Anadolu’nun ücra bir köşesinde, küçük bir kız çocuğunun evlendirilmek yerine okula gidebilmesidir cumhuriyet. %10'larda olan okuma-yazma oranının %97'lere kadar gelmesidir cumhuriyet. Cumhuriyet, küçük bir yetimin, yüksek mertebedikilere kul olmak yerine, onlarla aynı haklara sahip olmasıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesi ile kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet’imizin 100. yıl dönümü kutlu olsun sevgili okurlar. 🇹🇷
İlber Ortaylı ile birlikte yeni kitabının lansmanı için özel bir etkinlikte bir araya geldik! 🤓
Cumhuriyet’in 100. yılına girdiğimiz bugünlerde bize yeni çıkmış olan
Cumhuriyet'in Doğuşu kitabının içeriği hakkında bilgi verdi. Cumhuriyet’in bir tek Sovyetler zamanındaki Rusya’da ve Türkiye’de uygulanabilmiş olmasının öneminden, eğitimde ve sağlık hizmetlerinde sağladığı eşitlikten bahsetti. Ayrıca %10 oranında okuryazar olan bir toplumun yıllar geçtikçe nasıl büyük oranda okuma yazma öğrendiğini de anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i kabul ettirmekteki başarısına odaklanılan lansmanda, o dönemde karşısına çıkarılan engelleri de dinledik kendisinden. Dile kolay, üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen hâlâ ismi ve fikirleriyle hayatımıza etki edebilen bir önderden bahsediyoruz sonuçta.
Konumuz sadece Cumhuriyet de değildi. Bir ortamda İlber Hoca varsa orada pek çok şeyden de bahsedilebiliyor. Mesela ülkemizdeki eğitim sisteminin nereye doğru gittiğinden ve gereğinden fazla sayıda açılan üniversitelerin ortaya çıkardığı niteliksizlik sorunundan da bahsetti kendisi.
Düşünün ki, Almanya’da sadece 40 tane hukuk fakültesi olmasına rağmen bu sayı çok diye tepki gösteriliyormuş. Ama bizde bu sayı 2 katından da fazla olduğu için niteliksiz mezunların da artmasının kaçınılmazlığından bahsetti.
Her ne kadar bazı kitaplarında gerçekçilikten uzak öneriler verdiğini düşünsem de kendisi bu ülke için önemli bir entelektüel değer. Fırsattan istifade bende olan bütün kitapları için de imzaları kaptım tabii. Hem kim bilir, belki de ilerleyen günlerde beraber video bile çekeriz 🥳
instagram.com/p/Cz37wGKtG5q
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
Roman Hakkındaki AçıklamalarımSerencam adlı bölüm ile başlayan
Kılavuzun Pusulası , alışılmışın aksine sondan başlıyor. Mazi adlı bölüm ile geçmişe dönülüyor. Bu bölümde üniversite eğitimi için ailesinden uzaklaşarak şehir dışına giden ve tek başına bir evde yaşama tutunmaya çalışan Orkun Arıkan, gizemli rüyalar görmeye başlar ve tuhaf
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Edebiyat Müze Kütüphanesi’nin bulunduğu Gülhane Parkı’na gittik! 🤓
Yaklaşık 40 değerli okurun katılımıyla gerçekleşen bu kitap buluşmasında önce hep beraber
Oğuz Atay gibi yazarların bulunduğu dönemin özelliklerini, Oğuz Atay’ın bu romanı yazmasının nedenlerini ve bu evde bir zamanlar birlikte yaşadığı sevgilisi Sevin Seydi’den de bahsettim.
Son olarak da Gülhane Parkı’na gidip Türk edebiyatında
Ayfer Tunç gibi yazarların kitaplarındaki zamanın kullanımını anlattım. Bu tür yazarların kitaplarında doğrusal zamanın kırılımının anılarla birlikte gerçekleştiğini konuşup serbestçe kitap sohbeti yaptık. ❤️
instagram.com/p/CwNpTJUt7mT
Paşam çok içiyorsunuz. Halkın dedikodusu bitmiyor. Biraz azaltsanız mı? deyince, Mustafa Kemal gülümsemiş...
Başka bişey konuşuyorlar mı peki Salih? demiş.
Hayır Paşam. Varsa yoksa içkiniz
Elini Bozok'un omzuna koymuş; Biz yedi cephede savaştık Salih.. Bir Vatan var ettik, Cumhuriyet'i ilân ettik. Bak kendin söylüyorsun, çaldı çırptı, vatanı sattı diyemiyorlar ya, bırak konuştukları içkimiz olsun...
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CaC2x0xtJpA
Evet, maalesef 10 üzerinden 4 puan. Kitabın dilinden dolayı da değil üstelik. Peki, ben kimim de Cemil Meriç'i eleştiriyorum?
Ben sadece bir okurum. Bir kitabı ya da yazarı eleştirebilmek için illa
Ahmet Hamdi Tanpınarin en popüler eseridir. Benim için Huzur ve Beş şehir kitabıyla birlikte kitaplığınızda olması gereken üç A.H.T eserinden biridir.
Tanzimat öncesi, Tanzimat ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere üç zamanı ele alan bir kitap. Aslında batılılaşma çabaları içinde kendinden uzaklaşmayı konu almış. Yahu bizim çift başlı kartalimiz var bir yüzümüz batıda bir yüzümüz doğuda demeyin o ayarı iyi verememişiz zamanında. Kitabi kafanız boşken okuyun zira dili biraz ağır. Genel itibariyle kesinlikle okunmaya değer.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Harp meydanında savaşarak elde ettiği gücü, demokrasi için kullanan Mustafa Kemal Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının ruhları şad olsun. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun sevgili okurlar. 🇹🇷
Sevgili Virginia, seni anlıyor, duygularını paylaşıyor ve yanında olduğumu en başından bildirmek istiyorum!
Sevgili Virginia, belki de her şeye rağmen bugünleri görseydin, bir 100 yıl sonra bazı şeylerin daha da değiştiğini ve geliştiğini görecektin. Bu gelişmişliğin yanında zorbalıkları da görecektin… Bundan Dört Yüz Yıl geriye gittiğimizde,
Kitabı yorumladığım video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz :) youtu.be/npkir3zRJG0
Bu kitabı yorumlamak uzun zamandır istiyordum fakat bir türlü vakit bulamıyordum. Youtube'daki kanalı ilk açtığım zamanlar yorumlamıştım fakat tam olarak kendimi ifade edememiştim bundan dolayı tekrar yorumlama kararı aldım. Tabii bu kitabı