Kitabı okurken zaman zaman dil ve anlatımdan dolayı zorlandım. Karakterleri oturtana kadar kim kimdi yanılgısı yaşadım. Benim için son 150-200 sayfada akıcı bir hale geldi. Tarihi atmosferi, aşka ve seygiye dair dilemmaları, sorgulamalarıyla genel olarak beğendiğim bir kitap oldu.
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,5bin okunma
Bir saatte su gibi akan yalın bir anlatım. Mekan, kişiler ve bağlam oldukça somut. Biricik bir anne kız ilişkisi daha: benzersiz ve girift. Hatıraların ardında toplumsal hayat ve dönemin anlayış ve inanışlarını apaçık görmek mümkün.
Bir KadınAnnie Ernaux · Cem Yayınevi · 19931,567 okunma
Kitap narsistik kişilik bozukluğuna sahip Levent ve eşi Dilara'nın ilişkisi çerçevesinde söz konusu kişilik bozukluğunu anlatıyor. Çok kısa sürede biten okuması kolay bir kitap. Kişiler arası bazı diyalogları yapay buldum. Narsistik kişilik bozukluğuna ilişkin bilgiler tatmin edici, ancak olay örgüsü zayıftı. Narsisizm çok kalın çizgilerle vurgulanmıştı Levent'in ifadelerinde. Keşke her narsis ben narsisim diye böyle bağırsa. Bu anlamda olay örgüsü bakımından gerçekçi bulmadım.
Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşamış olan Çakırcalı Efe'yi anlatan, Ege dağlarında gezdiren, Osmanlı ve dönemin eşkıya çeteleri arasındaki mücadeleyi anlatan sürükleyici bir kitaptı.
Çakırcalı EfeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20125,2bin okunma
Dişi hayvanlar kırmızı ile resmedilirken, dişi olmayan hayvanlar da zaman zaman kırmızı ile resmediliyordu.
İnsanlar kendi kültürlerinin değer verdiği hayvanları betimliyordu (Pratik bir kaygı, amaç gütmüyorlardı. Öyle olsa önemli bir besin kaynağı olan somonlara daha çok rastlamamız gerekirdi). Estetik, mitolojik veya spiritüel biçimde yapıyorlardı (aslanlar, mamutlar, geyikler, ayılar, bazen baykuşlar vb.)
Boya hazırlanırken rengin karıştırıldığı su genelde o mağaranın içindeki su oluyordu. Böylece resim o mağaranın duvarına daha kolay işlenebiliyordu.
Karanlığın Günü'nü okumak benim için tam bir savaştı. Yazarın üslubu, grameri kullanma biçimi ne kadar "özgün" olsa da, benim keyif almadığım, zorlama bir okuma oldu. Tarife uyulduğunda harika tatlar çıkacak bir yemek yerine, yeni tatlar barındıran ancak yemesi zor bir yemek gibiydi.
Karanlığın GünüLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 2018255 okunma
İntihara kalkışan Veronika'nın bir akıl hastanesinde hayata tutunma çabası ve aşkı bulma öyküsü. Yarın ölmeyeceğimizi nereden biliyoruz? Bir 20 sene daha yaşayacağımızın garantisini kim verdi? Gündelik koşuşturmalar, başkalarının fikirleri bizim için ne kadar önemli? Yarın öleceğimizi bilsek bugün nasıl yaşardık?
"Hiçbir şey öğrenemedin mi daha, ölüm kapındayken bile? İkide bir onu rahatsız edeceğim, bunun canını sıkacağım diye düşünmesene. İnsanların hoşuna gitmiyorsa şikayette bulunabilirler. Şikâyet edecek cesaretleri yoksa bu onların sorunu."
"Sonra bir süre ağabeylerimizin bunalımlarından söz ediyoruz. Bunalımlarıyla aile içinde yaptıkları baskıdan, kendi içlerinde neşeli, konuşkan olduklarından."
"Güzel olan, gerçek olan, kentin insanları, kalabalık, dış dünya."
"Çünkü sinir hastalığı da bulaşıcı bir şey. Hem öyle mikrop almakla değil, bir insanın umutsuzluğunu derinden algılamakla bile geçebilir. O zaman gücün varsa kurtar kendini."
"Sonraları çoğu kez gittiğim bu yörelerde, ilk izlenimlerimin çok başka olduğunu şaşkınlıkla saptadım."
Yazar kendi çocukluğunu ve gençlik yıllarını anlatmış. Gerçekçi betimlemeler biraz sonra gerçeküstü bir hal alacak gibi. Doğal, olduğu gibi bir anlatım. Kitabın sonlarındaki Akdeniz coğrafyası tasvirinin biraz uzun olduğunu düşünüyorum.
Anlatım dili muhteşemdi. Abartısız, yalın ama incelikli ve kapı üzerine kapı açan. Mektupların üzerindeki lastiğin çürüdüğü için kopması, sonra daha küçük parçalar ve çıkan toz zerrecikleri. Düşünceyi çok yumuşak bir biçimde somutlaştıran nefis betimlemeler. Ender, Çetin, Nihal.
Değişen dünyadaki kadının rolü ve yeri ile kadın modasının nasıl paralel gittiği, Chanel'in çalışma tutkusu, onun için 5 rakamının önemi. Bugun moda olan bir giysi 10 yıl sonra itici, 30 yıl sonra ilginç, 50 yıl sonra müthiş (Levier).