Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Stratejiniz iki yönlü olmalıdır: Birincisi özgüveniniz darbe yemeden, hatalı nedenlerle bir meslek seçtiğinizi olabildiğince erken fark etmelisiniz. İkincisi sizi gerçek yolunuzdan çeviren o güçlere karşı aktif olarak başkaldırmalısınız. İlgi ve takdir görme gereksinimine burun kıvırın, bunlar sizi yoldan çıkaracaktır.”
"Yenilmez olan hiç darbe almayan değil, darbeden yaralanmayandır."
Reklam
Türk Fırtınası diyor ki;
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek. ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Belirsizlik İlkesi
Bu ilkeye göre "bir parçacık konuma ya da hıza sahip olabilir ama herhangi bir kesin anlamda ikisine birden sahip olamaz", yani nerede olduğunuzu biliyorsanız, ne hızla hareket ettiğinizi bilemezsiniz, ne hızla hareket ettiğinizi biliyorsanız, nerede olduğunuzu bilemezsiniz. Bu, konum ve hızın temel nitelikte olduğu geleneksel fiziğe temelden bir darbe indirmektedir. Bir elektronu yalnızca ışık yaydığı zaman görebilirsiniz ve o sadece sıçrama yaptığında ışık yayar, yani onun nerede olduğunu görebilmeniz için başka bir yere gitmesini sağlamanız gerekir. Bu, bazı yazarlarca fiziksel determinizmin çöküşü olarak yorumlanmakta ve Eddington tarafından da kapanış bölümünde özgür iradeyi yararlı kılmak üzere kullanılmaktadır.
Nett...:))
"Emir " "Herkese haber gönder, sağır sultana kadar gitsin." Emir'in gözü beni buldu kısa bir an. Nefesimi tutmuştum. "Fetih Karadere evleniyor. Yetmedi, bu gece yemediğim darbe kalmadı. Bana doğrultulmayan bana sıkılmayan mermi kalmadı. Dost düşman birbirine karışmadı herkes düşman oldu. Gözlerim kısıldı, kafamı tamamen Fetih'e çevirdim. Elini bırakmadım ama istemsizce gevşettim. "Benim kardeşime yapılanı karımın hatırına hukuka bıraktım kan dökmedim ama karıma zarar vermeye kalkan olursa hak hukuk dinlemem, dökülmedik kan bırakmam. İnsan ayırt etmem.
Sayfa 217 - İndigoKitabı okuyor
KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ ZARAR EDİYOR YALANI 12 Eylül darbesi sağ sol kavgasını bitirmeye yönelik bir darbe değildi. Bilakis 12 Eylül askeri darbesinin taşlarını döşemek için sağ sol kavgası batı şerri tarafından içinize bilinçli sokulmuş bir nifaktı. 12 Eylül askeri darbesinin asıl yapılma sebebi 1950 tarihinde para ağaları yararına ve
Reklam
Yaralanmaz olan, darbe almayan değil, darbeden incinmeyendir. ... Sınanmamış güç muğlakken, tüm saldırıları püskürtmüş olan, mutlak sağlamlık adını hak ettiğine göre, yenilmez olanın, kendisine hiç saldırılmamış olandan daha kudretli olduğundan tüm şüphe duyabilir?
Sayfa 6 - Türkiye iş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hayat güçlüyü kayırmıyor,her varlığa güçlü olabilmek,kendi versiyonunun en güçlüsü olabilmek için fırsat veriyor,yaşadığımız her kötü olay aslında bir egzersiz,yaşadığımız her kötü travma aslında zihnimize kazınan bir yol haritası,yaşadığımız her darbe aslında gelişmesi gereken yanımızın aşısı.
Sayfa 247 - EverestKitabı okudu
Darbe, sözün bittiği, silah hükmünün başladığı, dolayısıyla demokrasinin rafa kalktığı bir yönetimdir.
İki örgüt arasındaki çatışma yaklaşık 5 yıl sürdü. Bu yıllarda yaklaşık 750 kişi ölürken özellikle PKK, şehirlerde büyük darbe yedi. Hizbullah acımasızlığıyla PKK'lıları, kırsala kaçmaya zorlarken militan ve sempatizan sayısını hatırı sayılır ölçüde artırdı. Diyarbakır, Batman ve Cizre, Silvan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda yerde etkinliğini artırdı. PKK'nın boşalttığı yerlere Hizbullahçılar yerleşiyor, örgütmbu köylerde hem militan yetiştiriyor hem de köyleri propaganda alanı olarak kullanıyordu. Hizbullah'ın cirit attığı yerlerden biri de Şırnak bölgesi. Geçmişte burası için "Saadet Bölgesi deniyordu. Çünkü Hizbullah burada uzun süre "mutlu" yaşıyordu.
Sayfa 77 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Reklam
Uhud savaşı..
