Edebiyatın belki de o aristokrat bir uğraşı olduğu yıllardan bu yana -modernizm etkisiyle belki de- soylu bir uğraş olduğuna inanılır. Realist hatta narüralist yazarlar sokağın pisliğini edebiyata yansıtana kadar, kirli işler -yani hayatın kendisi- edebiyat içinde yer almazdı. Ancak gelişen zaman değişen insan, hayatın kendisini de edebiyata almak
Tembellik tüm keyifler gibi kendini meşrulaştırmak için aklın onayını ister. Birçok insanın bu eğilimleriyle baş etme isteği olmadığından sadık bahanelerimiz, deyimlerimiz destek çıkmaya hatta tembelliği yüceltmeye kalkışır
Hikayelerle Çocuklara 40 Hadis
Hikayelerle Çocuklara 40 Ayet
Hikayelerle Çocuklara 40 Dua
Ayıcık Kayu - Sabır
Çocuklar İçin Elifba: Hikayelerle Kur’an Okumayı Öğreniyorum
Çocuklar İçin Elifba: Hikayelerle Kur’an Okumayı Öğreniyorum
Hadisler ve Hikayelerle Hac ve Umre
Hadisler ve Hikayelerle Hac ve Umre
Arapça Öğrenenler İçin Hikayelerle 40
Tembellik tüm keyifler gibi kendini meşrulaştırmak için aklın onayını ister. Birçok insanın bu eğilimleriyle baş etme isteği olmadığından sadık bahanelerimiz, deyimlerimiz destek çıkmaya hatta tembelliği yüceltmeye kalkışır.
Prof. Dr. Doğan AKSAN bu kitabında Türkçenin inceliğini, zenginliğini gerek Kutadgu Bilig gerekse Orhun Yazıtları gibi kaynaklardan örneklerle ve özellikle Anadolu köylüsünün dilini ele alarak ortaya koymuştur. Deyimlerimiz ve atasözlerimiz bu zenginliğin en büyük kanıtıdır. Bugün bilmediğimiz ama öz Türkçede olan birçok sözcüğün ne anlama geldiğini bize Arapça ve Farsça sözcüklerle anlatmaya çalışmak eminim ki AKSAN'ı da derinden üzmüştür. Günümüzde konuşurken ve yazarken birçok yabancı sözcük kullanmamız bünyesinde yine birçok millete yer veren ve çevresindeki milletlerle etkileşim içerisinde olan devletlerin torunları - Osmanlı Devleti, Selçuklular vb. - olmamızdandır. AKSAN'ın da belirttiği gibi Türkçede her anlamı karşılayabilecek bir veya birden çok sözcük vardır ve yeni kavramlara sözcük üretebilecek kültür birikimine Türkçe yeterince sahiptir. Bugün konuşurken Türkçe olmayan sözcükleri çokça kullanıyor olmamız Türkçenin yetersizliğinden değil gereksiz yabancı dil özentiliğindendir.
Tembellik tüm keyifler gibi kendini meşrulaştırmak için aklın onayını ister. Birçok insanın bu eğilimleriyle baş etme isteği olmadığından sadık bahanelerimiz, deyimlerimiz destek çıkmaya hatta tembelliği yüceltmeye kalkışır.
Sosyal ve kültürel olarak sıkı sıkıya bağlı olduğumuz deyimlerimiz ile atasözlerimizin lanetimiz olduğunu, beynimiz için “yardım çağrısı” şeklinde algılanıp karaciğerimizi sürekli harap ettiğini gözlemliyorum.
Tembellik tüm keyifler gibi kendini meşrulaştırmak için aklın onayını ister. Birçok insanın bu eğilimleriyle baş etme isteği olmadığından sadık bahanelerimiz, deyimlerimiz destek çıkmaya hatta tembelliği yüceltmeye kalkışır.
DEYİMLERİMİZ
Püf noktası
Vaktiyle testi ve çanak-çömlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkan açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona:
Kitap 3056 adet özenle seçilmiş deyimlerden oluşuyor. Birçoğu sıkça kullanılan ama anlamı ya da yan manaları bilinmeyen birçoğu ise unutulmaya yüz tutmuş deyimler.Kitabın bana göre en güzel artısı deyimlerin altına usta yazarların metinlerinden sıkça alıntılar yapılarak cümle içinde nasıl kullanılabileceğini göstermesi. Kitapta not aldığım çok deyim oldu bazısının paylaşarak bitireyim.
-Ateş almaya mı geldin.(Acelesi olanlar için)
-Aya elek asmak(Mantıksız hareketler yapanlar için)
-İpe un sermek(Gereksiz bahaneler üretmek)
-Cami yapılmadan dilenciler dizilmiş (Hazır olmak)
-Okuma bilmez gözü defterdarlıkta(Kendini aşan işler yapmaya çalışmak)
-Olursa yedi mum yakar,olmazsa karanlıkta yatar(Her duruma uyum sağlamak)
Sakaldan kesip bıyığa eklemek(Yardım almadan işlerini yoluna koymaya çalışmak)
-Sezar'ın hakkı Sezar'a(Adilane davranmak)
...