Ah gurur! Sen Arşimet'in dünyayı yerinden oynatacağı kaldıraçsın!..
Yirmi yedi yıllık kısa yaşam, şiirler, tiyatro oyunları ve romanıyla Rus edebiyatına damga vuran, üzerinde derin etkiler yaratan ve kendisinden sonraki yazarları etkileyen aydın edebiyatçı Lermontov.
Ah şu ömür, ne kaygan ne zalim! Bir anlık olgulara kurban veriyor seni. Mihail
Aslında şiir kitaplarına inceleme yazmam ama Didem Madak da kendimden bir şeyler buldum. Kitabı okurken anlamayan ve sıkılanlar olacaktır. Ama ben bir gün Didem gibi saçlarım acıyarak öleceğim. İyi okumalar.
..
Ölümünden bir gün önce Işıl, hastaneye kucağında bir defterle geldi. İçinde Didem'in el yazısıyla notlar bulunan bu defter, aslında bir ajandaydı. "Son yazdığı şiir" olarak, Işıl'a
bir süre önce okuduğu şiir vardı içinde: 128 Dikişli Şiir.
Bu son şiiri bir kuytuda okuduk, son bir gece olacağını bilmeden ... Işıl, Zeynep ve ben. Bir yokluğa yuvarlanır gibiydik ... O gece Hale Teyze'yle birlikte kaldık Didem'in yanında. Sabah olmak üzereydi ... Hastanenin antetli kağıtlarına, fotokopi çeker gibi yazmaya başladım Didem'in emanetini. Kaybolmasından korkuyordum. Hem şiirin başını okşarsam, sanki Didem hiçbir yere gitmeyecekti...
On gün kadar önce, ne kadar umutluyduk oysa
Boşandıktan sonra bir bodrum katında yaşamış Didem Madak o evden ayrılırken kapısına
"ırmağımda başımın döndüğü yıllardı
geçtiğim her yerde benden bir şeyler kaldı" yazarak gitti. Tipki şiirlerindeki gibi.
8 nisan 1970 tarihinde izmir'de dünyaya gözlerini aralamış olan, kendi tabiriyle "ütüsüz ve buruşuk gezdirdiği bir ruha
Hüzün ile yazıyorum bunları. Didem'imle yolculuğumuz bitti 3 kitabınıda okumuş oldum. Yolculuğumuz bitti dediğime bakmayın. Sık sık alıp karıştıracağım kitaplarını onu yalnız bırakmayacağım.
Aslında bir şiir kitabından fazlası benim için. Anlatılmak istenen onun yaşadıklarını birşeylere benzeterek yazması...
Bu kitabında Didem Madak'ın değerli bi arkadaşınında onunla yaşadığı güzel ama kısa anlarınıda kayda geçmişler. O satırları okurken gözlerim dolu dolu okudum. Tanışma anlarını nasıl dost olduklarını ve Didem'in nasıl vefat ettiğini anlatmış bizlere. Ve ek olaraktan bu kitabında daha önceden yer almayan ve Didem'in yazdığı şiirler arkadaşı tarafından verilmiş ve eklenmiş. Birde ölmeden önce yazdığı "128 DİKİŞLİ ŞİİR" yer alıyor. O en son yazdığı şiiri zaten daha bi ayrı buruklukla okuyorsunuz...
Yeni basımını aldığım için ve bu şiirlere denk geldiğim için çok mutluyum. Tavsiye ediyorum. Özellikle şiir aşıklarına ;))
Kitapla sağlıcakla evde kalın :))
Karnımda hissiz bir şiir var
İçimde durmadan bölünen şiirler
Birlikte yok olacağımız şiirler
Birlikte unutulacağımız şiirler
Hiç borcu olmamış şiirler
Ve bu yüzden çok acıyan şiirler
Ölümünden bir gün önce Işıl, hastaneye kucağında bir defterle geldi. İçinde Didem'in el yazısıyla notlar bulunan bu defter, aslında bir ajandaydı. "Son yazdığı şiir" olarak, Işıl'a
bir süre önce okuduğu şiir vardı içinde: 128 Dikişli Şiir.
128 Dikişli Şiir
İlk defa bu kadar sağlam yazıyorum.
Haç şeklinde 128 dikişle.
Galiba ahbap artık sana ulaşacağım.
Yeteneğim geri geldi,
göreceksin artık kutsal dizeler yazacağım.
Hiç yapmadığım şeyler yapıyorum ahbap
Maç seyrediyor ve devamlı topa bakıyorum
Telepati yapıyorum.
Hey ahbap ben arada bir fikir buluyorum
Kuşlar için küçük
Canım kızım,
Cehaletimden şair oldum..
Annesizlikten ..Sen sakın şair olma!
Didem Madak'ın kızı Füsun için yazdığı mektuptan birkaç satır bile yeterli insanın yüreğini dağlaması için işte bazı şair ve şaireleri biraz olsun anlayabilmek için onların hayatını bilmek gerekir..
Didem Madak'ın şiirlerini okurken her seferinde burnumun direği sızladı tabiri caizse çünkü bu aşırı duygu yüklü şiirler erken yaşta kaybettiği annesi Füsun Hanım için yazılmış ve şiirlerinde geçen tüm şahsiyetler şairenin hayatında yer etmiş kişiler "Grapon Kağıtları"adlı şiir kitabının arkasında yazdığı gibi "bu kitapta yer alan şahıs ve mekanların gerçekle alakaları tamdır"söylemini nerdeyse tüm şiirlerinde desteklemiş çünkü Madak yaşamıyla şiirlerini bütünleştirmiş bir kadın her ne kadar şiirlerini okuduktan sonra üzüntü duysamda bu anlam dolu şiirleri tekrar bıkmadan okurum kesinlikle herkese tavsiye ederim ..
Son olarak bu kitabı benimle buluşturan kitap kardeşim Sineme çok teşekkür ederim :)
Didem Madak'ın okuduğum üçüncü ve son kitabı oldu Pulbiber Mahallesi. Okuyacak daha fazla kitabı olmadığı için üzüldüğümü söylemeden geçemeyeceğim. Kitabın son bölümünde Didem Madak'ın kardeşi gibi sevdiği kadın Müjde Bilir'in Didem Madak'ın son günlerini nasıl geçirdiğini anlatan kısa bir yazı ve şiir kitaplarında bulunmayan 4 şiiri ile birlikte yazdığı son şiiride var(128 Dikişli Şiir).
Çok çok güzeldin..
Sedef iş için şehir dışına çıkan çıkan biridir. Gittiği şehirde bir arkadaşı ile buluşur. Buluşmada arkadaşı yanında arkadaşlarını getirir ve bu sayede Toprak ile Sedef tanışmış olur. Toprak ilk görüşte Sedef'ten çok etkilenmiştir ve şiirlerini yazdığı kadının Sedef olduğunu düşünmüştür. Bir problem daha vardır. Toprak'ın sevgilisi vardır. Toprak
Didem Madak'ın okumadığım tek kitabıydı Pulbiber Mahallesi. Dİğerlerini defalarca okumuştum sonunda bunu da okudum. Kalbime hançerler saplanıyor sanki Madak okurken. Hüzünlü bir hikayesi var. Anne kelimesi içinde yara olmuş kalmış. Ne acı ki kendi kızına da doyamadan, ona doyasıya annelik edemeden vefat etmiş. Yaşadığı acılar şiirlerine öyle bir sinmiş ki. Öyle aşırı ajite ederek de yapmıyor aslında. Bir masal anlatır gibi acılarını tatlı tatlı anlatmak nasıl olur sorunun cevabı Madak şiirlerinde gizli. Yine çok güzel şiirler olmakla birlikte artık kanserini bildiği için, hastalık döneminde yazdıkları daha bir manidar benim için. Kitabın son şiiri, Madak'ın da bu hayatta yazdığı son şiir. İsmi 128 Dikişli Şiir. Bundan evvelki sayfada arkadaşının kaleme aldığı bir yazıdan onunla alakalı birkaç cümle okuyoruz.
Sevgili Didem, iyi ki vardın, iyi ki yaşadın ve şiirler yazdın.
