyorum.
Eğer taze bir aşk acısı sürecinden geçmiyorsanız keyifle okunabilecek bir kitap ancak bazı şeyler fazla tazeyse yaklaşmayın derim. Kitabın gerçekliği tetikleyici olabilir.
Keyifli okumalar
Not: Kitaba bugün başlayıp bugün bitirdim(benim gibi kitaplarla bi süre zaman geçirmeyi günlere yaymayı seven biri olarak bu çok büyük bir şey) , çerezlik mis gibi aktı gitti
(16 Haziran 2004)
Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi.
Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten