Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
460 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuyorum, üzülüyorum, kahroluyorum...
Kanlı Çukur
Kanlı ÇukurKöksal Akpınar · Pera Kitap · 2014196 okunma
Hiçbir şey hissetmezsin. Hiçbir şey düşünmezsin. Hiçbir şey görmez ve duymazsın. Senin için her şey biter artık. Kentin uzak ve sevimsiz bir semtinde, toprağa iki metre derinliğinde bir çukur kazıp seni içine atar ve çekip giderler. Acıkmazsın, üşümezsin, çişin gelmez, dişin ağrımaz, sırtın kaşınmaz, canın sıkılmaz, susamazsın.
Reklam
12 Eylül 1980 darbesinden önce sağ ve sol fikir ayrılıklarından geriye kalan sadece şiddetti..
Karanlık bir çukur, her tarafımızı saran derin bir karanlığın yalnızca bir tek deliğidir.
Nathaniel Hawthorne Mermer Fanus kitabından
Yaşar kemal. büyük usta,yürekli devrimci.vicdanımız,umudumuz,isyanımız. elbette kimse evrenle birlikte yaşayıp sonsuza kadar gidemeyecek. çukur ovanın ince memedi, sen bizim tarihimizle birlikte yaşayacaksın. ışıklar içinde yat...
Reklam
Göğden yere düşen çukur, Bir uçurumdur aşk Gidip izine bakalım.
Sayfa 43 - Aldülkadir BudakKitabı okudu
Yuva tam onların hizasında, on metre aşağıdaydı. Kayadaki bir yarığa sıkıştırılmış kuru dallardan oluşan büyük bir platformu andırıyordu. Tepesi çanak şeklindeydi ve yeşil yapraklar, yosunlar dizilmişti. Çukur kısmın ortasında iki yavru kartal titrek bacaklarının üstünde duruyorlardı. O kadar küçüktüler ki başlarını güçlükle dik tutuyorlardı. Koca gagaları tüylü gövdelerine göre çok orantısızdı ve içinden çıktıkları yumurtaların kabukları daha uçlarında duruyordu. "Çok çirkinler, ama aynı zamanda çok da sevimliler. Şu kocaman süt gibi gözlerine bak." Eva güldü, sonra başlarının üstünde çırpılan dev kanatların sesini duyunca korkuyla büzüldü. Önce dişi, sonra da erkek kartal öfkeyle haykırarak, pençelerini uzatmış, yuvalarını ve yavrularını korumaya hazır bir şekilde onlara doğru dalmıştı.
Bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?" "Bakın göstereyim" demiş, ermiş. Bir sofra hazırlamış. Bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen ama dilden gönüle indirmeyen kişileri çağırmışlar. Hepsi yerlerine oturmuşlar. derken, sıcak çorbalar ve
Emine acı acı gülmüş de demiş ki: "İnsan nereye giderse rızkı da beraber gidermiş; bunu düşündüğüm yok. Ama ben dağlıyım, bu çukur ovalarda kalamam. Köyünüzün eli kınalı kızlarına katışamam,senin içine dert olur...Kızılbaş kızı geldi de Hasan'ı elimizden aldı derler. Benim içime dert olur. Yörük kızı dağdan köye, çadırdan eve inmemeli...Ben seni görmemeliydim...Gördüm,sözüne uymamalıydım...Ama neyleyeyim, senin de tatlı sözünle güler yüzün etti bunları...Hadi benim Sarı Hasan'ım, tut ki birbirimizi düşte görmüş de uyanmışız...Bırak beni dağıma gideyim!"
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Hasan yolunu kesmiş: "Emine!" demiş,"bu dünyada gönlüne karşı gelen babayiğit çıkmamış.Ocağına düştüm! Deli gönlün bizim çukur köyümüze sığmazsa al beni obana götür! Ananı ana,babanı baba bileyim;ineğini sağıp davarını güdeyim;babanla tahta biçip keresteyi dağdan sırtımda indireyim.Tek beni buralarda garip koyup gitme!.." Emine durmuş,Hasan'ın yanına çökmüş,gözlerini koluna silmiş: "Hasan" demiş,"Yüreğimi deldin!Ne çare ki dediğin olacak iş değil.Ovada büyüyen dağda yapamaz...Dağın suları serindir ama yolları sarptır,kışı çetindir...Kar altında odun kesmek,bahçeye bostan ekmeye benzemez.Benim erim diye götürdüğüm adamı obamızın yiğitleri kınamamalı..Ben seni bildim,artık gözüme hiç bir yiğit görünmüyor;ama anamın,babamın,akranımın yanında seni küçük düşüremem.Sal beni gideyim!.."
Sayfa 119Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.