Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A

KANDİLLER
Şeriatın yasakladığı ve kitabımızın konusu olan bidat, dini alanda çıkarılan yeniliklerle ilgilidir. Hiçbir şekilde dünyevi yenilikleri kapsamamaktadır. Hâliyle, bidat meselesi söz konusu olduğunda " O zaman arabaya da binmeyelim, deveyle yolculuk yapalım..." tarzı sığlıklar, gevezelikten öte bir anlam ifade etmemektedir. Onlar bidatlere dalıp sünnete muhalefet ettikleri için akılları, kalpleri, ahlakları... fitneye uğramıştır. Bu sebeple de anlamamaktalardır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Hikmetli bir sözde şöyle denmiştir: " Allah dışında neyden korksan ondan kaçarsın. Allah'tan korktuğunda ise yine Allah'a kaçarsın."
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız...”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
..." Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Sen dünyada da ahirette de benim velimsin/dostumsun! Benim canımı Müslim/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen bir kul olarak al ve beni salihler zümresine dâhil et.” (12/Yûsuf, 101)
"Gördüğün gibi belirsizlik tüm işkencelerin en kötüsü."
Reklam
"Kararlar, yeminler, ahitler, karanlıkta dökülen göz yaşları birbirini kovalıyordu. Fakat ne faydası vardı? Ne yaşadığım hayatı beğeniyor, ne yenisine gidebilecek kudreti kendimde buluyordum. Her şeyden düpedüz kopmuştum."
Ne kadar çok sevdik seni. Ancak sözlere dökmedik ve üstü kapalı kaldı sevgimiz. Oysa şimdi bağırarak ilan ediyor var oluşunu ve gözlerinin önüne seriyor. Bu her zaman böyledir, ayrılık vakti gelene kadar bilmez sevgi kendi derinliğini.
Hükmün sadece Allah'a ait olduğuna, ibadetle itaatın sadece Allah'a yapılacağına itikat etmeyen bir kimse asla inanmış biri olarak kabul edilmez. Allah'ın, Resulü Muhammed aracılığı ile göndermiş olduğu kitap olan; Kur'an-ı Kerim'in hükümlerine uymayan kimse, asla Allah'ın dini olan İslam'a girmiş sayılmaz.
Allah'ın Hükümleri / Beşerin Hükümleri
Kur'an'ın hükümlerinin adil oluşu, kaynağıyla ilgilidir. O, Allah'tandır. İnsanı ve evreni yaratan; geçmişin, şimdinin ve geleceğin bilgisine sahip olan; yarattığı ve emrettiği her şeyde uyum ve mükemmellik bulunan Allah'tandır (cc). Eksikliklerden münezzeh olan Allah'ın, hükümleri de eksiklikten münezzehtir. Beşerî yasalar adil değildir. Çünkü o yasaları vazeden insan, Allah'ın hükmü gereğince zalimdir. (bk. Ahzâb, 72). Subhanallah! Çokça zalim olan insan nasıl adil yasalar yapabilir? Bu mümkün müdür? Bilakis Allah (cc); insan, insana zulmetmesin diye kendi katından yasalar indirmiştir. اِنَّٓا اَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَٓا اَرٰيكَ اللّٰهُۜ وَلَا تَكُنْ لِلْخَٓائِن۪ينَ خَص۪يمًاۙ İnsanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin diye bu Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Hainlerin savunucusu olma! (4/Nîsa, 105)
Ameli Daveti Önemsememek
Yeni veya eski, hoca veya öğrenci, Müslimler olarak en ciddi sorunlarımızdan biri; daveti konuşmak sanmamızdır. Oysa konuşmak, davetin bir çeşididir. Açıkça söylemek gerekirse etkisi en az olan davet aracıdır. Bir de ameli davet vardır ki en zor, fakat en etkili davet metodudur. Ameli davet nedir? İnancımızın gerektirdiği ahlakla ahlaklanmak; düşünce, söz ve davranışlarımızın iyilikle harmanlanması, ebrarlardan olmaktır. İnsanların elimizden ve dilimizden emin olması; iyi bir evlat, iyi bir komşu, iyi bir akraba, iyi bir meslek erbabı... olmaktır. İnsanların bize bakıp "Bunlar ne güzel insanlar" diyebilmesidir. Birçok insan, Allah Resûlü'nün (sav) ve ashabının ahlakından etkilenerek İslam oldular. Ahlak, ameli davettir. Güzel ahlaka şahit olan insanlar, o ahlakın güzelliğinin kaynağını sorgular. Sizi güzel ahlaka sevk edenin inancınız olduğunu gördüklerinde inancınızı da kabul ederler.
Reklam
Suçluyu bulmak istiyorsanız, önce işlenen suçun kime yaradığını araştırın!
“Bir kez kendini bulmuş olan kişinin, bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.”