Meslektaş Catherine Mayer'ın kaleminden çıkmış güzel bir mücadele kitabı.
Kadınların Eşitliği Partisi'nin manifestosu niteliği taşıyor. gelişmiş ya da gelişmekte olan hangi devlet olursa olsun kadın hakları ''medeniyet'' dinlemeksizin sömürülüyor. Özellikle kadın - erkek acımadan ezen kapitalist sistemin yarattığı yaşam biçimi ve esnekleştirilmiş dayatmalar (seçme hakkında özgürsün ama tek seçeneğin bu mantığı) İngiltere'de Londra merkezli, kuruluşu planlanan Kadınların Eşitliği Partisi'nin kadın haklarının çiğnenmesine karşı geliştirdiği bir refleks oluşturması da içinde bulunduğumuz büyük bir yanılsamanın sınırlarını önümüze koyuyor. Kadınların siyasallaşması süreci ve bireysel hayat ve ekonomik hayatta yer almalarının mücadelesi şeklinde iki kolda yürümektedir.
2015'ten sonra avrupa genelinde dipten gelen bir dalga var kadın hakları mücadelesi üzerine. konunun bizi bağlayan kısmı ise ''cinsiyet eşitliğini'' savunmak gibi oldukça insani bir duruşa sahip olması.
Dediğim gibi bir mücadele kitabı bu. Var olanın ağırlığı altında yılmak yerine olması gereken üzerine düşünce ve direnç sağlıyor. resmen bir direnç çiçeği sevgili Mayer.
Tutup kırmak gerek
Neyi bilmiyorum.
Kalemleri değil, değil düşünen beyinleri
Onu kırmak şimdi paranın işi.
Kırmak gerek bir gönülsüz çiçeği
Ve sokmak toprağa
Yeşersin, çoğalsın
Direnç örneği...
Bazen kendimi seviyorum,ara ara üzüldüğüm vakit
Bazen kendimi dışlıyorum çoğu vakit
Ve ben hep kendimi öldürüyorum
Bir suyun yamacında, bir karın ağrısında
geçitler yok saplanmış tinime. Tarla kuşları hep bana konar
tarla kuşları hep benim tohumları yer.
Sıvazladım yerimi, ağır taşımayan yerimi
Yaparım kendi kendime
Böyle incelikler. Böyle
“Ortodoksların çalışma tarzıdır bu. Yeni filizlenen tehlikeli körpe beyinleri birkaç yıl süreyle doktrin gübresine batırır, sonunda tohuma kaçmasını sağlarlar. Nihayet, son yabani kır çiçeği de solup gittiğinde yaratıcılık ölmüş olur, tarikata yeni giren genci mezun eder ve kutsal kitaba bönce bir bağlılık göstereceği konusunda sonuna dek güvenirler ona. Böyledir bu işler, değil mi? Eğitim görmekte olan kişiden gelecek her sorgulama, bir tür direnç olarak yorumlanır, değil mi?”
Tutup kırmak gerek
Neyi bilmiyorum.
Kalemleri değil, değil düşünen beyinleri
Onu kırmak şimdi paranın işi.
Kırmak gerek bir gönülsüz çiçeği
Ve sokmak toprağa
Yeşersin, çoğalsın
Direnç örneği...
Pazar gününü odamda pinekleyerek, utanç verici cinsel fanteziler kurarak ve beynimin bir köşesinden bastıran "Üç yüz sayfa oldu hala çıkmadı ortaya şu koduğumun balığı," şeklindeki yakışıksız düşünceye direnç gösterip Moby Dick okuyarak geçirmiştim.