Eğer din, devleti kontrol altında tutuyorsa, o devleti Allah yönetiyor demektir.
Yok eğer devlet dini kontrol ediyorsa, işte o devlet Allah'a karşı ilahlık taslayan bir tağut olmuş demektir. Tağutları reddetmeyenler de müslüman olduklarını idda edemezler !
Allahu teâla bu kişiler hakkında şöyle buyurmuştur;
"Dinde zorlama yoktur. Gerçekten doğru eğriden ayrılıp iyice belli olmuştur. Artık kim tağutu (haddi aşan sahte ilahları) inkâr edip Allah’a inanırsa, muhakkak kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulpa sarılmış olur. Allah, işitendir, bilendir." (Bakara suresi 256)
Yine şöyle buyurmaktadır;
"Allah, iman edenlerin dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tağutlardır, (haddi aşan sahte ilahlardır) onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. Onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır." (Bakara suresi 257)
Şimdi, aramızda çıkan herhangi bir ihtilafta tağutların falan mahkemeleri yetkilidir gibi sözleşmelere küfür değil diyenlere nisa suresi 59, şura suresi 10, nisa suresi 65. Ayetler yetmedi. Bakalım buna ne diyeceksiniz !
Peygamber efendimiz s.a.v, Medine'ye hicret ettikten sonra yahudilerle aralarında imzaladıkları medine vesikasının 23. Maddesinde şöyle der;
Aranızda çıkan her türlü ihtilafta yetkili Allah ve Resulüdür. Ihtilafları Allah ve Resulüne getireceksiniz...
Yahudilerle yapılan medine vesikasında dahi peygamber s.a.v aralarındaki ihtilafların yetkili mercisi Allah ve Resulü olduğunu emrediyorken, sizler müslümanız dediğiniz halde nasıl olurda aranızdaki ihtilaflarda tağutun mahkemelerini yetkili kılıyorsunuz???