Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır. Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer, yaşar.
İnsanlar, iyimserlerle kötümserler arasındaki farkın kişilik meselesi olduğunu varsayarlar. Oysa ben olayın temelde unutmayı başaramamakla ilgili olduğuna inanırım. Olanları hafızanızda tutma gücünüz ne kadar büyükse, iyimser olma şansınız da o kadar küçüktür.
...
Yaşlı Kıbrıslı kadınlar birine beddua ettiklerinde, bariz kötülük gelmesini dilemezler o kişinin başına. Yıldırım düşsün, görünmez kazalar olsun veya birden kısmetin kapansın diye dua etmezler. Sadece şunu derler:
Asla unutamayasın.
Elinden alınan şeyleri istemiyor değilsin. Küçümsemiyorsun yitirdiklerini. Ama yitirmek istemediğin daha büyük şeyler var. Yitirmeyi hiçbir zaman göze alamayacağın şeyler... Kendine olan saygın her şeyden ağır basıyor.