Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaferimizle sarsılan Britanya İmparatorluğu
“Çanakkale’de, Britanya kamuoyu çok sarsılmıştır. Üstüne bir de Kut’ül Amare’deki muharebelerde Colmar von der Goltz Paşa gibi bir Alman komutanın bulunmasına rağmen, o dönem albay olan iki komutanımız Sakallı Nureddin Bey ve Halil Kut Bey ellerindeki dar imkânlarla mükemmel bir kuşatma ve zafer kazandılar. Bu da Britanya İmparatorluğu’nun komutanlarının durumunu bir hayli sarstı. Almanlara karşı bir zaferimiz de Azerbaycan’da kazanıldı. Ordunun görüntüsü gönüllüydü (Kafkas İslam Ordusu). Ama neferinden komutanına kadar herkes sözde terhis edilmiş ya da istifa etmiş askerlerdi…”
175 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Wilhelm Leopold Colmar Freiherr von der Goltz İmparatorluğu besleyen tımar sisteminin eski haşmetini kaybetmesi ve buna paralel olarak ordunun temel direği olan tımarlı sipahilerin dağılması, devletin askeri alanda ıslahat yapmasını mecburi kılıyordu. Uzun bir gerileme dönemini yaşamış olan Devlet-i Aliyye, önceliği askeriye olmak üzere çeşitli ilerleme atılımlarına başvurmuş, dış ülkelerden eğitimci talep etmişti. Golç Paşa, işte bu ilerleme hedefi için, askeri eğitim ve öğretim için 1883 yılında Osmanlı Devleti'ne gelmişti. Askeri okullarda okutulan dersler değişti ve yeni dersler eklendi. 1885 yılında, Osmanlı Devleti'nde bulunan Alman askeri heyetinin başkanı olan Kaehler'in vefatı sonrası, Golç Paşa, o heyetin başkanlığına getirildi. Türkiye macerası böyle devam etti ve kontrat süresi üç kez uzatıldı. Kûtül-amâre kuşatması sırasında tifüse yakalanıp, ölene dek Osmanlı Devleti'ne hizmet etmiştir. Bana göre, Türkiye'ye gelen Alman eğitimciler ve askerler arasında en sevilen ve en başarılı olan isimdir. Hatıraları da hem notlarından hem de eşine yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Böyle değerli bir generalin hatıralarından dönemi okumak önemli bir açlığımı giderdi diyebilirim. Hacimli bir kitap olmamasına karşın, Golç Paşa'nın, imparatorluğun hemen hemen her yerine yönelik yazdıklarını, düşündüklerini ve izlenimlerini okumanın lezzetini almanız için öneririm.
Reklam
272 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kazım Karabekir bu kitabında; Osmanlı ordusunun son zamanlarda askeri alandaki yeniliklerin uzağında kalınca askeri ıslahatlar için ülkemize gelen, senelerce ülkemizde görev yapan üç Alman komutan Helmuth von Moltke, Colmar Freiherr von der Goltz ve Liman von Sanders’in askeri alanda yaptıkları yeniliklerini ve hayatlarını anlatır. Herkese keyifli okumalar…
Türk Ordusunda Almanlar
Türk Ordusunda AlmanlarKazım Karabekir · Truva Yayınları · 20216 okunma
Irak Cephesi'nde kazanılan Kûtü'I Amare zaferi Çanakkale Muharebeleri'nden sonra Britanya İmparatorluğu'nu zora sokan, politikalarını altüst eden, imparatorluğun yenilmezliği inancını sarsan ve hatta kaosa sürükleyen büyük bir hadisedir. Bu zaferin en mühim özelliği, çok iyi yetişmiş Türk kurmay sınıfı ile büyük imkansızlıklara rağmen inatla direnen, direnmenin de ötesinde hücum etmesini bilen küçük rütbeli zabitler ve bölgenin sıcağı ve coğrafyasına son derece yabancı olmalarına rağmen büyük bir özveri ile savaşan Anadolu ve Rumeli kökenli askerlerce kazanılmış olmasıdır. Osmanlı askeri tarihinde önemli bir yeri olan Alman Mareşali Colmar von der Goltz Aralık 1915-Nisan 1916 arasında Irak Ordusu kumandanlığını ele alsa da, muharebeler esnasında iyi bir liderlik gösterememiştir. Bu nedenle Miralay Sakallı Nurettin Bey, Miralay Halil (Kut)Bey, Miralay Kazım (Karabekir)Bey ve Miralay Ali İhsan (Sabis)Bey gibi Türk subaylar sabırlı fakat gereken yer ve zamanda fevkalade cesur bir komuta anlayışı göstererek Kût'ta kazanılan zaferin mimarı olmuşlardır.
