Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biliyorum ki aşk, bir kaybediştir ve o büyük kaybedişin ardından bütün sözcükler ölümle cezalandırılmıştır. Öyleyse her gün kulaklarımı işgal eden, her gün dişi bir tümör gibi çoğalıp duran bunca aşk sözcüğünün anlamı ne? Bu lanetli aşk ormanında hangi çocuk masum, hangi ergen diri kalabilir?
Sayfa 106Kitabı okudu
Yapılacak en makul ve mantıklı iş, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın buyurdukları gibi; "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir," Mevlana'nın ifade ettiği gibi; "Dün, dünde kaldı cancağızım; bugün yeni şeyler söylemek lazım," Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî'nin dediği gibi; "Bir olalım, iri olalım, diri olalım!" ve Yunus'un "Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz!" felsefesiyle hareket etmektir. Nefretin kazananı hiç bir zaman olmamıştır ama sevginin imar ettiği pek çok medeniyet vardır. Şu halde, sayısız sevgi medeniyetine beşiklik yapmış Anadolu'da, bunun yeniden yapılanmasına hiçbir engel bulunmamaktadır; kendi önyargı ve dar kalıplarımızdan başka!
Sayfa 199 - Şah-ı Merdan YayılarıKitabı okudu
Reklam
UYAN ARTIK BİR ASIR OLDU BİSMİLLAHİRAHMANİRRAHİM Hadi kalk artık sabah oldu diyen bir annenin bir babanın şefkat dolu sözleriyle başlamak istedim yazıma… Uyandırayım istedim… Fakat küçük bir çocuk gibi 5 dk daha demeniz yerine kalkmanızı temenni ederim..! Sene 1924’ten beri bu insanların beynine istedikleri her şeyi empoze
Ben öyle birine bağlandı ki aşkı yirmi hacca bedeldir Öyle aşık oldum ki ona, kime aşık olduğumu bile bilemedim, Gözlerim bakmadı yüzünün güzelliğine Kulaklarım bir şey duymadı, dayanamadı sesine Diri olan Tanrı katından bir şimşek görülünceye dek Beni bir günlük nimete, yüz yıllık çileye boğdu.
Sayfa 28
İşte şimdi bu gösterişli odanın servetleri içinde siyah mermerlerle örülmüş bir mezarda diri diri gömülmüş gibiydi. Nefes alamıyor, boğuluyordu; bu mezardan çıkmak, yaşamak, sevmek istiyordu.
Sayfa 170 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bahaeddin Karakoç
Vakit akşam diyorsun, sanki görmüyor muyum Güneşin kanatları döküldü yanlarına Hani yürek sesinin sergilediği uyum Gönlüm seninle döndü yolgeçen hanlarına Çetele tutayım mı? Ne sabahlar gördüm ben/gök bir kiraz ağacı Çoban vakitlerinde her canlı ses bir kiraz Ne rüyalar gördüm ben her gece sabahçı Keşke sen de görseydin belki yumuşardın
Reklam
İslâmda, her kişi, adetâ bütün dünyadan sorumludur. Bununla elbet bir megalomani anlamındaki kendini sorumlu biliş düşüncesini kasdetmiyoruz. Müslüman, ülkü adamı olarak kendini Allaha karşı bütün dünya ve insanlıktan sorumlu kabul eder, bir ülkü adamı olarak elinden geleni yapar; fakat ondan ötesi için artık o tevekkül eder, kadere razı olur. Onun kaderciliği ve tevekkülü bu anlamdadır. Yoksa, hiç bir çaba sarfetmeden kader ve tevekkülden bahsetmek, insanın yüklendiği sorumluluktan kaçması anlamına gelir. Ne doğu fataizmi, ne batının gurur yatağı inkârcılığı. Yeryüzünün varisi ve Allahın yeryüzündeki halifesi, yaralıkların en üstünü olma yazgısı, mümini, enerjik ve dinamik bir ruhla, gücünün yettiği bir vazife sorumluluğunu omuzlamaya yöneltir. Ruhtaki ego taşlaşmasını eritmek, Tanrı rızasında fâni olmak, onu bu sorum dünyasında insanlığını bütünlemeye götürecektir. O kendini sadece bir hizmet eri olarak görecektir. Başarı ve ödül Allahtandır ve otomatik olarak bir cevap gelir hizmetin sonunda Onun baktığı hizmettir, ödülleniş değil. Takatı ölçüsünde sorumunu bütünlemektir amacı. Mümin kınından sıyrılmış bir görev bilinci, sorumluluk ınancıdır. Ne toplumu hiçe sayan bir bireycilik, ne de toplum kollektivizmi ve anonimliği önünden sanı silinmeğe götüren kişiliksizlik onun özelliği karakteri olabilir. Kişinin de, toplumun da, olan kişiliğiyle, Tanrı Yoluna adanma için kendini Sorumlu tutacağı bir iç disiplinde diri kalma aşk ve aşkınlığı işte onun asıl özellik ve karakteri
"Bana doğru iki adım attı. Aramızda her şeyin mümkün olduğunu hissettim. Oysa, daha o anda bile bunun imkansız bir aşk olduğunu biliyordum. Ama aşkı diri tutan şey imkansız olmasıdır"
Sayfa 330Kitabı okudu
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Evet dün bitirdiğim ve kitabın bitimiyle duygu yoğunluğuyla yazdığım kısa incelemeyi daha zenginleştirmek amaçlı olarak düzeltmeye karar verdim ve incelemeyi tekrar ele aldım. Tarık Tufan'ın 5. eserini bu kitapla bitirmiş oldum. Daha önceki kitaplarında da olduğu gibi yazarın dili çok güzel. Üslubu çok farklı, hüzünlü bir dilde yazılmış bir eser.. Deneme ve hikaye karışımı bu eser çok duygusal bir kitap. Belki de benim hastalığım ve duygusallığım ile bu kitaptan etkilenmem daha da fazla oldu. Herkesin aynı derecede etkileneceğini sanmıyorum. İçeriğe gelirsek; nişanlanan ve kendisi için nişanı bozan bir çocuğun kanser olması ve ailesine bunu diyememesini ele alıyor. 3 bölümden oluşan bu eseri gözyaşlarıyla bitirdiğimi itiraf etmek istiyorum. Film gibi bir hikaye. Sonu ise çok sürpriz. Allah kimseye baş edemeyeceği dert vermesin. Çok güzel duygular var kitapta. Sabretmek ve isyan etmemek adına, başına hastalık gelenlerin umudu olacak bir eser. Nişandan ayrılan ve zorla evlendirilmek istenen kişiler de okuyabilir. Aşk, aile, hastalık üçgenindeki çok güzel bir eser. İç dünyamızda saklamaya çalıştıklarımızı yüzümüze vuran türden. Peyami Safa - Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanından sonra beni en iyi sarsan ve gözyaşlarımı akıtan çok değerli bir kitap. Kesinlikle başucumda olacak. Tavsiye ettiğim ve beğenerek okuduğum bir eser. “İnancımız bizi diri tutuyor evladım. Sonra sabır, sabredeceğiz. Allah sevdiği kula azap etmez, ona sıkıntı verir ve sabrettirir.. Sayfa 108 Profil Yayınları
Hayal Meyal
Hayal MeyalTarık Tufan · Profil Yayınevi · 20165,5bin okunma
aşksız olma ki ölü olmayasın,aşk ile öl ki diri kalasın...
Reklam
İki şey insanı diri tutar bayım, aşk ve savaş ! Nuri Pakdil
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.