Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanrı kapısına binlerce altın torbası götürsen, Tanrı, bi­ze bir şey getireceksen gönül getir der. Çünkü der, altın, gümüş, kapımızda hiçbir şey değildir . . . bizi istiyorsan istediğimiz gönüldür bizim. Senin bir saman çöpü kadar değer vermediğin yıkık gö­nül, Arş'tan da üstündür, Kürsi'den de, Levh'ten de, Ka­lem'den de.
Sayfa 344 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / IV. Basım Mayıs 2022 İstanbul - Cilt 8Kitabı okudu
Bazı kpss tarih notları
1-) Türk İslam Devletleri Yazar-eser ~Mevlana - Divanı kebir ~Hacı Bektaş Veli - Makalat ~Yunus Emre - Divan ~Ahmet Gülşehri - Mantıkut Tayr ~Hoca Dehhani - Selçuklu Şehnamesi Oğuzlar - Dede Korkut Hikayelerini oluşturan Türk topluluğu Kıpçaklar - Dede Korkut Hikayelerine konu olan Türk topluluğu Akkoyunlular - Dede Korkut hikayelerini yazılı
Reklam
"Ey insanoğlu! Kendindeki gizli hazineyi araştır. Kendini bul. Bul ama dikkatli ol, kendini çaldırma. Bu Hak yolunda açıkgöz bir hırsız pusu kurmuş seni bekliyor. Bu hırsıza dikkat et de kendini çaldırma!" Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr'den
Sayfa 181 - Server YayınlarıKitabı okudu
"Öldüğüm gün, tabutunu omuzlar üzerinde gördüğün zaman, bende bu cihanın derdi var sanma. Bana ağlama, vah vah deme. Şeytanın tuzağına düşersen, vah demenin sırası o vakittir. Cenazemi gördüğünde, ayrılık deme. Beni mezara koyduklarında, elveda deme. Mezar cennet kapısının perdesidir. Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret. Güneş ile aya, batmadan ne ziyan gelir? Sana, batma görünür ama o aslında doğmaya hazırlıktır. Mezar ise hapishane gibi görünür ama aslında canın hapisten kurtuluşudur..."🕊️ 📜 Mevlana, "Divan-ı Kebir'den Seçmeler", C 2, 911. Beyit.
İlk semâ Hazreti Ebu Bekir'e dayandırılır. Bir gün Hazre ti Peygamber (sav), sağ tarafında oturan Hazreti Ebu Bekir'e ba- karak şöyle dedi: "Allah'tan sana gelen bir selâmdan ötürü seni kutlarım. Cebrail şimdi geldi ve "Şu abaya sarınan sağındaki adam kimdir?" diye sordu. Ben, "Bu Ebu Bekir'dir. Mekke fethinden önce bütün malını benim için harcadı, beni tasdik etti, kızını bana nikāhladı." dedim. Cebrail, Allah'ın kendisine selâm gönderdiğini ve bu fakir halinde kendisinłen razı olup olmadı- ğını sorduğunu söyledi. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir uzun bir süre ağladı, sonra ayağa kalkıp cezbeyle dönerek; "Ey Allah'ın Rasulü! Ben Allah'ın kazā ve kaderine razı ve teslim olmuşumdur." dedi. İşte bu vecd ile dönüş Mevlânâ yolunun alâmet-i farikası olmuştur. Mevlâna hazretleri Hazreti Ebubekir'in soyundandır. Meş- rebi de Hazreti Ebubekir'den gelen Kübreviyye tarikati üzerinedir. O, semâyı müzik olmadan, doğal olarak yapardı. O dönemde yaygın olan üç saz vardı: bendir, ney ve rebab. Mevlână hazretleri Mesnevî ve Dîvân-ı Kebir adlı kitaplarında musikiye ve saz aletlerine çokça vurgu yapar. Zaten Mesnevî'nin ilk beyti neyden bahsederek başlar. Bazıları onun rebab çaldığını söylerler. Ama bu kesin bir bilgi değildir.
Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective’in Önsözü
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'ın yazdığı "Mevlâna: Hayatı, Şahsiyeti ve Fikirleri" (Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective) kitabının İngilizce çevirisine yazdığı önsözle
Reklam
Fethullah Gülen ve Şefik Can
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'nın kitabına yazdığı önsözle ilgili... Abdullah Aymaz'ın kaleminden okuyalım. 1910 yılında Erzurum'da müderris Tevfik Efendi ile Gülşen Hanım'ın oğlu olarak
Nuhu, "Ah ödülü öbür tarafa bırakıp belayı vermede çok acele eden rabbim, sonra da diyorsun ki insan aceleden yaradılmıştır, çok acelecidir, neden acaba? Senin nefesinden, senin," diye yüksek sesle ama gene başına bir şey gelmesinden endişe ile sesini latife ediyor tonuna getirip ses titreşimini bile bir elektrik teli gibi aman fazla yükselmiş olmasın, hoşgörü hep zaten hoşgörülebileceğedir, diğeri olsa Hallac-ı Mansur böyle olmazdı. İbret al Nuhu, hayat bir ibrethane, diye düşünürken şifahane gördüğü evinin salonundaki güzel reyhanî levhaya gözü takıldı. Kırk yıllık, Divan-ı Kebir'den bir beytin yazılı olduğu levhasında şu an- da aynı istifle, "Şeytan da hasta olunca aziz kesilir," yazılıydı. Nuhu gençliğinde olsa günlerce düşüneceği, tesiri altında kalacağı bu şahsi tecrübeyi şimdi birkaç saniyede okuyup geçti. Geçerken bütün gençliği ve evirip çevirdikleri de sırtında binlerce kez düşünülmüş en olmadık yerlere konulmuş sonra indirilmek zorunda kalmış eşyalar gibi artık sadece sahibinin sırtındaydı.
Sayfa 437Kitabı okudu
Namaz (Değişik Bilinç Halleri)
"Ey eşi ve benzeri bulunmayan ay! Sen gönül göğüne doğ da geceyi gündüze çevir, çevir de geceleyin yollara düşen kişi yani geceyi ibadetle geçiren kişi, gönlünde senin aydınlığını hissetsin de: "Bu gece ay ışığı yok"demesin." (Hz.Mevlânâ Divan-ı. Kebir'den seçmeler)
Sayfa 265 - Kaktüs psikoloji yayınlarıKitabı okudu
Işık İnsan
..."Şu insanın şeklini, bir takım birbirine zıt vasıfları birleştirerek meydana getirdiler. Onun nakışını, suretini, gamın tezgahında çizdiler, çamurunu kederde yoğurdular. İnsan bazen şeytan olur, bazen melek, bazen de yaratıcı canavar kesilir. Bu ne esrarlı bir varlıktır ki çeşitli huylar, çeşitli meziyetler bir araya toplanarak onu meydana getirmiştir." (Hz.Mevlânâ, Divan'ı Kebir'den seçmeler, cilt 4, sayfa 31)
Sayfa 137 - Kaktüs Psikoloji YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her toplum sarhoş olmuştur da başka toplumların biz­ den ne haberi var ki demiştir.
Müslüman'dan, Yahudi'den, Hıristiyan'dan her seher çağı ses yücelir, dualar göğe ağar.
Allah’ım! Sen'den başka hiç kimse kış mevsiminden baharın intikamını alamaz!
Gizli, herkesten çekilmiş kişilerden misin, can meclisinde­ kilerden mi? Acaba Ermen ülkesinden misin, Rum ülkesin­ den mi, yoksa Şamlı mısın?
Bir soluk olur, yol keserim, gulyabani olurum; bir soluk olur, gevşerim, usanır giderim... bir soluk da olur, şu ikisin­ den de dışarı çıkarım, o yüce damın yücesine ağarım.
819 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.