Sayfa 90 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Colmar von der Goltz
Keehler'in ölümünden sonra Padişah, Colmar von der Goltz'u olağanüstü yetkilerle Alman reform grubunun başına getirdi. Bilgili bir asker olmasına rağmen, Alman Genelkurmayı'nda pek sevilmeyen Goltz, bu görevi kabul etti. Goltz'un çalışması Türkiye'de önemli engellerle karşılaştı. Yabancı bir uzmana ne kadar yüksek rütbe ve ünvanlar verilse de güven tam değildi. Bununla beraber Goltz özellikle genç subayların eğitiminde etkin rol oynadı. 12 yıllık ilk çalışma döneminde, harbiye mektebinde ders kitabı olarak okunmak üzere, 4000 sayfadan fazla Türkçe broşür ve ders kitabı yayınladı. Özellikle eğitim gören genç subaylar ve subay adaylarını etkilemeyi bildiğinden, bu gruplarda Alman hayranlığı yarattı. Kasım 1895'de Almanya'ya dönene kadar kontratı üç kere uzatıldı. Von der Goltz Paşa 1908 Devrimi'nden sonra tekrar çağrılacaktır.
Sayfa 102 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2001Kitabı okudu
Colmar von der Goltz
Şurasını söyleyeyim ki savaş çıktığı takdirde Almanya, Rusya'nın Asya'da askerî harekâta girişmesine karşı koymamalıdır. Zira bu suretle Avrupa'da daha ziyade hareket serbestliğine sahip olabiliriz (16 Ekim 1889 tarihli Goltz Paşa'nın mektubundan).
Sayfa 98 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2001Kitabı okudu
Reklam
**** “ Çanakkale’de, Britanya kamuoyu çok sarsılmıştır. Üstüne bir de Kul’ül Amare’deki muharebelerde Colmar von der Goltz (Goltz Paşa) gibi bir Alman konutanın bulunmasına rağmen, o dönem albay olan iki komutan Sakallı Nureddin Bey ve Halil Bey (Kut) ellerindeki dar imkanlarla mükemmel bir kuşatma ve zafet kazandılar. “ ****
Colmar von der Goltz, Osmanlı ordusunda uzun yıllar danışman olarak hizmet vermiş, dil öğrenmiş ve bilgisi çok takdir edilmişti. Almanya ile silah ticaretinde önemli rol oynamış ve dâhili politikaya da karışmaktan geri kalmamıştır.
1897'de, İstanbul'daki Alman askeri misyonunun başı Colmar von der Goltz [Goltz Paşa], "Osmanlı halkının iki temel bileşeni üzerinde eşit nüfuz sağlayabilmek için, Osmanlı başkentinin Orta Anadolu'ya, hatta mümkünse daha da doğuya kaydırılmasını” önermişti. Bu tema 1908'den sonra tekrar gündeme gelecektir. Goltz Paşa'ya göre, “Türkiye açısından, Arapların Osmanlı halifesiyle gerçek bir uzlaşma içinde olmaları, Makedonya'nın bir parçasının yitirilmesinden daha önemlidir.”
Türkler Gelibolu'da yürütülen savaşa rağmen İran'ı işgal etme hedefiyle küçük bir ordu tertip etmeyi başarmıştı. Hikaye yine aynıydı: Kutsal Savaş. Bir de Basra'daki petrolün kontrol altı­na alınması ve garip bir şekilde ordunun başına bir Alman ko­mutanın atanması meseleleri vardı. Yaşlı Feldmareşal Colmar Freiherr von der Goltz, 1866'daki Avusturya-Prusya savaşına katılmıştı, yani yaşı epey geçkindi. Sonrasında askeri danış­man olarak İstanbul'a gelmişti. Denebilir ki burada kendini buldu: Prusyalılar der Goltz'un Gardecon'u olmadığından ve Türklerin ona hiçbir Almana güvenmedikleri kadar güvendi­ğinden şikayet ediyordu (bu müttefikler arasındaki ilişkiler her zaman sert geçerdi). Der Goltz böylece yeni bir ordunun başına geçmiş oldu ve son derece yetenekli bir genç subay olan Halil Paşa kendisine yardımcı olarak atandı.
Sayfa 46 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.