Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İstiklâl Madalyası sahibi yazar, gazeteci ve milletvekili, Cumhuriyet döneminin en etkin isimlerinden, Mustafa Kemal Atatürk'ün başyazarlığını yapmış Falih Rıfkı Atay'ı aramızdan ayrılışının yıl dönümünde saygıyla anıyorum...
Alman Luthercilik küçük Alman prenslerinin elleri arasında uysal bir alet haline gelirken, Kalvencilik, Hollanda'da bir cumhuriyet ve Ingiltere'de ve özellikle İskoçya'da etkin cumhuriyetçi partiler kurdu.
Sayfa 28 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Cumhuriyet İkinci Yüzyılı
24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu’nun aracına konulan bomba ile katledilmesi,daha önceki Prof.Muammer Aksoy,Çetin Emeç. Turan Dursun,Bahriye Üçok cinayetlerinden sonra “Türkiye nereye gidiyor” sorusunun en ciddi sorulduğu dönemin başlangıcı oldu. Pek çok bulgu,cinayeti işleyenlerin İran’da özel eğitim gördüğü ortaya koyuyordu.
Sayfa 50 - Bilgi yKitabı okudu
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi.
Din, kedinin pisliğini örttüğü toprak olmamalıdır. ☆ "Hakiki bir müslüman, samimi bir mümin hiç bir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz. Dinin şiddetle menettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü anarşi hiçbir hak tanımaz. İnsanlık seciyelerini ve medeniyet eserlerini canavar hayvanlar seciyesine çevirir." Said-i
Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi 1
Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi 1Halil Nebiler · Toplumsal Dönüşüm Yayınları · 201012 okunma
Bir Fikir
İnsanları vahyin aydınlığından küfür ve şirkin karanlıklarına çağıran her kurum tağuti bir kurumdur. İsminin din, diyanet gibi İslami çağrışımlar yapıyor olması bu gerçeği değiştirmez. Bilindiği gibi Türkiye Diyaneti, bir Cumhuriyet projesidir. Kur'ân, Arapça, ezan, medrese eğitimi va hatta İslami kıyafetler gibi, İslam'ı andıran ne varsa hepsinin yasaklandığı bir ortamda Cumhuriyet kadrolarının Diyanet teşkilatını kurması gerçekten düşündürücüdür. İslami olan her şeye savaş açmış bir zihniyet, ne diye dinî bir teşkilat kurar? Laiklik temelleri üzerine kurulu bir sistem, din ile devleti ayırmak yerine nasıl olur da devlete bağlı bir din teşkilatı kurar? İsterseniz bu soruya biz değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu kadrosu ve Diyanet cevap versin: Atatürk'e danışmanlık yapmış olan Ahmet Hamdi Başar, "Atatürkle üç ay ve 1930'dan sonra Türkiye" adlı kitabının 47. Sayfasında der ki: "Bizde dini, cemiyetin (toplumun) dışına atmak değil, bilakis inkılabın emrine vererek yaşatmak lazımdır. Camileri yıkıp, terk edip onların yerine halkevleri yapmak suretiyle hedefimize varamayız. Her zaman camide toplanan halka, oradan sesimizi duyurmak, oraları modern halkevleri hâline koymak; din sınıfını (âlimleri) ortadan kaldırmak, herkesi din ve dünya namına konuşturmak mümkündür." Demek ki neymiş; amaç, dini devletin hizmetine vermek ve camileri halkevi gibi propaganda için kullanmakmış.
Son söz
Türk emekçisi on yıllarca ezildi. Yaşamın yüküyle ezildi, siyasi yasaklarla ezildi, sınıf çatışmasının şiddetiyle ezildi, emperyalizmin baskısıyla ezildi. Yaşam standardında, teknolojide, bilimde, kültürsanatta, sporda hep ezildi. Cumhuriyet tarihi bir anlamda, Türk emekçisinin ve aydının ezilme tarihidir. Karadeniz'in dalgalarındaki Mustafa Suphilerden Sivas ateşlerindeki 33 ışığa, hepsi ezilmenin tarih kitabının altı çizili harflerini oluşturdular. Bütün bu zulüm, egemenlerin bilerek ve isteyerek yani, hukuk deyimiyle, teammüden bir boşluk oluşturma çabalarının somut sonuçlarıdır. Şimdi bu boşluk, daha 1950'den itibaren sırtını egemenlere dayayan şeriatçılarca doldurulmak isteniyor. Bir noktaya da gelindi saylır. İstenen de buydu: Sol'u engellemek. Ne ile ve nasıl olursa olsun; engellemek. Ortanın sağıyla olmadı. Sivil faşist hareketlerle olmadı. Askeri darbelerle olmadı. Emekçiler ve Sol hepsine direndi. Sokak sokak, kent kent direndiler. Şeriatçıların yarattığı kilitlenmenin çözümü, emekçilerdedir. Emekçiler mi? Onlar ne yaptıklarını, iyi bilirler.
Sayfa 218 - Toplumsal Dönüşüm Yayınları /3.Baskı 2010Kitabı okudu
Reklam
Cumhuriyet daima iyidir; imparatorluk kötüdür. Modern çağın en azından yerli algısı böyledir. Hayır, bu bir zaruretti! Siyasalcılar üretti. cumhuriyet idare tarzıyla Gördüler ki artık o büyük coğrafyayı idare etmek mümkün değil. İmparatorluğa geçtiler. Bu da bir realite...
Bir ormanda görüyorum En yüksekteki ağaca bir bayrak asmışlar Elma değil cumhuriyet Nerede tabiat ananın hakları?
Dergâh yayınları
İstiklâl Madalyası sahibi yazar, gazeteci ve milletvekili, Cumhuriyet döneminin en etkin isimlerinden, Mustafa Kemal Atatürk'ün başyazarlığını yapmış Falih Rıfkı Atay'ı aramızdan ayrılışının 53. yılında saygıyla anıyoruz.
Necip Fazıl Kısakürek
Kısakürek, 1905 yılında İstanbul'da doğdu. Deniz Lisesi'nde okudu. Türkiye ve Fransa'da felsefe eğitimi gördü. 1943 yılında, Büyük Doğu dergisini yayınlamaya başladı. O tarihten sonra yazarlıkla uğraştı. Türk şiirinin önemli adları arasına girdi. Gençliğinde bohem bir yaşam sürdü. 1934 yılında, Nakşibendi Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi ile tanıştı. Bu kişinin etkisi ile İslamcı ideolojiyi benimsedi. Türkiye'de bu kesimin önde giden entellektüellerinden ve örgütçülerinden biri oldu. İlim Yayma Cemiyeti ve Aydınlar Ocağı'nda rolü oldu. Cumhuriyet devrimine eleştirileri nedeniyle gerek tek parti döneminde, gerekse Demokrat Parti döneminde hapse girdi. Kısakürek, günümüzde İBDA-C'nin bayraklaştırdığı bir kişilik olarak göze çarpıyor.
Sayfa 124 - Toplumsal Dönüşüm Yayınları /3.Baskı 2010Kitabı okudu
Reklam
Nasıl ki vatansız çocuk olmazsa, çocuksuz da vatan olmaz.
Mustafa Kemal cephede bile kitap okuyacak kadar gerçek bir kitap tutkunudur. Biraz da onun için büyük bir adamdır. Okuduğu bilinen kitap sayısı 4300'den çoktur.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.