30 Ağustos ordunun bayramı olduğu kadar milletindir de. Demilitarizasyon (askersizleştirme) Türkiye açısından bir fantezi ve yanlış hedeftir.
“Sana ne be Çerkez kızı Cumhuriyet Bayramı'ndan? Benim bildiğim bayramların hepsi hanımlarla beyleredir? Ne bu Servet kıza, ne sana, ne bana. Biz bakalım ki, bayramlardan ne nafaka düşer bize. Cehaletimizi aşar bu bayramı anlamak. Bayramın kötüsü olmaz. Bildiğime göre, bayram bayramdır.”
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Cumhuriyet Bayramı gecesi, Boğaziçi vapurlarından birini tutan gençler, Dolmabahçe Sarayı'nın rıhtımına yaklaşmışlar, haykırışıyorlardı. Atatürk kesik kesik konuşarak pencereye gitmek istediğini anlattı. Kollarına girdiler. Pencere kenarındaki koltuğa oturdu. Vapurda bir kıyamettir koptu. Gençler hep bir ağızdan "Dağ başını duman almış/Gümüş dere durmaz akar." türküsünü söylüyorlardı. Atatürk mırıldandı: - Bu bayramlar ve yarınlar sizindir,güle güle...dedi ve gözyaşları içinde ölüm yatağına döndü.
288 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Hümeyra Ökten Üzerinden Babası ve Devri Üzerine...
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım.. Neyse, bir konumuza başlayalım. Ayşe Hümeyra Ökten
Dindar Bir Doktor Hanım
Dindar Bir Doktor HanımAyşe Hümeyra Ökten · Timaş Yayınları · 20191,219 okunma
Gözyaşım pıt :(
Cumhuriyet Bayramı gecesi, Boğaziçi vapurlarından birini tutan gençler, Dolmabahçe Sarayı'nın rıhtımına yaklaşmışlar, haykırışıyorlardı. Atatürk kesik kesik konuşarak pencereye gitmek istediğini anlattı. Kollarına girdiler. Pencere kenarındaki koltuğa oturdu. Vapurda bir kıyamettir koptu. Gençler hep bir ağızdan "Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar" türküsünü söylüyorlardı. Atatürk mırıldandı: "Bu bayramlar ve yarınlar sizindir, güle güle..." dedi ve gözyaşları ile ölüm yatağına döndü.
67 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor. komşularının refahını gördüğü halde fakir olmak pek ağırdır. -ön bilgi- -18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
Atatürk Zamanında Türk Ekonomisi
Atatürk Zamanında Türk EkonomisiFeridun Ergin · Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları · 02 okunma
Reklam
"Büyük Millet Meclisi'nin açılışının kutlandığı bayrama1927'den beri sadece Milli Hakimiyet Bayramı değil, aynı zamanda Çocuk Bayramı deniliyor. Çünkü çocuklar bu vatanın ana unsuru olarak düşünülmelidir."
Ne annem ne de babam dindardı. İkisinin de namaz kılıp oruç tuttuklarını hiç görmemiştim. Cumhuriyet'in ilk yıllarında yetişmiş pek çok evli çift gibi, dine saygısız değil ilgisizdiler yalnızca ve bu ilgisizliği de pek çok tanıdıkları, dostları gibi Atatürk sevgisi ve laik bir cumhuriyetçilikle açıklarlardı. Buna rağmen Nişantaşlı, laik pek çok burjuva aile gibi bizimkiler de, her Kurban Bayramı'nda bir koyun kestirir ve kurban etini gerektiği gibi yoksullara dağıtırlardı. Ama ne babam ne de aileden herhangi biri koyunla, kurbanın kesilişiyle haşır neşir olur, etinin ve derisinin yoksullara dağıtılmasını da ahçı ile kapıcıya bırakırlardı. Onlar gibi ben de bayram sabahları yandaki boş arsada yıllardır yapılan bu kesim töreninden uzak durmuştum.
