Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendi etrafıma çemberler ve kutsal sınırlar çiziyorum; giderek daha az kişi benimle birlikte daha yüksek dağlara tırmanıyor…
Bunun üzerine Ruh bir araya gelmiş, nefes almış ve konuşmuş. Her şeyin var olmasını söylemiş. Toprağa, ateşe, suya, havaya şarkı söylemiş, şarkısıyla yaratıklara varlık vermiş. Bütün dağlara, nehirlere şekil vermiş, ağaçlara, hayvanlara ve insanlara şekil vermiş . Sadece kendisi bir şekle bürünmemiş , kendine bir isim vermemiş ki her yerde olabilsin, her ilişkide, her yönde bulunabilsin.
Sayfa 128
Reklam
“Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte… İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar taşıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması… Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.”
Çocuk sorabilir: "Dünyanın hikâyesi ne ?" Yetişkin bir adam veya kadın merak edebilir: "Dünya nereye gidecek? Sonu nasıl bitecek, bu arada ,yeri gelmişken hikaye neydi?" Ben dünyanın bir, tek hikayesi olduğuna inanıyorum; bu hikaye bizleri öyle korkutmuş ve esinlemistir ki, bir Pearl White dizisinin içindeymişçesine hep düşünüp merak ederek yaşarız. İnsanoğlu hayatında, düşüncesinde, açlığında ve hırsında ,cimriliğinde ve zalimliğinde bir iyilik-kötülük ağıyla kıskıvrak sarılmıştır. Bence tek hikayemiz budur ve aynı hikaye bütün duygu ve akıl düzeylerinde tekrarlanır. Erdem ve kötülük ilk bilincimizin atkısıyla çözgüsüydü, son bilincimizin de kumaşı olacak; üstelik kıra, ırmak ve dağlara, iktisat ve terbiyeye dayatabileceğimiz bütun değişikliklere rağmen. Bundan başka hikaye yoktur. Her adam, hayatın tozuyla toprağını üstünden silkeledikten sonra geriye sadece en zor ve açık seçik sorular kalacaktır: İyi miydi, kötü müydü? İyi mi yaptım kötü mü?
Sayfa 443
"Çemberler çiziyorum çevreme, kutsal sınırlar; gitgide azalıyor benimle çıkanlar daha yüksek dağlara, sıradağlar kuruyorum gitgide daha kutsal dağlardan."
İki Anne
Juan iki kadından kaçtı hem de bir hayli uzağa. Nasıl oldu bu iş? Arabayla dağlara doğru bir geziye çıktığı ve can çekişir bir durumda eve getirildiği ve bilincini kazanmadan öldüğü öğrenildi yalnızca.
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kahraman Emetliler
İçlerinden kaçmayı başaran bir iki kişi, Kütahya'daki Yunan kumandanlığına durumu bildirince, bu sefer Yunanlılar cepheden büyük bir kuvvet ayırarak Emet'e sevk ettiler. Bu kuvvetin karşısında köylüler dağlara çekildi. Yunanlılar da Emet'i ve o civardaki köyleri tamamen yaktılar. Fakat dağlarda, kovuklarda gizlenen bu mücahitler yine boş durmadılar ve perakende dolaşan Yunanlıları kapanlarına düşürdüler. Nihayet Emetlilerle başa çıkamayacağını anlayan Yunanlılar buradan bütün kuvvetlerini çekti ve Türk milletinin bu kutsal mabedinde tek bir Yunan neferi kalmadı. Bütün ev ve barklarının yanmasına rağmen "Toprağımızda tek bir Yunanlı bırakmadık" diye candan sevinen Emetlilerin bu büyük kahramanlığını, istila altındaki başka yerler de gösterseydi, düşmanın birçok kaleleri alarak Anadolu içerilerine girmesi bir hayal olurdu.
SON DİLEK - Köprülüzade Fuat Beyefendi’ye
Âşıkım, dağlara kurulu tahtım, Çobanlar bağrımı dağlar da geçer. Günümü yıl eden şu kara bahtım Engin gurbetlerden çağlar da geçer... Hasretle doldurur geçtiğim yeri Vahşi kuş sesleri, yaban gülleri Bazan Akpınar’a giden bir peri İnce yollarımı bağlar da geçer.. Örtse gözlerimi sonsuz bir diyar Mezarım dağlara kalsa yadigâr. Gönlümü çiğneyip geçen nazlı yar Belki mezarımdan ağlar da geçer...
Sayfa 90 - Türk Dil Kurumu Yayınları, Hazırlayan : Prof. Dr. İnci EnginünKitabı okudu
Bir kızın kocaman gözlerinde gördüm bulutların dağlara sessizce çöküşünü Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda Harelenen sularda bir yanık kokusu ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi Işık zamana bağlı zamansa onun kocaman gözleridir artık
Sevdiğinsiz bir hayata alışmak, onu kaybetmekten korkmak ne büyük bir sızıdır. Dağlara taşlara haykırırsın; sesin duyulsun, ıstırabın son bulsun diye. Bu haykırışlarda öğrenilecek çok şey var.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.