Kalemini en sevdiğim şairlerimizden biridir Didem Madak. Gerek dilinin sadeliği ve akıcılığıyla olsun gerekse yaptığı teşbihlere olsun her dizesinde beni benden alır. Pulbiber Mahallesi şairin üçüncü ve son okuduğum kitabı oldu. Biraz hüzünlüydüm, bitmemesi için elimden geleni yaptım fakat okumamak için durduramıyorsunuz kendinizi:). "Bu kitap ısrar üzerine yazılmıştır." diye eklemiş ilk sayfalarına. O ısrar eden kişilere yürekten teşekkür ediyorum bu kitap için ayrıyeten. Bu eserinde bana diğer kitaplarına nazaran daha olumlu sözler içeren arada bir göndermeler yapmış gibi geldi. Ama sonlarına doğru geldiğinizde sevgili Müjde Bilir'in Didem Madak için yazdığı yazı karşınıza çıkıyor ve istemsizce akıyor gözyaşlarınız sayfalara. En son ise hayata veda etmeden önce yazdığı son şiiri okuyorsunuz. İstemsizce dalıyorsunuz uzaklara. Didem'i düşünüyorsunuz, annesini ve kızı Füsun'u... En can alıcı kısmı " ilk defa bu kadar sağlam yazıyorum. " demesiydi fikrimce. Çünkü bu dizeleri son şiirine eklemiş. Sağlam yazdığını son şiirinde anlayabilmiş... Kısacık ömrüne bu kadar güzelim şiir sığdıran ve bizim "şiir ithafçımız" olan bir kadın, kim bilir yaşasa daha ne muazzam şiirlerle ısıtırdı, yeri gelir çok ısıtır yakardı yüreğimizi. İyi ki yazmış, iyi ki hislerimize tercüman olabilmiş ve iyi ki bizi Pulbiber Mahallesi'nin sokaklarında dolaştırabilmiş bizleri<3. Şiir sevmeyenlere dahi sevdireceğine eminim bu kitabın. O yüzden tavsiyemdir herkese.
"Bu kitapta yer alan şahıs ve mekanların gerçekle alakaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları... hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır. Şiirden hazetmeyenlet, Grapon Kağıtları'nı yılbaşı ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh
-Spoiler içerir-
Pulbiber Mahallesi, Didem Madak'ın çevresinden gelen ısrar üzerine, ölümünden önce yazdığı son kitabı, o yüzden diğer kitaplarından ayrılan tarafları var.
Bu kitapta daha çok Didem Madak'ın tedavi gördüğü süreçte yaşadığı sıkıntıları, ağrıları, hastalıkla baş etme çabalarını ve bu nedenle hastalığı bir noktada gözardı etmek
Merhabalar, bugün Didem Madak'ın "Pulbiber Mahallesi" adlı şiir kitabıyla geldim. Daha önce şairimizden Ah'lar Ağacı ve Grapon Kağıtları adlı kitaplarını okudum. Bu okuduğum üçüncü ve son eseri :( Pulbiber Mahallesi, Didem Madak'ın basılmış olan son kitabıdır. İlk baskısı 2007'de yapılan eserin, ikinci baskısı 2012'de Metis Yayınları tarafından yapılmıştır. Kitabın kapağını çok seviyorum. Kitapta yirmi bir şiir var. 2012 baskısında bu şiirlere şairin daha önce yayımlanmamış dört şiiri ve son yazdığı "128 Dikişli Şiir" eklendi. Kitapta ayrıca Müjde Bilir'in (şairimizin dostu) bir yazısı da var. Didem Madak'ın, şiire kendine özgü bir yaklaşımı var. Şiirler sanki yakın bir arkadaşımız tarafından yazılmış gibi içten ve samimi. Bunu her dizede hissediyorsunuz. Neşeli olan dizeler de var. Ama sanki içten içe onlar da hüzünlü. Bir sıralama yapmam gerekirse Ah'lar Ağacı bu üç kitap içinde en sevdiğim oldu. Eğer siz de şiir okumayı ve Didem Madak'ı seviyorsanız bu kitabı öneririm. Şiirle ve sevgiyle kalın.