Sayfa 41 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
Son zamanlarında da yanından ayırmadığı Ülkü'yü, ilk kez komaya girdikten dört gün sonra uyandığında soran Atatürk, Ülkü'yü yatağına oturtur ve yanağını okşar: "Cumhuriyet Bayramı yaklaştı. Ankara'ya gidin. Ülkü Bayramı görsün," der yanındakilere. Atatürk'ün yanından ayrılmak istemeyen Ülkü, "Atatürkçüğüm, sen de gel. Bayramı beraber görelim," diyerek Ata'nın boynuna sarılır. Ülkü'nün ağlamasına çok üzülen Atatürk: "Ben de arkanızdan geleceğim," der. Ancak bir daha gidemeyeceğini bilmektedir. Yanındakilere Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine uğurladığı manevi kızı Ülkü'ye iyi bakılmasını vasiyet eder. Ve Ülkü'yle vedalaşır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1937 tarihinde cumhuriyet bayramı kabul gecesinde fransız büyükelçisi Ponsot'a dedikleridir; ''Ben toprak büyütme dileklisi değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak, muahedeye dayanan hakkımızın isteyicisiyim. Onu almasam edemem. Büyük Millet Meclisi kürsüsünden Milletime söz verdim: Hatay’ı alacağım... Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaşayamam.''
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
"Bu bayramlar ve yarınlar sizindir güle güle çocuklar!…"
1938 yılı Cumhuriyet Bayramı gecesi Boğaziçi vapurlarından birini tutan Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri, Dolmabahçe Sarayı önüne gelirler. Bandoları çalarken "Atatürk'ü, Atamızı görmek istiyoruz" sesleri göklere yükselir, Atatürk'ün hasta olarak yattığı odanın cam duvarlarında yankılar meydana gelir. Öğrenciler hep bir tarafa yığıldığından vapur batma tehlikesi bile geçirir. Çok kısa bir sürede bu sesler, bir uğultu, bir gök gürültüsü halini alır, denize düşen iki öğrenci kurtarılır. Hepsinin başı, gözleri pencerelerde bütün kalpler tek bir şey için, Atatürk için çarpmaktadır. Atatürk dışarıda ne olduğunu sorar. Kuleli Lisesi öğrencilerinin geçit törenine giderken kendisini görmek istedikleri söylenir. Hekimlerin karşı çıkmasına rağmen pencereye gitmek istediğini ve nedenini kesik kesik konuşarak şöyle açıklar: "Hayır, ben bugüne kadar bu asker ve bando sesinden güç ve ilham aldım, yaşadım. Ben gene onunla yaşayabilirim, onları yakından bir kez daha görmeliyim ve doya doya bir kez daha seyretmeliyim" diyerek kalan son enerjisini toplar, kollarına girip pencerenin kenarındaki koltuğa oturtarak, tülü aralarlar. Gözleri nemli, eliyle gemiyi selamlar. Atatürk'ün pencereden görünmesi ile gemide kıyametler kopar. Öğrenciler hep bir ağızdan "Dağ başını duman almış" marşını gür sesle gırtlaklarını yırtarak söylerler. Atatürk mırıldanır: "Bu bayramlar ve yarınlar sizindir güle güle çocuklar!…"
Sayfa 270 - Güven KitabeviKitabı okudu
Eski bir milletin genç bir cumhuriyet olarak doğuşu için bu bir başlangıçtır, o nedenledir ki, 19 Mayıs Gençlik Bayramı'nın derin ve kalıcı bir anlamı vardır.
Atatürk kadınlara seçme ve seçilme hakkı verirken yeni bir değerler sistemi önermiş oldu. Atatürk'ün anlam çerçevesi içinde çocuklar da öncelikli ve değerliydi. O nedenle 23 Nisan Çocuk Bayramı, ilk kez Atatürk'ün himayesinde kutlandı. Onun büyük resmini bilmek ve anlamak, aslında Cumhuriyet eğitiminin Değerlendirme Sistemi'ni bilmek ve anlamak demektir.
Sayfa 199Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.