Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sizin gibi insanlar soylu kişilerdir. Soylu bir kişiye yakışır bir uysallıktan ya da gene soylu bir kişiye yakışır bir öfkeden öteye gidemezler. Bunlar ise boş şeyler! Meselâ sizler dövüşmezsiniz... Öyle olduğu halde kendinizi aslan gibi görürsünüz... Biz ise dövüşmek istiyoruz. Ama konuşmak boşuna! Bizim savurduğumuz toz senin gözlerini yakar, bizim çamurumuz seni kirletir. Sen daha bizim boyumuza gelmedin. Elinde olmayarak kendini beğeniyorsun, kendi kendini suçlamak hoşuna gidiyor; oysa, bunlar bizim canımızı sıkar. Bizi başka şeyler ilgilendirir! Biz başkalarını kırmalıyız! Sen sevimli bir çocuksun; ama ne olursa olsun yumuşak, liberal bir beyzadesin...
Sayfa 337Kitabı okudu
"Neden hiç za­manımız yok? Ne açıdan zaman kaybetmek istemiyoruz? Çünkü zamana ihtiyacımız var ve onu kullanmak istiyoruz. Ne için? Epeydir kölesi olduğumuz gündelik meşguliyetlerimiz için ... Ni­hayetinde bu hiç-zamanı-olmamak kendine zaman bırakan za­man harcamaktan daha büyük bir kendini kaybetmişlik."
Reklam
Şimdi size kadın edebiyatı yapacağım.Evet kadın edebiyatı.Öyle düşünürken durdum dedim ki bu okuduklarım,yazdıklarım, gördüklerim, çizdiklerim kadınca bir bakış açısı ve bundan daha doğal ne olabilir ki? Bir yaşıyoruz bin hissediyoruz biz kadınlar. Her şeyi herkese düşünüyoruz katılıyoruz hıncımıza. Kalıplara sığınmak ötelenmek ya da karşı cinsle eşitlenmek için çabalamak istemiyoruz. Böyle olunca da hemen etiketi yiyoruz beylerden"kadınlar zaten hep böyledir, şöyledir"diye. Oysa Biz en çok da anlatamadıklarımızla anlaşılmayı bekliyoruz. Evet net olamıyoruz bir şeyleri açık açık söylemektense bilmece gibi çözülmeyi istiyoruz. Bazen umarsız gözükse de 3 adım ilerisini düşünmekten yorgun düşüyoruz. Sevilmek en çok da sevilmek istiyoruz. Belki 3 şairin peşinde koştuğu Tomris olmasak da Nazım'ın pirayesi olmak istiyoruz.
Büyük Devletlerin Jön Türk mücadelesine karışması meselesi, Ahmet Rıza'nın ne suretle olursa olsun böyle bir müdahaleyi kabul etme fikrine karşı çıkmasıyla çekişmenin belkemiği haline geldi. Tüm Osmanlı tebaalarının refahının ve kurtuluşunun garantörü anayasadır, büyük devletlerin yardımlarına ihtiyacımız yoktur ve böyle bir yardım istememiz mümkün değildir. Eğer böyle bir şey düşünülebilseydi bile, lehimize değil aleyhimize olurdu. Milli duygumuzu zedelerdi. Bu işi kendi başımıza halledelim, kendi güçlerimize güvenelim. Çoğunluk grubu buna dış müdahalenin kaçınılmaz olduğunu belirten, oldukça uzun bir beyanatla karşılık verdi: Avrupa er ya da geç müdahale edecektir... Biz Avrupa'dan Osmanlı'nın tüm halkları olarak yardım talep edeceğiz, böylece müdahale bizim aleyhimize olmayacak, biz onu kendi lehimize çevirmek istiyoruz. Daha dün Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan, doğu Rumeli ve Girit'e müdahale edildi, [eğer harekete geçmezsek] yarın bu müdahaleler Anadolu'nun göbeğinde, başkentimizin kapısının önünde cereyan edecek.
Sayfa 167Kitabı okudu
Dinî hoşgörüyü şiddetle ve tutkuyla savunurken dinî kurumların bazı kesimlerinin yozlaşmasını ve II. Abdülhamit'in Panislamizminin dini siyasete alet etmesini kınayan Ahmet Rıza, Osmanlıcılığa yürekten bağlılık gösteriyordu. Bu bağlılığı her ne kadar imparatorluğun dağılmasını önleme isteğiyle alakalı olsa da stratejik açıdan ona bağımlı
Sayfa 120Kitabı okudu
Cumhurbaşkanına Açık Mektup
Sayın Cumhurbaşkanı bu size üçüncü e-mektubum. Nasıl bir ibret ile karşı karşıya olduğunuzu umarım idrak etmiş durumdasınız. Bu sır ve ibretin bir parçası olarak iyilik adına bunu yapmak durumundayım. Bu noktaya ülkeyi siz getirdiniz. Bütün silahlar bize döndürülmüş. İçeride milyonlarca sığınmacı veya göçmen bu yurdun, ulusun, devletin ve
Reklam
" Pippin'in içine soğuk bir korku düşmüştü ama aynı zamanda da Grishndkh'ın arzusundan nasıl yararlanabileceklerini düşünüyordu." "Onu böyle bulabileceğini zannetmiyorum, diye fısıldadı. "Onu bulmak o kadar kolay değil." "Bulmak mı? dedi Grishnakh: Parmakları dolanmayı bırakarak Pippin'in omuzunu
Neler Okumalı?
Müslümanlar olarak birtakım gayelerimiz var. İslami esasların yürürlükte olmadığı bir devlette yaşıyoruz. Çocuklarımıza mekteplerinde şiddetle reddettiğimiz düşünceler ve zevkler aşılanıyor. Muhalif yada düşman bildiğimiz biri tarafından söylendiği takdirde, cinleri tepemize çıkaracak nitelikteki şeyleri, evlerimize yerleştirdiğimiz televizyon,
Sayfa 33 - BeyanyayınlarıKitabı okudu
Elimizde maddi imkânlar yoktu. Çıkartacağımız bir gazetenin veya derginin en azından haftalık olması lazım. Bayrak diye bir dergi vardı. Sahibi, Hami Kartay. Kendisi ayrıca Ayyıldız Matbaası'nın da sahibi idi. Dergi, milliyetçi bir havada çıkıyor ama makas usulü. Yani muhtelif yerlerde yayınlanmış yazıları makaslayarak yeniden yayınlıyorlar.
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.