Dağdaki okçular, aşağı inmeyi tartışmaya başladılar ve aralarında anlaşmazlık çıktı. Okçuların çoğu savaşın sona erdiğini zannederek, hemen aşağı indiler ve arkadaşlarıyla birlikte ganimet toplamaya başladılar. Komutanları Abdullah bin Cubeyr ise, az sayıdaki okçularla, "Resulullah [s] emrini çiğneyemem" diyerek yerinde kaldı. ... İşte o an, müslümanlar dağıldı ve içlerine korku düştü. Müslümanlar artık parolasız ve gelişi güzel savaşmaya başladılar. Müşrikler hızlı bir çarpışmayla müslümanlara ağır darbe indirdiler. Hatta Resulullah'ın [s] yakınına kadar gelip ona bir taş attılar ve yüzünü yaraladılar. Arka dişlerinden biri kırıldı ve yüzü kanadı. Yüzüne akan kanları silerken şöyle buyuruyordu: "Kendilerini Rablerine davet eden peygamberlerinin yüzünü kana bulayan bir kavim nasıl kurtuluşa erer?" Fatma, onun yüzündeki kanı yıkamaya koyuldu ve Ali de bir kalkan ile su döktü. Fakat suyun, kanın akmasını artırmaktan başka bir işe yaramadığını görünce, bir parça hasır alıp yaktı. Kül haline geldikten sonra onu yaraya bastırdı ve kan kesildi.
Kendisi aşırı solun ayak seslerinden rahatsız olmuştu. Atsız, başlatmış olduğu bu fikir mücadelesi sonucunda, söz konusu akıma sempati duyan Sebahattin Ali'nin şahsını açmış olduğu davadan dolayı yargıya intikal ettirilmişti. Milliyetçilerin mahkemeye akın ettiği günde (26 Nisan 1944) heyet, salona ancak camlardan girebilmişti... Sabahattin Ali (Davacı) "Bana vatan haini dedi." Nihal atsız (Davalı) "Bir vatansever olarak Türkiye'nin uçuruma sürüklendiğini görüyorum. Komünistler ve memleketi batırmak isteyenler birbirine destek vererek en büyük mevkilere çıkarılırken memleket severler, her türlü darbe ile saf dışı ediliyor. Ben Saraçoğlu'na gazetemde yayımladığım mektubumda, bu hususun önemini hatırlatmak istedim." Davanın neticesi Atsız'ı suçsuz bulurken, Sabahattin Ali'yi on dört aya mahkum etmişti.
Stefan Zweig'ı bu yüzden seviyorum... çok derin..
Bir yüreği derinden sarsmak için, kader her zaman sıkı bir hazırlığa ve şiddetli bir darbe indirmeye gereksinim duymaz; onun dizginsiz biçim verme arzusunu asıl kışkırtan, sudan bir sebeple yıkım yaratmaktır. Biz insanlar, bu ilk hafif dokunuşa kendi kısıtlı lisanımızla sebep deriz ve önemsiz bir sebebi çoğu kez şaşkınlık içinde, yol açtığı muazzam sonuçlarla karşılaştırırız; fakat bir hastalığın teşhisin konmasından çok önce başlaması gibi, bir insanın kaderi de aynı şekilde, olaylar belirginleşip görülür hale gelmeden önce işlemeye başlar. Kader her zaman, bir insanın bedenine dıştan dokunmadan çok önce zihninde de, bedeninde de, içten içe yönetimi ele almış olur. Kendinde olup biteni fark etmek demek, artık kendini savunmaya geçmek demektir ve çoğunlukla boşa giden bir çabadır bu.
Sayfa 131Kitabı okudu
Hayatımın baraj sorusu: Kemik kırığımı daha çok acı verir, onur kırığımı? Cevap: Kaçıncı kez kırıldığına bağlı. Kemik kırığı ile duyulan acı birbiriyle doğru orantılıdır. Kırığın şiddeti arttıkça acının şiddeti de artar. Onur kırığı ile duyulan acı ise ters orantılıdır. Darbe sayısı arttıkça hissedilen acı azalır, hassasiyet tabakası kalınlaşır Onur dumur olur.
Bir darbe yaklaşıyordu ve bunu yapabilmek için Charles Martel'in birkaç yıl önce vermeyi reddettiği destek, şimdi oğlundan isteniyordu. Hazırlanan zeminle birlikte ittifak kendiliğinden kuruldu. Pepin'in yardımcıları 751'de resmen başvurdular ve ona, kraliyet unvanının otoriteyi fiilen kullanan kişiye verilmesinin daha uygun olup olmadığını sordular. Papa, aynı resmiyetle, gelen heyetin bu konudaki görüşünü doğruladı. Birkaç hafta sonra Pepin, ileri gelenlerden oluşan bir meclis tarafından kendisini kral ilan ettirdi. Clovis'in son torunu Childeric, son günlerini geçirmesi için bir manastıra gönderildi. Ölüm tarihini bilmiyoruz. Hiçbir hanedan böyle bir ilgisizlik içinde tarihten silinmemiş, bir darbe hiç bu kadar kolay ve önlenemez olmamıştı.
Sayfa 52 - SELENGE YAYINCILIK, NO 212, TARİH SERİSİ 166, MAYIS 2022, 1. BASKI, ÖZGÜN ADI Historie de ;Europe Des invasions au XVIe siécle, ÇEVİREN SİNAN AKBAYTÜRKKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.