Demem o ki, dikkatini toplamaktan aciz kalabalıkları geride bırakarak odaklanma becerisine sahip azınlığa katılmak bir insanın yaşayabileceği en dönüştürücü deneyimlerden biridir.
Çok az insanın hayatını bedava, az zahmetle yaşama imkanı bulunur. O imkana sahip olmanın şanslı sayıp sayılmayacağı da belli değildir. Ak bahtlılar, kara bahtlılar... Ak bahtlıların hepsi padişah çocuğuysa, kaçına taht sırası geldiğini, gelmeyenlerin de hangi akıbete uğradığını bir düşünün. Bizde de böyleydi, Fransız monarşisinde de. Politika herkesin ikballe gezindiği bir koridor değildir, bazıları o koridorda sıkışıp kalır. Demem o ki babadan kalma imkanlarım bile insanları daralttığı bir gerçektir. Onun için galiba en iyi şey, insanların kendi işini yaparak ilerlemesidir.
Demem o ki...
Ortadoğu denilen o coğrafyada, a'dan z'ye herşey belirsizdir, doğru bildiklerin yanlıştır, asla göründüğü gibi değildir,yanılsamalar çölüdür. Tek gerçek vardır, oradan mutlaka uzak durulması, adım bile atılmaması gerektiğidir.
❝
Söylesem ah söyleyebilsem derdimi
Mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi göreceksin seninle dolu
Desem, diyebilsem ki seviyorum seni
Çılgınca aşığım sana
Ama demem, diyemem
Çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
Bu böyle sürüp gidecek...
Sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, Öğrenmeyeceksin...
Ben her gece yıldızlara
Seni sevdiğimi söyleyeceğim
Sana asla...
Çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var...
❞